ArtılarPsişik güçleri kontrol etmek oldukça zevkli. Hikaye merak uyandırıyor...
EksilerAlarm çaldığında hiç bitmeden gelen düşmanlar ve başarısız yapay zeka. Geçmişe döndüğünüzde ortalama bir aksiyon oyunundan farksız oluşu ve hedef almadaki sorunlar...
Aksiyon oyunları, kuşkusuz büyük ilgi görüyor. İnsanların içindeki
bastırılmış şiddet duygusunu, bir nebze olsun törpülediğimiz bu yapımlar
sayesinde, kullanıcılar hayal alemlerine dalıyor. Kimi zaman, GTA’daki gibi
kendimizi organize suç örgütlerinin arasında bulurken, kimi zaman Hitman’deki
gibi geçmişinden bir haber olarak, suikastler yapıyorduk. Yine geçmişini arayan
adam konumunda olacağımız oyunlardan biri de Second Sight. X-Box versiyonu
çıkalı 6 ay kadar olan oyun, nihayet PC kullanıcılarıyla da kısa zaman önce
buluştu.
Burası neresi? Neredeyim ben?
İlk görevimize başlamadan önce, güzel bir video izliyoruz. Hastaneye
kaldırılmış. Sedye de ağır yaralı bir şekilde yatarken, çevremizdeki konuşmaları
duyuyoruz. Fakat sesler hep yankılı olarak geliyor. Gayet güzel düşünülmüş bir
ayrıntı. Kendimizde olmadığımız basitçe belli oluyor. Doktorun uyuşturucu iğne
yapması ile videoyu kapatıp, oyuna geçiyoruz. Aradan ne kadar süre geçtiğini
bilmeden uyanıyoruz ve gözlerimizi açtığımızda, üzerimizde bir gariplik olduğu
belli oluyor. Hemen ellerimizi yatağa bağlayan bantlardan kurtulup, ayağa
kalkıyoruz. Bu noktadan sonra kontrol bize geçiyor...
İlk gözümüze çarpan, her yerimizde darp izi olduğu. Nitekim mumya gibi sargılar
içinde dolaşıyoruz. Oyun içi video da aklımızdan kalan ilginç durumun ne olduğu
kısa süre içinde ortaya çıkıyor. Ölümden dönmemizin mucize olmuş olması
yetmiyormuş gibi doğa yasalarıyla açıklanamayan bir yeteneğe sahibiz!
Telekinesis isimli bu özellik sayesinde nesnelerle uzaktan iletişime
geçebiliyoruz. Fakat bu durum şuan için sadece, bir cismi kaldırıp, havada
tutmak veya sürüklemekten ibaret. Bulunduğumuz odanın kapısı dışarıdan
kapanıyor. Bizde içerde olduğumuz için yapılacak tek şey kalıyor. Mouse’un sağ
tuşuna basılı tutup, sol tuşa basmak. Böylelikle kapıyı açacak mekanizma ile
etkileşime geçip, odadan ayrılıyoruz.
Gördün mü? Ne yaptı!
Telekinesis adı verilen özelliği kullanmak oldukça eğlenceli. Girdiğimiz
odalarda epey etkileşime geçebileceğimiz cisim bulunuyor. Sizde ister istemez
onlarla oynamaya başlıyorsunuz. Özellikle takıldığınız bir yer oldu mu;
başlıyorsunuz çevredeki monitörleri bozmaya, kutuları döndürüp çevirmeye...
Telekinesis’in düşmanlar üzerindeki etkisi de bir hayli ilginç ve gerçekçi.
Düşünün; biri karşınıza geçmiş, önünüzde duran sandalyeyi, hiçbir fiziksel temas
olmadan havaya kaldırıyor! Ürkütücü bir durum değil mi? İşte oyundaki düşmanlar
da, sizi görünce aynen bu şekilde ürküyorlar ve korkudan yere çömelip
koşuşturuyorlar. Yalnız bu durum çok uzun sürmüyor. Geri geldiklerinde hiç
birşey olmamış gibi davranıyorlar. Eğer onların karşılarında tekrar telekinesis
özelliğinizi kullanmazsanız, size hemen saldıracaklardır. Böyle durumlarda
korkan düşmanlarınızın arkasından yaklaşıp, “space” tuşu ile onları yakalayıp,
öldürebilirsiniz.