Skull And Bones

Platformlar PC, PlayStation 5, Xbox Series X
Skull And Bones
  • Yapımcı - Yayıncı Ubisoft - Ubisoft
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 75
1 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%100
Artılar - Grafikler
- Atmosfer
- Gemi Savaşı Mekanikleri
Eksiler - Oyundaki Görevlerin Tekdüzeliği
- Tekrar Eden Yapı
- Özensiz Hazırlanan Kara Kısımları
Özel İnceleme
İlkay Eren Kartal 16.02.2024 - 12:46
Skull And Bones İnceleme içeriğimizde Ubisoft'un yıllardır beklediğimiz korsanlık oyununa yakından bakıyoruz. Kara Göründü. Bakalım, oyun toprağın üstünde mi yoksa altında mı?

Skull and Bones inceleme yazımızda, Ubisoft'un defalarca erteleyip, uzun zamandır yayınlamasını beklediğimiz oyuna yakından bakıyoruz. S&B nasıl bir oyun olmuş, gelecek vaat ediyor mu? Tüm sorularınızın cevaplarını okudukça bulacaksınız.

Güneş gözümü alırken sular ufka doğru beni itiyordu. Yer ve gök komple maviye bürünmüştü. Günlerdir ne bir ses ne bir soluk duyduk tayfamla. Her gece bir öncekinden daha yavaş azalan gıda stokumuz bile durumun vahametini açıklıyordu. Sanırım başaramayacağız, bunca insanın sorumluluğu benim üstümde ve ben bir çıkar yol bulamıyorum…

Skull and Bones İnceleme / PC

Korsanlık teması oyun dünyasında pek de sık rastlayamadığımız bir tema. Benim bir çırpıda aklıma Black Flag ve Sea of Thives geliyor. Bunlardan ilkinin yapımcısı güzide firmamız Ubisoft 2017 yılında bize kendilerinin korsan temalı bir oyun geliştirdiklerini söyledi ve çıkış tarihi olarak ertesi yılı işaret etti. Ertesi yıl ise herkes oyunun çıkışını beklerken skandal biçimde Ubisoft oyunu çıkartmadı ve Skull and Bones bir süre sessizliğe büründü. Ardından firma oyunu tekrar duyurdu ve işte karşımızda kanlı canlı bir şekilde oyun duruyor.

Okyanusun ortasında bitap düşmüş gemimiz

Oyuna dair çekinceler basitçe oyunun korsan temasına değil de gemi savaşlarına odaklanıyor oluşuydu. Yapımcıdan tıpkı Black Flag gibi vakti geldiğinde kılıcımızı çekip birilerini doğradığımız kimi zaman ise gemimize atlayıp diğer gemilere meydan okuduğumuz amansız savaşlara girdiğimiz bir oyun bekleniyordu. Şahsen ben de bunlardan biriydim ve Ubisoft’un bize etkileyici bir korsan hikâyesi anlatacağını ummuştum. Günün sonunda bu hayallerimiz gerçek mi oldu yoksa Skull and Bones, nefis gözüken Hint Okyanusu’na mı düştü hep beraber bakalım.

…Açlıktan midemi sırtımda hissedebildiğim bir gecenin başında okyanusun uçsuz bucaksız sularını izlemeyi kendime alışkanlık haline getirmiştim. Ne bir hazine ne bir yağma ne bir ödül, hiçbir şey bulamamıştık. Adamlarımdan birkaçını kaybedeceğime emin gibiydim. Tabi hepimiz telef olup gitmezsek…

Hazır ve Ateş

Öncelikle elimizdeki oyunun ne olduğunu bir netleştirelim. Skull and Bones online tabanlı ve korsan temalı bir yapım. Geminizle seferlere çıkmak var, görevler var, geliştirmeler var, kozmetik eşyalar var ve bunlar gibi birçok gemi geliştirmesi ile macerası oyunun içinde mevcut.

Gitmeye çalıştığımız her yerde karşımıza çıkan manzaralar

Günümüzde servis oyunu dalgası bir hayli meşhur bildiğiniz üzere. Yapımcılar oyunlara sezonlar, pass’ler, etkinlikler ve pek tabi ek içerikler getirerek oyunlarının sonsuza kadar (!) oynanacağını düşünüyorlar. Kanaatimce bir oyunun uzun ömürlü olması için öncelikle o oyunun iyi olması, eğlendirmesi ve bana güzel vakit geçirtmesi gerekiyor.

