Prince of Persia: The Lost Crown inceleme: Prince of Persia serisi, Ubisoft’un Assassin’s Creed ve Far Cry arasında gidip geldiği dönem önce yayınladığı Sands of Time serisi ile oyuncuların aklında kalan güzel isimlerden biri. Hayranların uzun yıllardır yeni bir Prince of Persia talebi vardı ama Ubisoft’un bu konuda dönüşleri pek beklediğimiz gibi olmadı.
For Honor’da bir etkinlik ve yapımı yılan hikayesine dönen, eskisinden kötü gözüken Sands of Time Remake gibi haberler pek umut vaat etmiyordu ki The Lost Crown duyuruldu ve şimdi PlayStation 5 sürümü incelemesi ile karşınızdayız.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown’da savaş halindeki Pers Krallığı’na gidiyor ve Pers Prensi’nin elit savaşçıları Immortals’ın en genç üyesi Sargon’u kontrol ediyoruz. Zorlu mücadelenin ardından zafer kazanan askerlerimiz daha kutlamalarını tamamlayamadan alarm veriliyor. Pers Prensi güvenilir bir komutan tarafından kaçırılmış ve Mount Qaf bölgesine, gerçek kralın tanrılar tarafından seçildiği yere götürülüyor.
Mount Qaf büyük bir felaket sonrası terk edilmiş bir diyar ve buraya ulaştığımızda neden terk edildiğini daha iyi anlıyoruz. Zaman burada garip bir şekilde işliyor, yapılar yıkımın tam ortasında havada asılı kalmış, dün gece yola çıkan askerler uzun yıllardır ölü olan cesetler haline gelmiş ve deniz dev bir kuşatmanın ortasında, içerisindekiler ile birlikte hareketsiz bir şekilde kalmış.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prensi kurtarmak için çıktığımız yolda, mekandaki ilginç karakterler ile tanışıyor, bölgenin etkileriyle baş etmeye çalışan takım arkadaşlarımızı dinliyor ve kimi zaman kendimizle bile mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Hikaye düz bir şekilde başlıyor ama ilerledikçe daha fazla ayrıntı ortaya çıkıyor, ilginç bir hale geliyor. Daha en baştan her şeyin göründüğü kadar basit olmadığını tahmin edebilirsiniz, gittiği nokta ve karakterlerin işlenmesi konusunda ise çok memnunum. Hikaye gayet güzel olmuş.
The Lost Crown, Prince of Persia serisinin köklerine dönerek, 2D platform oyunu olmuş ama bu defa metroidvania öğeleri de barındırıyor. Geçtiğimiz yıllarda çıkan Metroid Dread veya Hollow Knight gibi oyunları oynadıysanız biraz gerilebilirsiniz ama hiç merak etmeyin, Ubisoft Montpellier ekibi bu türe alışkın olmayanların bile rahatça oynayabileceği çeşitli geliştirmeler getirmiş.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Metroidvania dediğimizde akla gelen ilk özellik, yeni bir yetenek kazanınca geri dönüp, daha önce ulaşamadığımız kısımlara gidebilmek olur, bu oyunda da mevcut bir durum. Oyunun en başında çift zıplama yok mesela, ama karşıda anca iki kere zıpladığınızda ulaşabileceğiniz bir platform görüyorsunuz. Bunu aklınızda tutmak ya da deftere not almak gibi seçenekleriniz var ama The Lost Crown üçüncü bir seçenek daha eklemiş, fotoğrafını çekin! Assassin’s Creed oyunlarında genelde harita üzerinde başka oyuncuların çektikleri fotoğrafları görebiliyorsunuz, bu da ona benzer bir sistem kullanıyor.
Bir kerede haritada yalnızca 10 (daha sonra artıyor) fotoğraf bulundurabiliyorsunuz ama “ben burayı neden işaretlemişim” diye kendinize sormak zorunda kalmadan gitmeniz gereken yeri bulmanız için müthiş bir özellik.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Elde ettiğimiz yetenekler arasında bir şeyi (ya da kişiyi) başka bir boyuta hapsedip daha sonra kullanma, alternatif bir boyuta geçme, kendini ileri doğru savurma ya da chakrama da dönüşebilen yay gibi bir sürü farklı şey bulunuyor. Bunlar savaş sırasında bize avantaj sağladığı gibi, bölümler arasında bulmacaları çözüp ilerlemek için de işe yarıyorlar. Bu yüzden bir noktayı geçemiyorsanız sinirlenip bırakmak yerine fotoğrafını çekin ve farklı bir yöne doğru ilerleyin. Zaten oyun size yol göstermek için bir seçeneğe de sahip, bu sayede kaybolmanız daha zor oluyor.
Sargon Immortals isimli savaşçıların en genç üyesi ve oldukça iyi bir dövüşçü. Güvenilir kılıçları ile rakiplere ciddi hasar verebiliyor, zaman güçleri ve yay yardımıyla savaş alanının kontrolünü hızlı bir şekilde kendi lehine çevirebiliyor. Çevreden bulduğumuz madalyonlar yardımıyla saldırı çeşitlerini arttırmak, ok türünü değiştirmek veya Athra yeteneklerimizi daha etkili hale getirmek de mümkün.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Athra oyunun dünyasında bulunan bir çeşit iç kuvvet diyebiliriz ve güçlü savaşçılar bu Athra’yı kullanarak özel saldırılar yapabiliyor. Düşmana yüksek hasar verebilen seri kombolar, yerden havaya ya da tam tersi saldırılar, uzaktaki düşmana savurabileceğimiz güç dalgaları veya kendimizi iyileştirebileceğimiz güç alanları oluşturabiliyoruz. Athra’nın birikmesi için hem saldırı hem de savunma konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Seri saldırılar ve başarılı savuşturmalar Athra biriktirirken, aldığımız darbeler bu gücün kaybolmasına yol açıyor.
