Yol maceralarını hep filmlerde seyretmişizdir ve zaman zaman bazılarımız seyrettiğimiz bu maceraları gerçek hayatta da tatmak istemiştir. Eğer bu cümledeki tanıma uyan bir karakteriniz varsa Runaway – A road adventure, sizin için yapılmış bir oyun. Atmosferi, hikayesi karakterleri ve müzikeriyle bu oyunun, adventure severlerin ağzında kolay kolay unutamıyacakları bir lezzet bırakacağından eminim.
Herşey Brian adlı bir öğrencinin Amerika’ nın en iyi üniversitelerinden birine kabul edilmesiyle başlıyor. Doktora tezini halletmek için uzun bir yolculuğa çıkan Brian’ nın hesabı çarşıya uymayacaktır. Yolda aniden önüne çıkan Gina isimli bir kıza çarpmasıyla hayatı alt üst oluyor ve birdaha hiç unutamıyacağı bir maceraya adım atıyor. Kızı apar topar hastaneye götüren genç çocuk, görevini yapmanın verdiği huzurla oradan tam ayrılacak iken birden sağ duyusu devreye giriyor ve Gina’ nın yanında kalıp ona yardım etmesi gerektiğini anlıyor. Gina kendinden geçmeden hemen önce Brian’ a başına neler geldiğini anlatmıştır (kızın başına neler geldiğini oyunda görün derim) ve ondan yardım istiyor. Brian da dayanamayıp kıza yardım etmeye başlıyor ve artık oyunun kontrölü size geçmiş oluyor. Eminim ki her Türk genci Gina’ yı görünce bunu yapmaktan zevk alacaktır. Senaryo gerçekten de çok iyi yazılmış ve sizi hiç sıkmadan ilerliyor. Her bölümde farklı ve birbirinden güzel mekanlarda macera yaşıyorsunuz. Mekan tasarımları da göz kamaştıracak şekilde yapılmış. Bir adventurda olması gerekn herşey bu oyunda mevcut.
Oyun oynanış olarak klasik adventure oyunlarından pek farklı değil. Mouse ile ekranda gezip objeleri topluyorsunuz ve sonra da uygun yerde uygun nesneleri kullanarak önünüze çıkan engelleri aşmaya çalışıyorsunuz. Sırf mouse ile tüm oyunu götürebilirsiniz. Bu durum, bilgisayar alırken klavye almaya parası yetmemiş arkadaşları epey memnun edecektir. Inventory de ki objeleri de kombine edip işe yarar aletler elde etmeniz mümkün. Oyun da en çok hoşuma giden özelliklerde biri de Brian’ nın oyuncuyla sürekli interaktif durumda olmasıydı. Sürekli sizinle konuşuyor hatta bazen fikirleriniz hakkında yorum da yapıyor. Inventory ekranında da sizi yanlız bırakmıyor. Karakterler ise gerçekten çok iyiydi. Özellikle çölün ortasında karşılaştığınız üç travesti gerçekten de oyuna epey renk katıyor. Bunlarla bir kaçış planı yapıyorsunuz ki evlere şenlik. Kötü adam karakterleri de gayet iyi dizayn edilmiş. Seslendirmeleri de cabası. Kısacası oyunda ki her karakter, oyuna ayrı bir hava katıyor. Bulmacalar ise fena değil ortalama bir adventure ayarında. Post Mortem ‘da ki bulmaca dizaynı bu oyunda yok. Yani karşınıza çıkan mekanizmaların çalışma sistematiğine kafa yormaktan çok cebinizdeki eşyaları nasıl kullanıcağınıza kafa yoracaksınız. Broken Sword oynayanlar ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır.
