Space Interceptor, eskiden arcade salonlarında ya da Amiga’larımızda
oynadığımız shooter oyunlarına çok benziyor. Bir uçağımız var ve sürekli
karşımıza bizi öldürmeye programlanmış olan düşmanlar geliyorlar. Biz de onları
bölümler boyunca bıkmadan usanmadan öldürüyor, puanlar kazanmaya çalışıyorduk.
Space Interceptor’ın da buna yakın bir mantıkla ilerlediğini söyleyebilirim.
Havada, hatta uzayda geçen bir shooter oyunu ve karşımıza çıkan bir sürü uçağı
indirmeye, gereken binaları da yok etmeye çalışıyoruz. Arcade’lerde
oynadıklarımızdan tek farkı, bölüm içlerinde gerçekleştirmemiz gereken
görevlerin olması ve ayrıntılı olmasa da gemimizin gelişmesine de olanak
tanıması.
Uzayın derinliklerinde
Space Interceptor bize oynanabilecek çok fazla bir seçenek sunmuyor. İstersek
alıştırma için bir training bölümü oynayabiliyoruz ama kontrollerde hiçbir
problem yaşamanız söz konusu değil. Uçağımızı yönlendirmek için mouse’umuzu,
ateşlemeler için de mouse’umuzun tuşlarını kullanıyoruz. Klavyede de W,A,S,D
tuşları ile strafe hareketlerini gerçekleştirebilmek mümkün ama size garanti
edebilirim ki, klavyeye çoğu zaman hiç ihtiyacınız olmayacak. Sadece mouse ile
işlerinizi rahatça halledebiliyor ve düşmanları vurabiliyorsunuz. Klavye sadece
biraz daha manevra yapmak isteyenler için.
Her bölümde bize görevler veriliyor ve biz de bunları gerçekleştirmeye
çalışıyoruz. Genelde görevler hep aynı; üssü koru, gelen düşmanları yok et,
düşman üssüne saldır. Başka ekstra birşey yapmıyorsunuz, bu da oyunun zengin bir
içeriğe sahip olmadığını gösteriyor. Görevlerden önce, uçağımızın ve onun sahip
olduğu silah sistemini görebiliyorsunuz. Her görev geçtiğimizde, uçak daha da
gelişiyor ve kullanabileceği yeni silahlara sahip oluyor. Ayrıca, uçağın hangi
konuda daha fazla gelişim göstereceğini kendimiz belirleyebiliyoruz. Şöyle ki,
saldırı, defans ya da hız konularında gelişmesini ve daha üstün olmasını
sağlayabiliyoruz. Görev geçtiğimizde yeni silahlar kazandığımızdan bahsettik, bu
silahların da kendilerine ait değişik özellikleri, hızları ya da yeniden dolum
zamanları var. Gemimizin gelişimine göre uygun olan silahı seçmek de bize
kalıyor. Gereken brifing’i aldıktan sonra maceramıza başlıyoruz.
Düşman saat 9 yönünde
Kuru bir oynanışı olmasına rağmen, Space Interceptor’ın grafikleri çok hoşuma
gitti. Çok detaylı olmasa da, binalardan ve güneşten gelen ışıklandırmalar son
derece güzel gözüküyor. Bol ışıklandırma olması, göze hoş geliyor, özellikle
güneşin olduğu yerlerdeki yansımalar gayet hoş detaylar. Patlama efektleri de
hiç fena sayılmaz ve onlar da güzel görüntüler oluşturuyorlar. Uçağı
yönetebileceğimiz değişik kamera açıları bulunuyor. İsterseniz iç, isterseniz de
dış kameradan kontrol edebiliyorsunuz. Genelde dış kamerada bulunmak, çevreyi
daha iyi süzebilmenize ve saldıran uçakları daha geniş ekranda görebilmenizi
sağlıyor. Çevrede çeşitli kaya ve meteor parçaları uçuşuyor ve bu da oyuna biraz
olsun atmosfer katabiliyor. Görev icabı vurmamız gereken düşmanlar, korumamız ya
da yok etmemiz gereken binalar da ekran köşelerine denk gelen oklar ile
gösteriliyor ve siz de o yöne doğru uçarak ilgili yere ulaşabiliyorsunuz.