ArtılarSürükleyici senaryo. Etkileyici sinematik anlatım. Detaylı bölüm tasarımları. Çoklu oyuncu seçenekleri tekrar oynanabilirliği artırıyor. Seslendirmeler çok etkileyici.
EksilerTek kişilik senaryo çok kısa. Aksiyona odaklı yeni oynanış sistemi oyunu fazlasıyla kolaylaştırıyor. En yüksek zorluk seviyesinde bile yapay zeka çuvallıyor.
Sam Fisher geri döndü, ama ne dönüş... Yıllarca devletin kirli işlerini
yerine getiren kelle avcısı rolünü üstlenen Sam, bu sefer kişisel bir mesele ile
karşımıza çıkıyor. Derdi, kızının ölümünün perde arkasındaki sırrı ortaya
çıkarmak, ama ne yazık ki üstü kapalı bir ölümün perde arkasını araştırmak öyle
kolay bir iş değil. Artık Third Echelon için çalışmadığı için tek başına yolara
düşüyor Sam. Sokaklarda isimsiz olarak dolaşıyor, her türlü bilgi kırıntısını
araştırıyor. Amacına ulaşmasına çok az kalmışken kötü talih peşini bırakmıyor
yine. Tabii yıllarca kelle avcılığı yapan birinin istediği anda bu işleri
bırakması da kolay değil. İlla birileri onun becerilerinden istifade etmeyi
planlıyor. Bizler de farklı bir şey olsun istemiyoruz. Belki acımasızca olacak,
ama Sam’in başına bir şeyler gelsin de, onunla omuz omuza bir macera daha
yaşayalım diye düşünüyoruz elde olmadan. Sam de kızı için balıklama atlıyor
maceraya, ama ne macera...
Bugüne kadar yayınlanan tüm Splinter Cell oyunlarında entrikalarla dolu
senaryolara alıştık, ama bu bir başka. Conviction’da daha ilk sahneden itibaren
tahmin ettiğiniz her olay, öngördüğünüz her fikir yanlış çıkıyor. Görevleri
tamamladıkça, ara videoları izledikçe ürettiğiniz tüm tezleri çöpe atmak zorunda
kalıyorsunuz. Çünkü senaryo, ekran başındaki herkesi sürekli ters köşeye
yatırıyor. İçim içimi yiyor ama keyfinizi kaçıracak bilgi vermemem gerektiği
için deyalara inemiyorum, ama şu bir gerçek ki, Conviction oynarken defalarca,
şaşkınlığınızı daha fazla gizleyemeyip, bol ünlemli cümleler kuracaksınız.
Tekrar çal Sam
Bir kere şunu açıklığa kavuşturalım, SC: Conviction, önceki hiçbir SC oyununa
benzemiyor. Sam Fisher bu macerada öylesine sinirli, öylesine agresif ki,
rakiplerine bir süre sonra acır hale geliyorsunuz. Sam, rakiplerini etkisiz hale
getirirken yerden yere vuruyor, çevredeki her cismi potansiyel işkence aleti
olarak görmeye başıyor. Sam’in nefreti diyaloglarına da yansıyor. Öyle ki,
diyaloglara fazlasıyla kendinizi kaptırısanız, dişlerinizi gıcırdatıp düşman
avlamaya çıkabilirsiniz. Zaten oyunun amacı da bu. Sam’in nefretini kullanıcıya
hissettirmek ve oyunun içindeki kararları da öfke ile vermemizi sağlamak. Bu
nefret ve agresiflik içeren hikaye yapısı, Convition’ın da en temel özelliği.
Sorgu sahneleri, Conviction'ın en etkileyici anlarını oluşturuyor
Hatırlarsanız, geçtiğimiz haftalarda yaptığımız demo incelemesinde oynanışın çok
değiştiğini ve bunu biraz da yadırgadığımızı söylemiştim. Tam sürümü de oynama
imkanı bulunca anladık ki, doğru bir tespit yapmışız. Splinter Cell serisinde
edinmiş olduğunuz tüm taktikleri, tüm kuralları çöpe atın gitsin. Conviction ile
yepyeni bir oyun sistemine kavuşuyoruz. Artık gölgelere saklanmanın eskisi kadar
getirisi yok. Siper arkasında bulunmanın önemi ise paha biçilemez. Aksiyon
sahneleri tavana vurmuş, hızlı olmanın önemi artmış. Kısacası oynanış tarzı
yeniden yaratılmış Conviction’da.