ArtılarRengarenk atmosfer, sürükleyici oynanış, harika giriş videosu.
EksilerOynanabilirlikteki ufak zorluklar, X-Box versiyonundan çok ta farklı olmayan grafikler, uzun süreli oynayıştan sonra kendini tekrar eden savaş sistemi...
Rol yapma oyunları olarak bilinen RPG’ler hiç şüphesiz bize hayal
edemediğimiz dünyaların kapılarını açıyor. Bu fantastik dünyalarda, gerçekte
asla olamayacağımız karakterlere bürünüp, ya iyi tarafı seçip kahraman ya da
kötü tarafı seçip, şeytanın ta kendisi olabiliyoruz. Şüphe yok ki, normal
hayatımızdan alacağımız zevkten çok daha fazlasını bu doğa üstü karakterler
sayesinde alıyoruz. Zira evden işe, işten eve giden bir adamı kontrol etmenin
neresi zevkli olabilirdi ki? Deneyim puanlarını nasıl kazanacağız, evden işe
yürüyerek mi?(+ Stamina) Ölmeden karşıdan karşıya her geçişimiz, vitality olarak
bize geri dönebilirdi belki... 1 ay boyunca rutin yapılan bu işlerin ardından,
ay sonunda Level Up yerine ekranda şöyle bir ibare olabilirdi: Cash Up(!)..
X-Box’ta da vardı!
Sudeki bundan yaklaşık 1 yıl kadar önce X-Box kullanıcılarıyla buluşmuş ve
ortalamanın üzerinde aldığı puanlarla, adından bir süreliğine söz ettirmeyi
başarmıştı. Bunun üzerine yapımcılar Sudeki’yi PC’ye modifiye etmeye başladılar.
Bir kaç ay sonra da PC kullanıcılarıyla buluşan Sudeki, ilk bakışta
X-Box’takinden teknik yönden pek de farklı gelmedi...
Oyunun konusu genel olarak, iyi ve kötünün savaşı. Ancak bunu öyle harika bir
giriş videosuyla gösteriyorlar ki, gerçekten tekrar tekrar izlenilesi bir video.
Videoda kullanılan karakterlerin hareketleri ve görünüşleri çok başarılı. Tıpkı
kültürümüzün bir parçası olan Karagöz ve Hacivat’ı andırıyor. Ancak bilgisayarın
grafiksel nimetlerinden yararlanıldığı üzere çok daha estetik olmuş. Kesinlikle
dikkatle izlemenizi tavsiye ederim.
Biraz pratik
Oyuna ilk olarak iki kişiye karşı pratik yaparken başlıyorsunuz. Burada size
Combo’larınızı deneme fırsatı veriliyor. Açıkçası benim gibi burayı “esc”e
basarak atlarsanız, düşmanlarla karşılaştığınızda epey zorluk çekebilirsiniz. Bu
yüzden Combo’larınızı burada denemeden oyuna başlamayın.
Sudeki’ye ilk olarak tek karakter ile başlıyorsunuz. Ancak hikaye ilerledikçe 4
ana karakteriniz oluyor. Evet yanlış okumadınız. Sudeki’de 4 tane ana
karakterimiz var. Her birinin tahmin edileceği üzere kendi yetenekleri var. Özel
düşmanlara karşı strateji geliştirmeniz için bu 4 karakter çok işe yarıyor.
Kimisi uzaktan düşmanlara büyü yoluyla saldırırken, kimisi ise yakın dövüş
konusunda uzman. Hal böyle olunca tam bir takım oyunu oynayarak, düşmanları
kolaylıkla alt edebiliyoruz.
Yapımın savaş sistemi Prince of Persia serisini(3 boyutlu versiyonları)
anımsatıyor. Öyle ki yapılan kombolar, düşmanların darbe alış biçimleri vb...
oldukça POP ile benzerlik taşıyor. Ancak Sudeki’de en yakındaki düşmana
kilitlenme olmadığı için, kontrollere alışana kadar biraz zorluyor. Öyle ki
çevrenizdeki düşmana bir türlü dönemeyebiliyorsunuz. Bazende tam döndüm derken,
rakibiniz yer değiştiriyor... Ancak kontrollere alıştıktan sonra bu durum da pek
sorun olmayacaktır.
Rengarenk görüntüler
Sudeki’nin grafikleri X-Box’takine oranla çok farklı değil. Açıkçası
çözünürlüğün ve anti alisign’in nimetlerinden yararlanılması, oyunu görsel
yönden çok ta ileriye taşımamış. Ancak oyunun genel yapısı itibariyle
görüntüleri rengarenk. Bu renk cümbüşü içerisinde atmosfer de gayet başarılı
yaratılmış. Hava kararıp ta, düşmanların ortalarda salındığı anlarda, o
rengarenk atmosfer, karanlık puslu bir hale geliyor. Açıkçası yapımcı Climax, bu
geçişi de gayet başarılı hazırlamış.
Genel olarak bakıldığında Sudeki, ortalamanın üzerinde bir RPG. Teknik yönlerden
X-Box versiyonuna oranla büyük bir değişikliğe kesinlikle sahip olmasa da,
özellikle rengarenk atmosferi görülmeye değer. Tabi oyunun zayıf yönleri de yok
değil. Bunların en başında savaşlar geliyor. Eğer Combo’ları ve diğer
karakterleri oyun boyunca etkili kullanamazsanız, oyun epey tek düze bir hale
geliyor. Eğer Final Fantasy’nin gerçek zamanlı versiyonu gibi bir oyun
istiyorsanız, Sudeki’yi kesinlikle atlamayın. Eğer bu türe pek aşina değilseniz,
oynamasanız da çok büyük kaybınız olmayacak. Oyuna dalıp gerçek hayatı
unutmayın.