1/3

Shadows of the Damned

Erhan Kahraman 21.06.2011 - 14:59
Japonya’nın en iyileri bir araya gelirse…
Platformlar PlayStation 3, XBox 360
Shadows of the Damned
  • Yapımcı - Yayıncı Grasshopper - EA Games
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 90
26 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%89
Artılar Zahmetsiz oyun mekaniği, kendi evrenini oturtmakta başarılı, müzikleri ve renkleriyle sağladığı atmosfer çok iyi, harikulade müzikler, bol alternatife sahip cephane ve çatışmalar, Johnson başlı başına bir artı.
Eksiler Hikâyenin anlaşılır hale gelmesi zaman alıyor, korku/aksiyon oranı biraz düşük kalıyor.
Konsol dünyasında aksiyon türünde son 10 yılın mihenk taşlarına baktığımızda pek çoğunda Japon mührü görmek mümkün. Gears of War ve Uncharted gibi birkaç seri hariç, aksiyon türüne yenilik katan Resident Evil 4, Devil May Cry, Killer7, Metal Gear Solid gibi pek çok oyun Japon dehaları tarafından geliştirildi. Öte yandan, Silent Hill gibi nevi şahsına münhasır oyunlar da genelde Japonya’dan ya da Avrupa’daki bağımsız yapım stüdyolarından çıkıyor. Peki bunca yeteneği bünyesinde barındıran Japonlar, işinin en iyisi olan üç ismi tek bir oyun için bir araya getirirse ne olur?

Muhteşem Üçlü İş Başında

Grasshoper Manufacture stüdyolarında geliştirilen korku aksiyon oyunu Shadows of the Damned, daha önce pek çok oyunda gerek türe getirdikleri yenilikler, gerekse yapım kalitesi ile kendini kanıtlamış isimlerin elinden çıkıyor: Resident Evil serisinin babası Shinji Mikami, Suda51 olarak da bilinen ve (Killer7 gibi) alışılagelmişin dışında oyunlarda imzası bulunan Goichi Suda ve Silent Hill serilerinin unutulmaz müziklerini yapan Akira Yamaoka.

Oyun dünyasına pek de uğurlu gelmeyen 2011 yılında Dragon Age 2, Duke Nukem Forever gibi “beklentiyi tam olarak karşılayamayan” oyunlarla karşılaşmak, Shadows of the Damned, kısa adıyla DMD’ye temkinli yaklaşmamıza neden oldu. Neyse ki muhteşem üçlü bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve aksiyon oyunlarında bir mihenk taşına daha merhaba diyoruz.

Shadows of the Damned
Aksiyon oyunlarının şablonu genelde bellidir; ortalamanın üzerinde bir karizmaya sahip olan ana karakter, her zaman bir arayış içindedir ve hedefine ulaşabilmek için onlarca “kötü adamı” kötekler. Bu arayış kimi zaman bir görev, kimi zaman varılması gereken bir yer, kimi zaman da iblisler tarafından öldürülüp, onların dünyasına çekilen sarışın çıtır sevgili olabilir. İblis avcısı Garcia Hotspur’un durumunu üçüncü şık ile açıklayabiliriz. Meksika sınırından henüz geçmiş birinin aksanıyla konuşan Hotspur, biraz paldır küldür başlayan hikâyede öldürmek üzere olduğu bir iblisin sözlerinden kıllanıp eve dönüyor ve çok sevdiği kız arkadaşının Fleming adlı iblis lordu tarafından öteki aleme aktarılmasına şahit oluyor. Kısa bir tutorial işlevi gören bu bölümün ardından, uzun zamandır bir oyunda gördüğüm en iyi yancı karakter olan Johnson ile iblis dünyasına geçiş yaparak maceramıza başlıyoruz.

Japon Usulü Mizah

Amacı ne olursa olsun, her iblis avcısının Johnson gibi bir yancıya ihtiyacı var. Zira eski bir iblis olan ve Hotspur’a iblis dünyasında rehberlik eden Johnson, gerek fonksiyonelliği gerekse şahane esprileri ile oyunun sürekli taze kalmasını sağlayan temel faktörlerden biri. Karanlığın hüküm sürdüğü macerada bir meşale olarak yanımızda yer alan Johnson, nişan alma tuşuna bastığımızda silaha dönüşerek iblislere ölüm kusuyor(!). Üstelik, oyun boyunca aldığımız güçlendirmeler ile Johnson’ın yeni şekillere bürünmesini, diğer bir deyişle yeni silahlara dönüşmesini sağlamak da mümkün. Shadows of the Damned’in tanıtım videolarında gördüğünüz motosiklet de aslında Johnson’dan başkası değil.

Hotspur ve yancısı arasındaki diyaloglar Supernatural dizisinde Sam ve Dean Winchester kardeşlerin diyaloglarını anımsatıyor. Sık sık heavy metal göndermeleri yapılan DMD’de, geyik dolu afişleri kaçırmamak için bulunduğunuz ortamdaki her detaya dikkat etmek istiyorsunuz. Rapture şehrindeki (BioShock) mesaj dolu posterleri andıran bu afişlere