Özel İnceleme
İşte Rainbow Six: Siege tam da böyle bir gerginlikle kucaklıyor sizi. Kimin hangi köşeden çıkacağını, kimin hangi duvardan bir anda bulunduğunuz odaya dalacağını ve kimin o sırada sizi ufak bir kamera ile izlediğini asla tahmin edemiyorsunuz. Sizi adeta bir ölüm sessizliği ve aşırı gerçekçi yapısı ile çaresizliğe sürükleyen bir oyun olmuş Siege.
Tom Clancy oyunları, askeri anlamda diğer tüm akranlarından bir adım önde olan oyunlardır. Splinter Cell, Ghost Recon ve Rainbow Six, savaş oyunu anlamında mutlaka duymuş olduğunuz ve en az bir tanesini denediğiniz serilerdendir. Splinter Cell serisinde gizliliği ön planda tutup bir gölge gibi hareket ederken Ghost Recon'da zamanın biraz ilerisinde teröre karşı mücadelemizi veriyorduk. Fakat Rainbow Six'in yeri bu seriler arasında her zaman ayrı olmuştur. İlk oyunu 1998 yılında piyasaya sürülen Rainbow Six o zamandan beri türünde oldukça sevilen ve sayılan bir seri oldu. Taktiksel FPS (birincil şahıs görünümü) oyunları bakımından öncü serilerden birisi olan Rainbow Six'in yeni oyunu olan Siege, bakalım beklentilerimizi karşılamış mı?
Oyunu ilk açtığımızda bizi oyunun temasını anlatan bir video karşılıyor. Rainbow biriminin sözcüsü olan bir kadın, günümüzdeki terör olaylarından ve artık bu terör olaylarına "kendi yöntemlerimizle" karşı gelmemiz gerektiğinden bahsediyor. Rainbow Six'in en son oyunu olan Vegas 2 çıktığında henüz 2008 yılındaydık. Çıktığı seneye göre dünyanın o zamanki yapısını ve var olan tehditlerini inceleyen oyun, o dönemin güncel terör problemlerini kendince gözler önüne sermişti ve bu konuda harika bir iş başarmıştı. Vegas 2'nin üstünden tam 7 yıl geçti ve bu geçen 7 yıl ile beraber dünyamız da değişti. Dünyamız ile beraber politikalar, ülke sınırları, siyaset, günlük insan sorunları, ekonomi, savaş ekonomisi ve bu gibi uluslararası etkenler de değişikliğe uğradı.
Bu değişikliklerin sonucunda terör örgütleri de farklı emeller kazandı ve gittikçe güçlenmeye devam ediyorlar. Dünyadaki tüm uluslar artık daha önce hiç karşılaşmadıkları büyüklükte tehlikelerle karşı karşıyalar. Artık biyoterörizm adlı korkutucu bir terim var dünyamızda. İşte Siege'in teması da burada karşımıza çıkıyor. Gittikçe tehlikeli hale gelmeye başlayan terör örgütlerinin biyoterörizm ile güçlenip ulusları alt etmelerini önlememiz gerekiyor.
Oyunun açılış videosu bittiğinde Rainbow Six: Siege sizi bir grup babayiğit ile karşılıyor ve ana menüye geçmeniz için bir tuşa basmanızı istiyor. Siege, bir tek oyuncu moduna sahip değil maalesef. Elbette oyunda tek başınıza da yapabileceğiniz bir grup aktivite var fakat bunları yaparken çok da eğleneceğinizi söyleyemem. Oyunun asıl zevki, takım arkadaşlarınızla oynarken çıkıyor.
Teröristlerin yeni yüzü: Biyoterör
"Vücut ısımın yavaşça düştüğünü hissedebiliyorum. Kalp atışlarımı vücudumun her noktasında duyabiliyor ve damarlarımda akan kanın hızlı bir şekilde bedenimden dışarı süzülüşünü her bir damlasında fark edebiliyorum. Çok zamanım kalmamıştı. Belki de küçük bir sıyrıktı ve çarpışmanın etkisiyle kendimi yerden kaldıramıyordum. Ne yapıyorum ben burada? Rook daha bu sabah evde onun için bekleyen oğlunun fotoğrafını gösterdi bana. Ne yapıyorum ben? Şu, kapıda dağ gibi duran adam. Montagne mi o? Benim kalkmamı bekliyor. Gözlerimin içine bakıp bana doğru bağırmasından anlayabiliyorum bunu. Fakat neden kalkamıyorum? Çarpışma bu kadar şiddetli miydi? Onlar bana güveniyor, ben de onlara güveniyorum. Güvenlerini şimdi boşa çıkaramam. Şimdi olmaz! Kalkıp o masum insanları kurtarmalıyım!"İşte Rainbow Six: Siege tam da böyle bir gerginlikle kucaklıyor sizi. Kimin hangi köşeden çıkacağını, kimin hangi duvardan bir anda bulunduğunuz odaya dalacağını ve kimin o sırada sizi ufak bir kamera ile izlediğini asla tahmin edemiyorsunuz. Sizi adeta bir ölüm sessizliği ve aşırı gerçekçi yapısı ile çaresizliğe sürükleyen bir oyun olmuş Siege.
Oyunun açılış videosu bittiğinde Rainbow Six: Siege sizi bir grup babayiğit ile karşılıyor
Oyunu ilk açtığımızda bizi oyunun temasını anlatan bir video karşılıyor. Rainbow biriminin sözcüsü olan bir kadın, günümüzdeki terör olaylarından ve artık bu terör olaylarına "kendi yöntemlerimizle" karşı gelmemiz gerektiğinden bahsediyor. Rainbow Six'in en son oyunu olan Vegas 2 çıktığında henüz 2008 yılındaydık. Çıktığı seneye göre dünyanın o zamanki yapısını ve var olan tehditlerini inceleyen oyun, o dönemin güncel terör problemlerini kendince gözler önüne sermişti ve bu konuda harika bir iş başarmıştı. Vegas 2'nin üstünden tam 7 yıl geçti ve bu geçen 7 yıl ile beraber dünyamız da değişti. Dünyamız ile beraber politikalar, ülke sınırları, siyaset, günlük insan sorunları, ekonomi, savaş ekonomisi ve bu gibi uluslararası etkenler de değişikliğe uğradı.
Bu değişikliklerin sonucunda terör örgütleri de farklı emeller kazandı ve gittikçe güçlenmeye devam ediyorlar. Dünyadaki tüm uluslar artık daha önce hiç karşılaşmadıkları büyüklükte tehlikelerle karşı karşıyalar. Artık biyoterörizm adlı korkutucu bir terim var dünyamızda. İşte Siege'in teması da burada karşımıza çıkıyor. Gittikçe tehlikeli hale gelmeye başlayan terör örgütlerinin biyoterörizm ile güçlenip ulusları alt etmelerini önlememiz gerekiyor.
Oyunun açılış videosu bittiğinde Rainbow Six: Siege sizi bir grup babayiğit ile karşılıyor ve ana menüye geçmeniz için bir tuşa basmanızı istiyor. Siege, bir tek oyuncu moduna sahip değil maalesef. Elbette oyunda tek başınıza da yapabileceğiniz bir grup aktivite var fakat bunları yaparken çok da eğleneceğinizi söyleyemem. Oyunun asıl zevki, takım arkadaşlarınızla oynarken çıkıyor.
https://www.google.com/search?q=kenya+askeri&client=ms-android-huawei-rev1&prmd=nmsiv&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahU