ArtılarÇizgi film tarzında grafikler, komik diyaloglar
EksilerYeni bir şey katmıyor
Uzun süredir özlemini hissettiğimiz macera türündeki oyunlar, akmasa da
damlıyor tabirine benzer şekilde piyasaya çıkmaya başladı. Bu durumun muhtemelen
en büyük sebebi, kaliteli hikayelerin yazılmasının güç olmasından kaynaklandığı
söylenebilir. Grim Fandango, Monkey Island, Syberia kadar kaliteli macera oyunu
oynamayalı ise çok ama çok uzun süre oluyor. Simon the Sorcerer 4: Chaos Happens
ise mazisi olan, ancak son versiyonu ile kaliteli bir maceranın, ancak açlığını
bastırabilecek düzeyde bir yapım olduğu söylenebilir.
Simon’la yeniden birlikteyiz
Simon’u en son PC platformunda gördüğümüzde, takvimin yaprakları 2002 senesini
gösteriyordu. Başarılı olmayan bir 3D’ye geçim, zayıf grafikler, aksiyondan uzak
boş bir dünya onu tanımlamaya yetecek kelimelerdi. Oysaki yapım ilk kez Dos ve
Amiga için çıktığı 1993 başında oldukça sevilmişti. Seri ardından gelen
yapımların büyüsü bir süre korunduysa da, benim bilgisayar oyunları için kayıp
zaman olarak nitelediğim 3D’ye geçiş evresinde, bocalamaktan kurtulamamıştı. Bu
defa ise dibe vurduktan sonra silkinmiş bir Simon çıkıyor karşımıza. Klasik
“Point and Click” yordamı kullanılan yapım, eski ile direk olmasa da bağlantılı,
göndermelerin de bol olduğu bir oyun. Bu durum, eskiyi bilmek açısından bir
gereksinim teşkil etmediği gibi, seriyi oynamamış ya da unutmuş olanlar içinde
birer hatırlatma niteliği taşıyor.
Simon the Sorcerer 4’ün biraz da hikayesine değinelim. Açılış videosunda
Simon’un küçük bir odada ağabeyi ile televizyon izlediğini görüyoruz. Ancak bu
durum, izlemekten daha çok kavga şeklinde geçmektedir. Zira iki kardeş
izleyecekleri kanal konusunda uzlaşamamakta, izledikleri programlar konusunda da
birbirleri ile dalga geçmektedirler. Simon, tartışmaktan çok şiddetin etkili
olacağı görüşüne inanan ağabeyi tarafından fırlatılan uzaktan kumandaya hedef
olur. Başından isabet alan karakterimiz, ufak bir sarsıntı geçirerek hayal
görmeye başlar. Hayalinde yapımın önceki versiyonlarından hatırlayacağımız,
Sihirli Krallığın bayan karakteri Alix’in, Krallığın büyük tehlikede olduğunu ve
kendisinden yardım istediğini görür. Uyandığında ise bunun bir hayal mi, yoksa
gerçekten Alix’in yardım istediğine karar veremeyince Sihirli Krallığa gitmeye
karar verir. Böylece karakterimizin kontrolü odasında iken bize geçer. Odadaki
gardırop aracılığı ile boyut değiştirebilen Simon, onu kullanabilmesi için
yeterli enerjiye ihtiyaç duyar. Böylece ilk bulmacamız odada Simon’un enerji
içeceğini aramakla başlar. Burada bir ipucu da vereyim; enerji içeceği gerçek
bir enerji içeceği değil, daha çok bir inek mamulü! Gardırop aracılığı ile
Sihirli Krallığa gittiğimizde ise ilk olarak Alix’le karşılaşırız. Ancak burada
işler biraz garipleşir. Zira Alix ondan yardım istemediğini söylediği gibi,
Simon’un onu terk ettiğini, ilişkilerini bitirdiğini ve Alix’in bir yüzük
fırlatma sahnesine tanık oluruz. Durum bu kadarla da kalmaz; ortada dolaşan
sahte bir Simon olduğunu da kısa süre sonra öğreniriz. Tabii ki sahte Simon
kimdir, neden bizim kılığımıza girmiştir, krallık gerçekten tehlikede midir
yoksa bu bizim yediğimiz darbe sonrası uydurduğumuz bir şey midir gibi soruların
yanıtlarını öğrenmek sizlere kalıyor.
Yanıtlar
Biraz muzip, biraz da dalgacı olan Simon, konuşmalar ve Text’ler içinde komik
enstantaneler ve diyaloglar içeriyor. Bulmacalar ise saç baş yoldurtmayacak
düzeyde ayarlanmış. Büyük bir kısmını çok zorlanmadan bulunabiliyor. Her ana
görev, macera seyir defterimizde listeleniyor ve tamamlandıkça bitirilmiş
olanlar listesine aktarılıyor. Tamamlanmamış görevler üç ipucu yıldızı içeriyor.
Her bir yıldızı tıkladıkça daha fazla tüyo veriliyor. Zaten bulunduğunuz
ortamlarda gezerken ya da nesneleri birleştirmeye çalışırken Simon tarafından
ufak uyarılarla bilgilendiriliyoruz. Nesneleri yanlış sıra ya da yanlış yerde
kullanmaya çalışmak gibi durumlarda Simon yardımımıza yetişiyor. Saklanmış
nesnelerde çok ufak ve bulunması güç olmayıp, fare ile nesne avına çıkmaya gerek
kalmıyor. Grafikler açısından göze hoş gelen ve temiz kaplamaların kullanıldığı
görülüyor. Karakter grafikleri ve animasyonları da ortalama düzeyde. Odada
dışarıdan gelen araba sesleri, ormanda kuş cıvıltıları gibi bulunulan ortama
uygun seslendirmeler seçilmiş. Karakter dublajlarının da iyi olduğu
söylenebilir. Genel olarak baktığımızda Simon the Sorcerer 4: Chaos Happens,
ortalama bir macera tecrübesi vaat ediyor. Uzun süredir örneklerine sık
rastlayamadığımız bir tür olduğundan eksiklerini biraz daha mazur görüyoruz.
Türü özleyenler için tavsiye edilebilir.