Evinizi iyice bir kontrol edin.
Korku filmi seyrederken kendinizi nasıl hissedersiniz bilmiyorum, şahsen ben fazla etkilenen bir insan değilim. Hatta arada komik gelenleri bile olur. Beni en çok etkileyen film, The Ring’di, özellikle arka planda insanı huzursuz eden ses efektleri, filmin en etkileyici öğesiydi. Bu olaya bir de Silent Hill serisinde rastlayabildim, üstelik bu bir oyun serisiydi. Biraz geçmişinden bahsetmek gerekirse, Silent Hill ilk olarak PSX’de doğdu. Etkileyici hikayesi ve atmosferi sayesinde, birçok oyuncuyu kendisine hayran bıraktı, heyecanlı dakikalar yaşamalarına neden oldu. Survival / Horror türündeki oyunlara taze kan olarak gelen Silent Hill, ilkinden sonra 2. ve 3.’sü ile PS2’cilere de gerilim getirdi. Böylelikle serinin başarısı katlanarak arttı, artık klasikler sınıfına girmeyi başardı. Hatta Silent Hill’in konsollarda sevilmesi, PC’cileri de harekete geçirdi, 2. ve 3. oyunun PC versiyonları yapıldı. Şimdi Konami’nin bize yeni bir hediyesi var; Silent Hill 4: The Room, PS2 ve Xbox ile birlikte, PC’yi de aynı anda vuracak.
Geçmiş Silent Hill’lerden aşina olduğumuz gerilim ve bu gerilimi tetikleyen aksiyon öğeleri, Silent Hill 4 ile katlanarak geri dönüyor. Yeni oyunumuz, South Ashfield isimli kasabada geçiyor. Rolünü üstlendiğimiz kişi Henry Townshend. Henry, bir gece görmekte olduğu kabustan ani bir şekilde uyanır. Kendine geldiğinde ise gözlerine inanamaz; apartman dairesinin kapısı zincirlerle sıkı sıkı bağlanmıştır, tuzağa düşürülmüştür. Çıkacak hiçbir yer bulamayan Henry, dairesini araştırmaya koyulur. Bunun sonucunda, başta banyosunda ve duvarlarda olmak üzere, bazı esrarengiz delikler keşfeder. Bu delikler, aslında daha ürkütücü ve alternatif dünyalara açılmakta olan portal’lardır. Henry’nin, kapana kısıldığı dairesinden kurtulabilmesi için, bu portal’ları kullanmaktan başka çaresi bulunmamaktadır. Amacı, buradan kurtulmanın yanında, nasıl ve neden hapsolduğunu da anlayabilmektir.
Silent Hill 4: The Room, yeni bir hikaye ile birlikte, yeni karakterleri, mekanları ve yaratıkları da beraberinde getiriyor. Hapsolduğumuz dairemizde, kontak kurmaya çalışacağımız yan komşularımız bulunuyor. Portal’larla alternatif dünyaya geçiş yaptığımızda ise, daha değişik karakterlere rastlayacağız, böylece hikaye daha da değişik boyutlar kazanacak. Oyunun dikkat çeken yeni özelliklerinden birisi şu; Henry apartman dairesindeyken kamera 1. şahıs görünümünde olacak, etrafı bu şekilde araştırabileceğiz. Portal’lar ile diğer mekanlara geçiş yaptığımız zaman, kamera geçmiş Silent Hill’lerden alıştığımız gibi 3. şahıs görünümünde olacak. Atmosfer kadar, geçtiği mekanlar da son derece ürkütücü olacak. Lanetli bir otel, karanlık ve her türlü tehlikeye açık bir orman ya da uğursuz yeraltı tünellerinde gezmek, insanı tedirgin etmeye yetecektir.