‘’Rainbow Six’’ adlı kitabının, sanal ortamlara girmesiyle birlikte Tom Clancy adını daha fazla duyar olduk. Takım halinde, taktiksel hareketler göz önünde bulundurularak oynanan oyun, belki de yazdığı kitaplardan bile daha fazla ilgi gördü. Oyunun ve Clancy’nin kendine özel, belli bir fan kitlesi dahi oluştu. Durum böyle olunca, devam oyununun gelmesi gecikmedi ve ‘’Rogue Spear’’ başta olmak üzere hepsi belli başlı başarılar elde eden eklentiler yapıldı. Bundan böyle yazar Tom Clancy, oyun dünyasının efsane isimleri arasındaki yerini alarak, taktiksel - aksiyon türünün duayeni oldu. İşte bu deha şimdi de Splinter Cell isimli yeni bir oyunla yine adından söz ettiriyor.
Gizlilik sanatı
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bu oyunun Rainbow Six serisiyle hiçbir alakası yok ve düşündüklerinizin aksine takım bazlı da oynanmıyor. Oyun boyunca NSA adına çalışan, gizli bir güvenlik örgütüne bağlı, ajan Sam Fisher’i yöneteceğiz. Oyunu karakterin arkasından, yani üçüncü kişi bakış açısından oynuyoruz (Metal Gear Solid 2’deki gibi). Splinter Cell’de bir ajanı yönettiğimiz için, yapımcılar gizliliği ön planda tutacak bir oynanış hazırlamış. Bu nedenle karakterimiz bir çok akrobatik hareket yapabilmekte. Parmak ucunda yürümek, borulara tırmanmak ve duvara yaslanıp, etrafı gözetlemek ise bunlardan sadece bir kaçı. Ancak en çok işinize yarayacak hareket; dar koridorlarda, duvarlara sabitlenmek. Peki tüm bu hareketleri yapmanıza olanak veren kontroller nasıl? Açık sözlü olacağım; kontroller çok da iyi değil. Özellikle çatışmalarda, seri hareketler yapmanız gerektiğinde zorlanma olasılığınız fazla. Bunun sorumlusu hala çözemedigimiz Xbox’un kontrolleri mi yoksa yapımcılar mı? Bence her ikiside...
Sam Fisher’a birbirinden zorlu 14 görev ve 4 farklı ülkede eşlik edeceğiz. Bu görevlerde bizlere yardımcı olacak 13 adet silah ve bir sürü ilginç ekipman bulunmakta (gece gözlüğü, çeşitli kameralar ve lazerler). Bu ekipmanlardan en kullanışlı olanı; kapıların altından uzatabildiğimiz optik kamera. Gördüğünüz gibi Sam’in (Bizim Sam, Sam Fisher) kullandığı aletlerin 007’ninkilerden pek farkı yok. Ama Sam’in onun kadar şanslı olduğunu söyleyemeyiz ne takım elbiseyle dolaşıyor, nede etrafında güzel kadınlar var. Sam’in üzerinde Black ops kıvamında siyah bir giysi ve termal gözlük var (bu gözlük sayesinde karanlıkta ısıya göre düşmanlarınızı görüyorsunuz). Düşmanların yapay zekası genel olarak başarılı ancak kendini çok fazla tekrarlıyor. Her şeye karşı aynı tepkiyi verdikleri olabiliyor. Örneğin; MGS 2’deki gibi her düşmanın kendi bulunduğu koşula göre tepki vermesi gibi bir durum söz konusu değil. Bunun dışında yapay zekanın gerçekçiliği bozacak herhangi bir eksi yok.