1/2

PsychoToxic (Beta Demo İnceleme)

Hasan Uğur Nayır 3.06.2010 - 12:31
Sapık toksitler istilaya geliyor!

Bu Kasım ayı nasıl geçti anlamadım? Birbirinden güzel oyunlar öyle peşi sıra çıktı ki piyasaya, çoğu insan gibi ben de “hangi birini oynasam” diye kararsız kaldım. Neticede kendime göre bir program oluşturup, en sonunda da Half-Life 2’yi bitirince kendi çapımda bir boşluğa düştüm. Bilgisayarımda kıya köşede kalmış birşeyler araken “Sapık Toksit” adlı oyunun demosunu gördüm. Demoyu daha önce fazla kurcalamamıştım. O hışımla demoyu çalıştırdım ve ayrıntılarına inmeye başladım.

Toksitler sapık da olsa konu klişe

Tosiktimiz, daha evvel pek çok oyuna konu olan; “Mahşerin Dört Atlısı”nı ele alıyor. Günümüz New York şehrine, Mahşerin Üç Atlısı gelmiş ve korkunç derecede zarar vermişlerdir. Dördüncü olan son atlı da geri dönmektedir. Onun gelişiyle Dünya’ya son ve en yıkıcı darbe vurulacaktır. İnsanlığın kurtuluş umudu, Angie Prohet adındaki melek ve gardiyan kırması özel bir insana bağlanmıştır.

FPS türündeki oyunumuzun demosu iki görev içeriyor. Her iki görev de farklı mekânlarda ve farklı düşmanlardan oluşuyor. Mekânlar birbirinden o kadar derin çizgilerle ayrılmış ki; sanki iki ayrı oyun oynuyormuş gibi hissediyoruz. İlk bölüm; tren istasyonu şeklinde dizayn edilmiş bir yerde geçiyor. Daha sonraları dar odalar ve koridorlarla çeşitlilik sağlanıyor. Patlayan bir tren enkazının hemen dibinde, elimizde bir revolver ve altı kurşunla düşmana hücum ediyoruz. Düşmanlarımız genelde HL2’deki askerlere benziyor. Her biri öyle kıvrak ki; oradan oraya zıplayarak bizi biraz tarumar ediyorlar. En başta hep aynı hareketleri yaptıklarını düşünsek de sonradan birkaç ekstra hareket daha yapabildiklerini fark ediyoruz. Eliniz biraz alıştıktan sonra düşman askerlerini öldürmesi kolay oluyor. İlk bölümlerden itibaren klasik demo hataları maalesef bizleri bekliyor. Örneğin bir düşmanı öldürdükten sonra, silahın ateş alan kısmı hala havada durması veya köşelerde adamların duvarın içinde kalması gibi. Bunları es geçip ilk bölümü bitirdikten sonra ikinciye geçiyoruz.

Part Two – Jason

Oyunun bu ikinci kısmı tek kelime ile şok edici bir hal alıyor. Hayali mistik bir yerde oyuna başladıktan sonra uzun bir düşüş ile teknoloji ve parapsikolojinin kol gezdiği ilginç bir yerde buluyoruz kendimizi. Biraz önce bizden kaçmak için takla atan düşmanların yerini 13. Cuma’nın Jason tipli adamları devralıyor. Ellerinde silah olsun veya olmasın üstünüze koşmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Bir de hayaletler var ki; evlere şenlik. Arkanızda aniden belirip, “Böööö” demekten başka bir şey yaptıkları yok. Zaten tipleri de korkutucu değil. Hepsi bir nevi Casper…