ArtılarKullanıcı dostu ara yüz, kısa alışkanlık süresi, elemental birimler
EksilerGrafikler günümüz teknolojisinde değil, tekdüze RTS oynanışından pek çıkılmamış
İlk savaşın ardından 25 sene geçmiştir ve düşman gruplar, bir şekilde barışı
koruyabilmişlerdir. Ne zaman ki yeni cumhurbaşkanı seçilir ve seçildikten sonra
suikasta kurban gider, sıcak bir savaşın daha eşiğine gelinir. Daha önce
ateşkese imza atmış olan topluluklar, tekrar birbirlerine girmişlerdir. Dünyayı
yepyeni bir savaş dalgası ve felaket beklemektedir. Bu ara oyunların en moda
senaryosu da bundan ibaret. Açıkçası böyle felaketlere alışmaya başladık.
Makine meydanı
Supreme Commander 2, robotların amansız mücadelesini anlatan bir RTS. Başrolde,
ateşkesi bozan üç topluluk; United Earth Federation, Cybran Nation ve Illuminate
bulunuyor. Her grupta altışardan olmak üzere toplam 18 görev bizi bekliyor.
Klasikleşmiş RTS oynanışının dışına çok fazla çıkılmamış. Üssümüzü koruma, diğer
toplulukların üssünü yok etme ve yandaşlarımıza yardımcı olma gibi bilindik
görevlerle karşı karşıyayız. Açıkçası ilk oynamaya başlamamdan itibaren yapım,
bana Warhammer 40.000 serilerini anımsattı, ciddi anlamda çok benzer buldum.
Tabii ki Supreme Commander’daki haritaların büyüklüğü daha fazla ve bir anda
ekrandaki birim sayısı oldukça fazlalaşabiliyor.
"Ateeeeşşşş"
İlk oyundaki grafikler, zamanına göre hiç fena sayılmazdı, ancak ekran doldukça
bilgisayarın performansını da olumsuz yönde etkiliyordu. Supreme Commander 2’de
bu duruma çare bulunmaya çalışılmış. Detaylar biraz kısılmakla birlikte,
bilgisayarın performansı hakikaten de yerlerde sürünecek durumlara gelmiyor.
Grafiklerden taviz verilmesi yine de oyun severlerin çok da tercih etmeyeceği
bir şey. Robotların ve binaların ayrıntıları gözü rahatsız etmiyor, ama hitap da
etmiyor. Su efektleri fena sayılmaz, ancak patlama ve yüzeylerin daha iyi
olmasını beklerdim. Daha doğrusu zamanının çok gerisinde seyrediyor.
Her topluluğun kendine özgü birlikleri var ve hepsi de upgrade edilerek daha
ölümcül hallere gelebiliyor. Binalarımız da inşa edildikten sonra kendi
içlerinde geliştirilebiliyor ve böylece kendi savunma mekanizmaları oluşuyor.
Birim ve binalarımızı oluşturmak için, mass ve enerji olmak üzere 2 kaynak
kullanıyoruz. Binaları, mühendislerimizle birlikte, ordu komutanımız olarak
nitelendirebileceğimiz ACU’lar yapabiliyor. Birimleri geliştirmek üzere kilit
binamız Research Center.