Shrek 2

Çocukluk çağımızın vazgeçilmezidir, masallar; geceleri uyumadan evvel dinlediğimiz. Okumayı yeni öğrendiğimiz yıllarda bir çırpıda bitirdiğimiz. Değişen ve gelişen dünya ile kaçınılmaz olarak masallarda evrim geçirdi. Bizim zamanımızın “Alice”leri, “Çizmeli Kedi”leri, “Sindirella”ları şimdiki masalların komedi unsuru haline geldi. Şimdiki çocuklar bizden daha mı şanslı ya da daha mı şanssız bilemiyorum ama onlar bizim severek okuduğumuz (dinlediğimiz) masalları “ti”ye alan alternatif masallarla yetişiyorlar.

İşte Shrek’de bahsettiğimiz masalları “ti”ye alan, geçtiğimiz yıl sinemalarda bilgisayar animasyonu olarak gösterilen bir filmdi. Oldukça kaliteli bir yapım olarak sunulan Shrek sadece çocuklar tarafından değil, her yaştan insan tarafından büyük beğeni kazanmıştı. Böyle beğeni toplayan bir filmin devamı yapılması kaçınılmaz olduğu gibi, oyununun da yapılması bir zorunluluktu (!) İşte filminin çıkmasına birkaç ay kala, Shrek masalı kaldığı yerden devam ediyor.

Karı koca iki ogre, bir eşek ve Çizmeli Kedi…

Hikaye ilk filmin bittiği noktadan start alıyor. Eğer ilk filmi izlemediyseniz, size hikayeyi özetleyen bir demo olmadığından (ve benim de size anlatmaya vaktim olmadığından), yazının burasına bir işaret koymanızı, gidip filmi izlemenizi ve yeniden okumaya başlamanızı tavsiye ederim. Her neyse, kahramanımız Shrek, karısı Fiona ve sevgili eşekleri, mutlu ve monoton hayat sürmektedirler. Prenses Fiona, kendisini ejderhanın elinden kurtaran beyaz atlı prensini, “Far Far Away” isimli ülkenin kral ve kraliçesi olan ailesiyle, tanıştırma vaktinin geldiğini düşünür (çok büyük bir hata yaptığından henüz habersizdir.). İsmi gibi kendi de “çok çok uzak” olan ülkeye ulaşmak için çıkılan yolculuk, oyunumuzun ana macerasını teşkil etmektedir. Daha yola çıkılan ilk günde yolları, orman eşkıyaları tarafından kesilir ve aksiyon dolu oyunumuz başlar. 

Oyun piyasasındaki tüm platformlara hazırlanmış olan Shrek 2, üç farklı yapımcı elinden, PC, konsol ve GBA olmak üzere üç farklı platforma, üç farklı oyun yapılmış. Çok iyi bir fikir olduğunu söylememiz gerek. Hemen her multiplatform oyununda görülen uyuşmazlıklar ve yaşadığımız problemler, şimdilik yok edilmiş gibi gözüküyor. ‘KnowWonder’ tarafından yapılan PC versiyonu, ilk intiba olarak son derece çocuksu yapısıyla karşılıyor bizleri. Fazla detaylandırılmamış grafikleri, kolay oyun yapısı, basit bulmacaları ve yediyi geçmeyen tuş takımı sayısıyla, özellikle küçük yaşlardaki oyunculara yönelik bir oyun çıkmış ortaya. Sizi bilmem ama ben burada itiraz ediyorum. Tamam, Shrek bir masal, bir animasyon ama her yaştan izleyici kitlesi olan bir film. Yapımcıların bu durumu göz önüne alarak bir çalışma yapmalarını beklerdim.

Basit grafikler, mükemmel seslendirmeler…

Shrek 2, tıpkı ilk film ve oyunda olduğu gibi masallar dünyasını karış karış gezen bir hikaye. Haritaların dizaynı bu büyüyü yansıtmayı başarıyor. Rengarenk ormanlara, çiçeklere, taştan evlere diyecek laf yok ama dokuların en yüksek detay seviyesinde bile çok boş olduğunu söylemek zorundayım. Ana karakterlerimizde dahil olmak üzere tüm karakterler, dört’ü geçmeyen animasyon sayısına sahip. Grafikler, her bilgisayarın çalıştırabilmesi için mümkün olan en düşük seviyede tutulmuş olabilir. Akla gelen en mantıklı cevap bu. PC versiyonunun grafik olarak, konsol versiyonlarının epey gerisinde kaldığını da eklemeliyiz. Tıpkı filmi gibi oyununda en güzel yanı seslendirmeler. İskoç aksanlı karakterimiz Shrek, komedi unsurumuz Eşek ve aralarına yeni katılan Çizmeli Kedi yol boyunca türlü diyaloglarla bizleri güldürmeyi başarıyorlar. Shrek’in her türlü duruma karşı korkusuz ve sakin yaklaşması, Eşek’in de istisnasız her şeyden korkması ve kiralık katil olan Çizmeli Kedi’nin de kendinden emin tavrı izlemeye değer. Müzikler ise tıpkı filmdeki gibi ve hepsi oldukça kaliteli. Gözleriniz bayram etmeyecek ama kulaklarınız resmen coşacak bu oyunda…

Karakterler arasında geçişlerin olması oyuna ayrı bir renk katmış. İlk bölümlerde Shrek’le oynadıktan sonra yeri geldikçe diğer karakterlerinde yönetimini elimize geçirebiliyoruz. Sadece bir eksikle. O da; Hangi karakteri kullanacağımıza biz karar vermiyoruz. Bulunduğumuz bölümde kapana kısılmışsak, küçük bir havalandırma deliği haricinde çıkış yoksa, elbette çizmeli kedi görevin başına geçip kapıları açmak için yola koyuluyor veya üst katta bulunan düğme çok sertse ve basmak için en azından bir katırın çifte atması gerekiyorsa, hangi karakteri yönetmemiz gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. Keşke bu tür bulmacaların çözümüne direkt olarak biz müdahale edip, karakter geçişlerini kendimiz yapabilseydik. Haritaların kimisi ufak, kimisi ise platform oyunu için dev sayılacak şekilde farklılık gösterebiliyor. Şurası kesin ki kaybolmak imkansız. Yollar asla birkaç seçeneğe ayrılmıyor, sadece dümdüz ilerlerseniz ya da altın paraları takip ettiğinizde gitmeniz gereken yolu buluyorsunuz. Kimi yerlerde ise gitmeniz gereken yerler dev işaret panolarıyla gösteriliyor.