Bence oyunda sürekli aynı görevleri yaptıktan sonra oyuna isterse 100 sezon gelsin, çok da elzem değil. O oyun kısa ömürlü olmaya mahkûmdur ve çok geçmeden bu anlaşılır. Firmalarımız esefle içi boş servis oyunlarını piyasaya bombalamaya devam ediyorlar ve sanırım gelirler onları tatmin ediyor ki bu işten kimse vazgeçmiyor. Ya da servis oyunu tutturmak firmalar için o denli bir hayal ki kimse peşini bırakmıyor ve ısrarla deniyor. Dediğim gibi, servis oyunu da olsa tek oyunculu da olsa çok oyunculu da olsa, teması da ne olursa olsun bir oyunun önce eğlenceli olması gerekiyor. İyi oyunu kimse “Ya bu servis oyunu kardeşim” diye dışlayacak değil.

Skull and Bones özelinde durum da tam olarak böyle. Elimizde bir servis oyunu var, ama Ubisoft buna servis oyunu denmesini istememiş. Adı konulmamış ilişki gibi ne olduğu belirsiz biçimde oyun oracıkta kalıvermiş.

Oyunların türünün bizi ilgilendiren ilk şey olmadığını yukarıda açıkladım. Bizi alakadar eden şey yapımın iyi olup olmaması. Peki, Skull and Bones iyi bir oyun mu? S&B bu yargıya kolayca varabileceğiniz bir oyun değil. Bu yüzden daha anlaşılır olması adına incelemeyi sınıflara ayırdım. Karşınızda Ubisoft tarlasının son mahsulü Skull and Bones!

…Suların serinliklerinden meltemle yüzüme körpe bir sille iliştiren rüzgâr artık beni ayıltamıyor, uyandıramıyor. Umursama duygumu kaybettim. Umudumu kaybettim. Bu maviliklerin ortasında hepimiz ölüp gideceğiz. Yolumuzu kaybettik. Stoklarımız bitti. Artık tek yapmamız gereken şey oturup ecelimizi beklemek. İlk giden en az acı çeken olacak. En çok acı çeken ise son gidecek. Sadece birkaç gün daha fazla yaşamak için bunlara katlanamam…

Deniz Güzel Şey

İlk başta oyunun teknik özelliklerine değinmek istiyorum. Denizde onlarca saatimizi geçirmemiz isteniyorsa bizden öncelikle o denizin güzel gözükmesi gerekiyor. Baktıkça benim içimin açılması gerekiyor.

Gerçi deniz dediğime bakmayın siz, oyun Hint Okyanusu’nda geçiyor.

Oyunun manzaraları gerçekten nefis gözüküyor. Geminizin güvertesinden bakan kameraya geçip uçsuz bucaksız suları sakin sakin kat etmek gerçekten insana iyi geliyor. Oyunun gemi mekanikleri de buna elverişli keza gemiyi kullanırken sürekli bir akselerasyon yapmak zorunda değilsiniz araba kullanır gibi. Yelkenlerinizi indirin ve gemi gitmeye başlasın. Bu ilk başta her ne kadar garip gelse de alışması hiç uzun sürmüyor.

Skull and Bones'un diğer gemi mekanikleri de hiç fena değil. Kullandığınız aracın bir gemi olduğunu ve onun görece hareket etmesinin zor olduğunu ve hantal olduğunu gayet güzel deneyimliyorsunuz. Öyle kolay kolay sağa sola çabuk manevralar alamıyorsunuz. Önce dümeninizi toplayıp sonra istediğiniz yere salınıyorsunuz. Üstelik bu işin bir de akıntı kısmı mevcut. Eğer akıntı kuvvetliyse zaten hantal olan gemi daha da hantallaşacak ve mesafe almak, manevra yapmak iyice zorlaşacak. Bu esnada siz de kendinizi gamepad ile boğuşurken bulabilirsiniz. Karşınıza bir düşman çıktığı takdirde ise iş çığırından çıkıyor. Önce akıntıya göre geminizi tutmanız gerekiyor. Ardından rakibinize göre manevra alıp ateşleme yapmak istediğiniz yönden isabetli bir atış yapmaya çalışmanız gerekiyor.