Sargos’un elinde bir kalkan bulunmuyor, bu da oyunda geleneksel bir bloklama özelliği olmadığı anlamına geliyor. Saldırıları kestirip hızlı bir şekilde tepki veren savuşturabiliyorsunuz, ya da altından yuvarlanıp geçebilirsiniz. Yuvarlanmak Athra sağlamadığı için öncelik savuşturma kısmında oluyor tabi. Savuşturulabilir saldırıları öğrenip düzgün karşılıklar vermeye başladığınızda en zorlu düşmanları bile basit bir şekilde yenmeye başlıyorsunuz.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Oyunda platform bulmacaları var ve oldukça iyi düşünülmüşler. Hatta bazıları cidden zorlayıcı seviyede,, neyse ki opsiyonel olanlar. Yalnız bunlardan birisi yan göreve bağlıydı ve ben o zorlu görevi yaptığım halde bug yüzünden tamamlanmamış saydı ya beni çok sinir etti. Neyse ufak tefek hatalar da olacak. Bir bulmacada hata yaptığınızda odanın başına atarken çıkardığı ses beni en çok rahatsız eden şey oldu bu arada. Dikkatimi çok dağıtıyor.
Oyunu bitirme sürem yaklaşık 20 - 25 saat sürdü ve genel olarak keyif aldığım bir tecrübe oldu ama bazı yeteneklerin çok geç geldiğini ve bunun oyun süresini arttırmak için yapılan bir taktik olduğunu düşünüyorum. Çok büyük bir şikayet değil, oyun kendinden bıktırtmıyor ama azıcık daha uzasın demişler bence.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown 2D (2.5D o kısma karar veremedim) platform-metroidvania türündeki bir oyun için harika gözüküyor. 3 boyutlu bir oyun, gerçekçi grafikler istiyorsanız hayal kırıklığına uğramanız mümkün ama ben gördüğüm şeyden gayet memnunum. Sanat tarzı açısından 2008 Prince of Persia oyununu andıran, içerik ve oynanış olarak ise Sands of Time ile Warrior Within arasında bir noktaya oturmuş güzel bir oyun var elimizde.
Sanat stilini aslında beğendim, Prince of Persia oyunlarının her yeni seri ile birlikte tarz değiştirmesi fikrini de seviyorum ama burada hem Sargos’un tasarımı hem de bazı bitirici animasyonlar aşırı şekilde League of Legends’ın yan oyunlarını andırıyor. Hele ileride deniz savaşlarının ortasında kaldığımız bir alan var, bende yoğun bir şekilde “Ruined King yan oyunu gibi” düşüncesi uyandırdı. Güzel, kötü demiyorum ama orijinal değil gibi.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Ses ve müzikler çok iyi, özellikle müzikleri Ori serisinden hatırladığımız Gareth Coker yapmış ve müthiş iş çıkarmış. Müziklerde en büyük şikayetim, bazı durumlarda bölümü baştan başlattığınızda ya da alandan çıkıp girdiğinizde ortadan kaybolmaları. Mis gibi dövüş müzikleri gidiyor ve bu biraz atmosferi bozuyor. Sesler ise bazı karakterlerin ruhsuz (hatta kimi zaman gerçekten AI ile seslendirilmiş) olmasını görmezden gelirsek başarılı olmuşlar. Ana karakterlerden yana bir şikayetim yok.
Oyunun PlayStation 5 sürümünü oynadım ve 4K çözünürlükte, 120fps ile gayet akıcı ve temiz bir şekilde tecrübe ettiğimi söyleyebilirim. Grafik hataları ile çok karşılaşmadım. Kimi zaman çeşitli etkinliklerin tetiklenmemesi (benim bozulan yan görev gibi) ya da ana kapıdan tekrar girdiğimde giriş videosunun baştan oynaması gibi hatalar oldu ama oyunu büyük derecede etkileyen bir sorun yaşamadım.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Neredeyse sıfır beklenti ile, hatta önyargılar ile girdiğim Prince of Persia: The Lost Crown macerasından, ortalama 25 saatlik oyun süresi ve büyük bir tatmin duygusu ile ayrıldım. İstediğimiz Prince of Persia oyunu bu değildi ama tam olarak istediğimizi bilmediğimiz Prince of Persia oyunu olarak geldi. Ubisoft’un son dönemde çıkardığı oyunlar ile bende belli bir sempati uyandırması “iyi zamanlarına geri mi dönüyor yoksa” düşüncesini uyandırdı bende.
Metroidvania türüne ilgi duyuyorsanız bu oyunu seversiniz, Prince of Persia için yeni bir oyun olsa da oynasak diyorsanız bu oyunu sevme ihtimaliniz çok yüksek, eğer hem türe ilgili hem de Prince of Persia seven biriyseniz kesinlikle kaçırmayın. Hem metroidvania türüne yabancı olan oyuncuların bile oynayabileceği kadar erişilebilir hem de türün hakkını verecek kadar kaliteli bir oyun var elimizde. Serinin tekrar canlanması yolunda çok iyi bir adım, bakalım Sands of Time Remake ile neler yapacaklar.
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5
Prince of Persia: The Lost Crown inceleme / PS5