İnsanoğlu hep beyninin tamamını kullanamadığından şikayet eder. “Eğer kullanabilse idi: Neler olacaktı ?” gibi senaryolar üretmeden de edemez. Kimi rivayetlere göre insanoğlu, beyninin tamamını kullanması halinde, yayacağı elektromanyetik dalgalarla cisimleri hareket ettirebilecek, yangın çıkartabilecek hatta bedeninden ayrılıp başka mekanlara girip çıkabilecektir. Şahsen yangın çıkartmak istemem, başka mekanlara girip çıkmakta ancak telekinesis gücüm olsaydı da hiç ayağa kalkmadan, mutfaktan bir fincan kahve getirebilseydim hiç de fena olmazdı. Her neyse, gerçek hayatta bu güçlere sahip değiliz ve uzun bir süre de sahip olacağımızı sanmıyorum. Eminim ki, kendisi bir oyun kahramanı da olsa, bu tarz güçlere sahip olan bir askerin ne kadar ölümcül olacağını da tahmin edebilirsiniz. Psi-Ops’ta yöneteceğimiz teğmen Nick Scryer’da böyle fantastik güçlere sahip olan başarılı bir asker ve (yine!) dünyayı ele geçirecek acımasız bir örgütle karşı karşıya geliyor. Fakat bu örgüt şimdiye kadar gördüklerimizden biraz farklı. Her biri farklı güçlerde uzmanlaşmış kişiler. İlk demoda görüp tırsacağımız şişman beyefendi, “Master of Telekinesis” yani cisimleri hareket ettirmenin uzmanı. Kendisi boyut ve uzaklık tanımaksızın her şeyi yerinden hareket ettirebiliyor. Zalim örgütün diğer üyeleri de diğer güçlerin uzmanı kişiler. Biz ise her bir güçten azıcık elinde bulunduran ve zamanla daha da güçlü olacak bir askeri canlandırdığımızdan oyunun başlarında bu “master” kişilerle pek haşır neşir olmuyor, mümkün olduğunca alternatif yollardan gitmeyi tercih ediyoruz.
Asker mi? “Jedi” mı?
Son zamanlarda her oyunda şart olduğu üzere Psi-Ops’ta da yine kayıp bir hafıza ile oyuna başlıyoruz. Olağanüstü güçlere sahip olduğumuzdan habersiz bulunduğumuz mekandan çıkmak için ateşli silahlar kullanarak ilerliyoruz. Neyse ki birkaç bölüm geçince minik “Hafızam geri geldi !” sendromları yaşayıp, teker teker de olsa olağanüstü güçlerimizi geri kazanır hale geliyoruz. Her bir gücümüzü daha iyi kavramamız için olsa gerek, minik bir alıştırma bölümü oynuyoruz. İlk olarak kazanacağımız “Telekinesis” gücü oyunun en önemli ve en çok kullanacağımız gücü. Daha sonra sırası ile “Mind Drain”, “Remote Viewing”, “Pyrokinesis”, “Mind Control” ve “Aura View” güçlerine de sahip oluyoruz. İngilizce bilgisi olanların ya da “StarWars” hayranlarının az çok tahmin edebileceği bu güçler biraz “jedi”vari olsa da oyundaki tüm silahlarımızdan daha büyük öneme sahipler. İsterseniz güçlerimizin ne olduğundan kısaca bahsedelim.
Telekinesis: Az önce bahsettiğim gibi cisimleri hareket ettirme gücümüz. Bu güç sayesinde sandıkları hareket ettirebilir ve bunları hem kendimize kalkan olarak kullanabilir hem de düşmanlarımızın üstlerine atabiliriz. Patlayıcı tüpleri sağa sola fırlatarak toplu katliam yaratabileceğimiz gibi, düşmanlarımızı da duvardan duvara fırlatarak öldürmek, içimizdeki sadist arkadaşımızı son derece memnun edebiliyor. Yüksek yerlerdeki sağlık paketlerini ya da cephaneleri almaya da yarayan “Telekinesis” gücümüz, oyunda en çok kullanacağımız ve yapılabilecek alternatifleri en çok olanı.
Mind Drain: Temelde iki kısma ayrılıyor. Biri hayat puanımızı arttırıyor diğeri ise özel güç kullandığımızda azalan “PSI” gücümüzü yeniliyor. Düşmanlarımıza arkalarından sinsice yaklaşıp, kendimizi belli etmeden “Black” tuşuna basılı tutarsak, kişinin hayat gücünü emip kendimize geçiriyoruz. Düşmanımızın hayat gücü bittiğinde ise kafası patlayarak yere yığılıyor. İkincisi ise, daha evvel öldürdüğümüz düşmanın yanına gidip “Black” tuşuna basmaktan geçiyor. Bu sefer ise “PSI” gücümüzü yükseltiyoruz. Oyunda bol bol özel güçlerimizi kullanacağımızdan her öldürdüğümüz düşmanı boş geçmeden “PSI” gücünü emmeyi ihmal etmemek gerekiyor.
Remote Viewing: Özellikle başlarda oyunu gereğinden fazla kolaylaştıran bu güç ile bedenimizden ayrılıp kilitli kapılardan geçerek ilerlerde neler olduğunu, askerlerin nasıl hareket ettiğini ya da nerelere gizlendikleri görebiliyor ona göre strateji geliştirebiliyoruz. En enteresanı ise; diyelim özel bir şifre ile korunan bir kapıya geldik. Bu gücümüzü kullanarak kapıdan içeriye girebilir, içeride bilgisayar ekranında yazan şifreyi aklımızda tutup eski halimize dönünce, şifreyi yazıp içeriye girebiliyoruz.