Ben dürüst değilim ve dürüst olmayan bir adamın dürüst olmayışına gövenebilirsiniz... Kaptan Jack Sparrow

Ateş etmek bu kadar meşakkatli olunca ondan aldığınız tatminin de o kadar yüksek olmasını istiyorsunuz doğal olarak. Oyun bu konuda sizin çabalarınızı hiç boşa çıkartmıyor ve vurduğunuz yerde efektler, kritik hasarda ekran sallanmaları hatta bir gemiyi batırdığınızda nefis gözüken patlamalar ile bu vuruş hissini gayet güzel yaşatıyor. Oyunda herhangi biriyle, NPC yahut gerçek oyuncu mücadele ederken hiçbir şekilde bıktığımı hatırlamıyorum. Gemi mücadeleleri çok güzel hazırlanmış.

Bir diğer teknik özellik olarak sayabileceğimiz kısım oyunun diyalogları ve kendi çapındaki sinematikleri. Gemi mücadeleleri her ne kadar özenle hazırlanmış olsa da karada gezinme durumları için aynısını söyleyemeyeceğim maalesef. Ne yazık ki biz oyundan bir korsan teması beklerken iş gemi temasına kaymış. Yanlış beklentiye girmişiz. Oyunda karada yapabileceğiniz hiçbir şey yok. NPC’ler ile konuşmak inanılmaz keyifsiz. NPC’lerin mimikleri o kadar kötü ki hiçbir NPC ile konuşmak istemedim oyun boyu. Diyalogların seslendirmeleri de aynı şekilde aşırı ruhsuz ve yapmak için yapılmış gibi duruyor.

Buradan çıkartmamız gereken sonuç şu; oyun çok ikilemde kalmış. Yapımcılar kesinlikle bir online oyun yapmak istemişler lâkin tepkiden çekinmiş olsalar gerek ki araya boş boş bir sürü şey yerleştirmişler ve gemi harici her şey aşırı bir özensiz. Bunlara ileride tekrar değineceğim.

Ah şu NPC'ler yok mu? Konuş konuş bitmiyor....

Denizin Haramileri

…Artık gözkapaklarım öylesine ağır ki bedenimden, onlardan başka hiçbir şeyi hissedemiyorum sanki. En son traş olduğumda pek bir parıltıyla bana doğru bakıyorlardı aynadan. Kim bilir hangi kanın kızıllığına boğuldular gözlerim. Ölüm gelip beni bulana kadar onları bir daha açmamaya karar verdim. Son gördüğüm şeyin gökyüzü olması ölümümü huzura boğacaktı…

S&B'un görselliğinden ve ambiyansından bahsettik, ama güzel görseller ve etkileyici manzaralar bir oyunu iyi kılmaya yetmiyorlar. Beni bu manzarada sürükleyecek içeriklere ihtiyacım var ki bende oynama motivasyonu oluşsun. Ne yazık ki oyunun en büyük eksisi de burada devreye giriyor. İşin gemi savaşı kısmına o kadar takılmış ki sevgili yapımcı, sanırım bu savaşı neden yapacağımızı tasarlamayı unutmuş.

Oyun enfes sayılmayan ama kendi çapında idare eden sinematiklerle sizi karşılıyor. Anlıyorsunuz ki hiçliğin ortasında bir savaştasınız ve ortalık adeta bir ölüm çemberi. Buradan savaşa savaşa çıkacaksınız ki başka şansınız da yok. Başlıyorsunuz vurmaya, yavaş yavaş ve yıprana yıprana önünüze geleni indiriyorsunuz. Bu esnada oyun size savaş mekanikleriyle ve görselliğiyle şov atıyor adeta. Siz de ortama çok çabuk ısınıp önünüze geleni indirmeye çalışıyorsunuz kim dost kim düşman belli değil.

Çok klişe bir açılış fakat oyunun görselliği burada devreye girip tüm oyunu taşıyor.

