Birbirine zıt iki duyguya mensup topluluklar, sadece kendi inançları
doğrultusunda dünyanın yönetileceğine, karşıt görüşü savunan herkesin öleceğine
ve yalnızca adaletin bu şekilde sağlanacağına inanmıştı. İyilik ve kötülük...
Belki de barış sağlanabilirdi, ama kardeşliği kötülük üzerine kuran uygarlıklar,
bu ihtimali çoktan unutmuştu bile. Uzun yıllardır süren savaşta Elfler, Vailler
ile amansız bir mücadele içerisindeydi. Fakat bir süre sonra Elfler, arkasındaki
desteği kaybedince zor durumda kaldı ve Tanrıçalarından yardım istedi. Hemen
ardından devasa bir köprü oluştu ve Elfler, köprünün diğer kısmında insanlarla
karşı karşıya geldi. Böylece Işık İttifakı da kurulmuş oldu. Vail kahramanı
Isquiron ve Nordein hükümdarı Tyrannus, aralarında anlaşmaya vararak kötülük
üzerine kurulu bir kardeşliğe adım attı. Onlara göre kötülük, birleştikçe daha
güçlü bir nefrete dönüşebilecekti ve tek istedikleri de Işık İttifakı'nı ortadan
kaldırarak dünyaya kötülüğü hakim kılmaktı. Peki ama hangisi haklıydı? İyi mi,
kötü mü?
"Kılıcın gücü ve büyünün laneti bir araya gelince ölüm kaçınılmaz olur."
Adalet yalnızca size göre adil olandır
Betaya ilk adım attığımızda, bizden iyi veya kötü olmak üzere bir taraf seçmemiz
isteniyor. Bu seçimi yaparken iyi düşünmekte fayda var, çünkü bir daha
tarafımızı değiştiremiyoruz. Safımızı belirledikten sonra sıra ırk seçmeye
geliyor. Aydınlık tarafta yer alacaksak, insan veya Elf; karanlık tarafta
bulunuyorsak ise, Nordein veya Vail ırkına mensup karakterleri seçebiliyoruz.
Her ırkta üç farklı sınıf yer alıyor ve her biri karşı ırktaki sınıflarla aynı
seviyede. Örneğin, aydınlık tarafta koruyucu sınıfından bir karakterin
özellikleri, karanlık taraftaki suikastçı sınıfında da bulunuyor. Her ikisi de
doğayı kullanarak gizlenebiliyor ve umulmadık anlarda saldırabiliyor, ancak
suikastçıların daha acımasız olduğunu söylemeliyim.