A. Oyuna Başlarken
Avrupa’yı fethe başlamak için önümüzde görünen bir engel var. Tam engel denmese
de direk oyuna dalmak isterseniz ilk başta mönüdeki sadece “prologue” kısmını
seçebilme imkanınız olduğunu görünce biraz canınız sıkılabilir. Hiç üzülmeyin, o
ekranı ekranınızda görüntülediğinizde bile oyunun diğer modları kullanılabilir
oluyor. Bu kısmı eğer oyunun tarzına aşina iseniz fazla yeterli ve derin
bilgiler vermediğini, ve sizin de bunu gereksiz görebileceğinizden görmezden
gelebilirsiniz. Ama eğer Total War oyunlarına ilk kez başlayacaksanız yararlı
olduğunu da söylemem lazım. Bu kısmı atlattıktan sonra oyun seçebilme ekranında
birbirinden farklı dört tür savaş yapabilme şansımızın olduğunu görüyoruz.
Bunlar; Imperial Campign, Historical Battle, Custom Battle ve Quick Battle.
Oyunun asıl tadı Imperial Campign’de çıktığı için ve zaten konsept bunun üzerine
kurulduğu için az sonra o kısma ayrıntılıca değineceğiz. Diğerlerine bakacak
olursak, Historical Battle seçeneğinde tarihi öneme sahip bir çarpışmayı tekrar
yaşıyorsunuz, hem de hiçbir anını kaçırmadan. Custom Battle’in Quick olanından
farkı ise savaşacak halkları ve askerleri kendiniz seçebiliyor olmanız;
diğerinde bu imkan yok, bilgisayarın iki tarafa da verdiği askerler ile savaşa
girişiyorsunuz. Aralarında Pretoryan, Kartaca, Britanya, Yunan, Cermen gibi 20
farklı halktan birini seçerek karşı tarafta ayarlayacağınız düşman birliklere
karşı mücadeleye girişiyorsunuz. Imperial Campign tarafında ise milattan önce
İtalya yarımadasına yerleşmiş üç büyük ailenin birini seçerek tüm Avrupa’ya nam
salmaya çalışıyorsunuz.
B. Harita Üzerinde
B1.1. Şehirler ve Yöneticiler
Şehirler, yöneticiler ve onların seviyeleri, şehirlerdeki asker güç oyunda çok
önemli bir yere sahip. Hatta bulunduğunuz yerdeki refah düzeyi yeni fetihler
yapmaktan bile daha çok göz önünde bulunmalı. Her şehrin sizde olduğu dönemleri
bakımından iyi yönetim ise fazlasıyla kritik; şehirlerinizi sürekli insanların
ihtiyaçları duyacağı şekilde geliştirmeli ve vergileri de akıcı biçimde cebinize
koymanız lazım. Çünkü yazının genelinde de sıklıkla değineceğim vergi olayı
gerçekten de dikkate değer. Ticaret yapamadığınız zaman çoğunlukla
gelirlerinizin büyük bir kısmı kesintisiz gelecek vergilere bağlı. Düşününce,
savaş harcamalarını, şehirlerdeki yapıları ve askeri yükseltmeleri hesaba
katarsak sürekli para sahibi olmak epey önemli. Oyunun sonlarına doğru da
topraklarınızı iyice genişlettiğinizde şehir yönetimindeki ince detayları
görmezden gelebilirsiniz. Zaten o zamana kadar da oyunda iyi bir tecrübe yapmış
ve neyin nasıl yapılması gerektiğine dair engin bir bilgi birikimine sahip olmuş
olursunuz.