Beklenen olup da geminiz suyun dibini gördükten sonra bir şekilde karakterimiz hayatta kalıyor ve oyun görselliğiyle bir kez daha size şov atıyor. Savaş sonrası ortam, enkaz gemiler, yüzen tahta parçaları ve diğer atmosfer parçaları hepsi yerli yerinde. Sonrasında karakterimiz yerde bir su birikintisine bakıyor ve karakter yaratma ekranımız bizi karşılıyor. Söylemeliyim ki aşırı boş bir karakter yaratma ekranı var oyunun. Üç beş şey seç devam et. Tam bu noktada oyunun karaktere pek de önem vermediğini, asıl önem verdiği mevzunun gemi olduğunu anlamalıydım ama sonradan fark ettim mevzuyu. Karakter bildiğiniz “bunu da yapmış olalım” diye oraya konulmuş herhangi bir şeyden ibaret. Sesi bile yok! İnanır mısınız oyunda diyalog seçebiliyoruz ama karakterin sesi yok! Sanırsın 60$’lık triple A bir yapım değil de GTA 3 oynuyoruz. (Gerçi Ubisoft kurucu ve CEO'su Yves Guillemot'a göre AAAA bir oyun)

Gidiyorsunuz ve aşırı ruhsuz karakterlerden tekrar tekrar aynı görevleri alıp bomboş bir döngünün içine giriyoruz açılıştan sonra. Şunu batır, şunu loot’la, olmadı mı? Bu kez direkt loot yap. Loot bitmesin sürekli loot yap. Oyunun mantalitesi bu. Sonrasında ise topladığınız malzemeler ile geminizi geliştirip daha güçlü bir gemi inşa ediyorsunuz. Tüm oyun bundan ibaret.

Oyun motivasyonu ne yazık ki daha iyi bir gemi inşa etmek üstüne kurulu ve yine pek maalesef bu eğlenceli değil sevgili yapımcılar. İki arada bir derede kalmış oyun.

Online yapalım demişsiniz hikâye seveni de küstürmeyelim diye düşünmüşsünüz ama kaç tane oyun var bu mentalle başarılı olabilen?

Gemi savaşları eğlenceli ona kesinlikle lafım yok. O zaman daha gemi savaşlarına yönelseydin. Matchmaking ekler rekabetçi bir oyun inşa edebilirdin online istiyorsan. O kadar kötü kararlar verilmiş ki ne yazık ki inanılmaz bir potansiyel harcanmış. Elinde harika bir tema var. Bu temayı destekleyen güzel de bir oynanış mekaniği var ama kalanı yok. Oyunun silah çeşitliliği yine iyi durumda ama tüm silahları görecek kadar sabreder misiniz bilemedim.

SONUÇ

…Sanki her nefesi son nefesimmiş gibi daha fazla tutuyordum içimde. Onlara sıkı sıkıya sarılmak istiyordum, tarih bizi yazmayacaktı. Başarısız olmuştuk. Zaten bu hep böyledir. Tarihe geçenleri, tarih yazdığı için tarihe geçmiştir. Elbet bizim de birkaç olayımızı tarihe geçiren bulunur. Nefes almak çok zorlaşıyor ve artık son kara göründü...

Özetleyecek olursak elimizde şahane gözüken ve şahane mekanikleri olan bir korsan temalı gemi oyunu var. Ubisoft oyunlarında bir standart haline geldi zaten bu “Sevenine gitme” muhabbeti. Bu oyun için de yine aynısını söylemeden edemeyeceğim eğer gemileri seviyorsanız ve “kalan etmenler çok da umurumda değil, biraz vurur biraz kasılırım” mantığıyla düşünüyorsanız Skull And Bones orada buyurun. Oyunun tam oyun fiyatından çıktığını ve yurt dışında 60$ etiketi olduğunu bir kere daha hatırlatalım.

Yorumlar 17
MK Okuru
MK Okuru 2.11.2024 13:20
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 24.02.2024 11:58
Alınır mı alınmaz mı diye düşünürken,iyi ki bu yazıyı okumuşum.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 20.02.2024 03:42
Hayatımda oynadığım en kötü ubisoft oyunuydu max 25 veririm
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 20.02.2024 03:19
Bu quad-a oyun arkadaşlar, yani yaklaşık 750 milyon dolar üstü para harcanmış. Düz diyelim, 1 milyar dolar üstüne quad-a diyelim. Bu oyun sizce 1 milyar dolarlık bir oyun mu?
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 19.02.2024 22:15
75 Nasıl ya? oyunun iyi yanı mı var ki 75 kesinlikle hak etmiyor.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 19.02.2024 09:15
75 bile çok en fazla 55 almalıydı 7 yıldır uğraşılan oyun bu mu :) 8 saat denedim hiç beğenmedim almayı da düşünmüyorum.
Kalan Karakter: 300 Gönder