1/2

Risen

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Bir ada, isimsiz kahraman ve birbirinden kopmuş bir halk!
Platformlar PC
Risen
  • Yapımcı - Yayıncı Piranha Bytes - Deep Silver
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Role Playing Game,Role Playing Game
  • Sistem Gereksinimleri
Merlin Puanı 80
14 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%71
Artılar Hoş grafikler, atmosfer, alışması kolay
Eksiler Saçmalayan dövüş sistemi, seslendirmeler, çok az rastlanabilen hatalar
"Yazı için Ceyhun Çarpar'a teşekkür ederiz."

Kim bilebilirdi ki, beni BioWare oyunlarından başka RPG'ler de etkileyebilir diye? Açıkçası RPG'leri anlaşılması baya zor, karman çorman ara yüzleri yüzünden oynamayı pek tercih etmiyorum. Aslında bu türü çok seviyorum, ama kafa patlatacak kadar zamanım pek olmuyor. Malum PC uzun süredir de oyun kıtıydı ve ben de ne yapayım ne edeyim; daha önce çıkardıkları hiçbir yapımını oynamışlığım olmayan Piranha Bytes'ın son geliştirdiği Risen'na bir bakayım dedim. İndirdiğim demo beni fazlasıyla etkilemişti ve tam sürümüyle birlikte maceraya daldım. RPG damarım yine kabarmıştı, ama sıkılmaktan korkuyordum. Fakat beklemediğim bir şekilde, komplike olmayan bir oyunla karşılaştım. Sadece ben değil, usta RPG oyuncuları bile bu yapımı beğenmişti!

Gothic’ten bu yana!

Adı olmayan karakterimiz, mürettebatı olduğu gemisinin esrarengiz bir şekilde batmasıyla, yine kendi gibi isimsiz bir adada (Oyun boyunca adanın ismi geçmiyor) gözlerini açıyor. Risen, açılışı bir fırtına ve karanlık havayla yapıyor. Müthiş atmosfer eşliğinde benimle birlikte kurtulan bayanı ve kendimi korumak için çevrede kullanacağım bir silah arıyorum. Yandaki odunluktan bir sopa koparıveriyor ve patikaya dalıyoruz. Bilinmezliğin verdiği tetikte olma güdüsüyle birkaç çeşit yaratık kesiyorum, canım da gittikçe azalıyor. Çevreden topladığım otları tüketerek canımı tazeliyorum. Derken karşımıza bir kulübe çıkıyor, artık fırtına bulutları dağılmış, gün doğuşunu altımda uzanan uçurum eşliğinde seyrediyorum. Yanımdaki bayana elveda deme zamanı, biraz etrafı arşınlamalıyım. Bir haydut kampına giriyorum, bir şeyler aydınlanmaya başladı. Haydutlar bu bataklığa, Inquisition'ın onların kasabasını ele geçirmesiyle yerleşmişler. Başlarında da eski ada hükümdarı Don Esteban var, onu görmek için de baya cebelleşiyorum gerçi.

Risen
"Yapımın grafikleri genel olarak hoş bir manzara sunmayı başarıyor."

Kime niyet, kime kısmet! Herkese var bize nispet!

Don Esteban ve adamlarının hemen hepsi çapulcu ve gerçekten "Haydut" olmayı hak ediyorlar. Liderinin ardından bir işler çeviren Brogar mı dersiniz, arenadaki dövüşler için gizli bahis açan Craig mi dersiniz, Harbour Town'da evlere soygun düzenleyen Cid'e ne demeli? Şu Don Esteban öyle bir adam ki, adamlarına kazdırdığı tapınaktan çıkan koca hazineyi görüyorsunuz, fakat o görev yaparak kazandığınız zırh için bile 2000 altın istiyor! Inquisiter, yani Inguisition'ın lideri ilk başlarda kötü bir izlenim yaratsa da, amacı dünyayı kötü güçlerden kurtarmak. Zaten bir süre sonra senaryo da o yöne kayıyor. Üstelik zırh da bedava!

Risen’ın derin olmayan senaryosu eşliğinde kasabalar arası turlayarak, pek büyük olmayan haritanın içinde gezinmeye başlıyorsunuz. Ayrım da burada başlıyor, oyun sizi iki taraftan birine girmeye zorluyor ve iki tarafta da hikaye farklı şekilde gelişiyor. Don Estaban'ın ekibine katılırsanız bir avcı veya savaşçı, eğer Inquisition'a katılırsanız büyücü olarak yolunuza devam ediyorsunuz. Gerçi oyunun ilk bölümünde manastıra yaklaşırsanız, sizi apar topar içeri alıp Inquisition'a katılmaya zorluyorlar. Kurtuluşunuz da olmuyor.

Bahsettiğim gibi yapımın haritası pek geniş değil. Fakat Risen mümkün olduğunca araştırmanıza; zaman zaman yolunuzu tıkayan uçurum ve ormanlık alanların berisinde ne olduğunu merak etmenizi sağlıyor, aslında bunu da başarıyor. Girebileceğiniz mağara ve yıkık tapınakların içinde oyunun başlarında girip de, pişman olup "Biraz güçleneyim, o zaman görürsünüz!" lafını pek sık kullanacaksınız. Bir Level Scaling (Düşmanların sizinle neredeyse eşit güçte olması) durumu kesinlikle söz konusu değil. Bu mağaraların içinde ne olduğunu gerçekten merak ediyorsunuz, fakat çoğuna girdiğinizde bir hüsranla karşılaşacaksınız. Çünkü göründüklerinden çok daha ufaklar ve çoğunda işe yarar şey çok az çıkıyor.