Zamanın ötesinde bir değişim!
Zamanı geri alabilmek, ama bir yere kadar (Sands of Time)
Korkularından kaçmak, ama sonunda onunla karşılaşana kadar (Warrior Within)
Kendinle yüzleşebilmek, ama karanlık tarafı alt edene kadar (Two Thrones)
Amaçsızca yaşamak ki, yeni bir maceraya adım atana kadar... (POP 4)
Zamanın ötesinde bir çağda, kızgın kumların üzerinde süzülen gölgelerin
kaynağına bakınca büyük bir ordu gözüktü. Pers ordusu ve ülkenin genç prensi,
vezirin büyük hazine vaatleri üzerine Azad topraklarını geride bırakarak
saldırıya geçti. Prens, bu sırada özel bir görev üstlendi ve zafer ganimeti
olması açısından önemli bir hazine buldu "Dagger of Time". Zamanı kontrol
edebilecek güçteki bu silahın nimetlerinden ne Prens ne de babası haberdar
değildi aslında. İlk kez kullanımıyla birlikte aslında bir felaket başkaldırdı
ve vezirin asıl planları da devreye girmiş oldu. 2003 yılındaki "The Sands of
Time" isimli oyun, Ubisoft tarafından Prince ismini yeni nesle tanıtan oyun olsa
da, ilki 89 yılında hazırlanmış, ilk "Hareket yakalama" tekniği kullanılan
oyundu Prince of Persia. Bin bir gece masallarından etkilenerek hazırladığı
oyunda Jordan Mechner, yine bu temaya uygun olarak hareket etmişti.
Fırtına öncesi sessizlik
"Önceleri fakir bir genç olan Prens, ülkenin güzel prensesine aşık olur ve
sevgisinin karşılıksız olmadığını da anlar. Büyük bir savaş için ülkesinden
ayrılmak zorunda olan sultanın arkasından işler çeviren vezir ise, hem krallığı
ele geçirmek hem de güzel prensesle evlenme planları yapmaktadır. Bunun üzerine
harekete geçen Prens, hem aşkını hem de adaleti korumak için kılıcını kuşanır."
Evet 89 yılı. O zamanlar çok küçüktüm, bilmiyordum, hatta hatırlamıyorum da, ama
artık biliyorum ve yıllardır biliyordum da. İlk POP’tan sonra birkaç devam oyunu
daha sonra Ubisoft’un seriye hayat vermesiyle The Sands of Time, Warrior Within
ve Two Thrones başta olmak üzere POP serisi, genişleyen hikayesi ve merak
uyandırıcı ilerleyişiyle, yıllardır tanınan en önemli aksiyon macera
oyunlarından birisi haline geldi. Hatta en iyisi bile sayılabilir.
"Bakıyorum" demek gerçekten yetersiz oluyor bazen. Düşünüyorum ve gidebildiğim
kadar eskilere gidebildiğim zaman Prince of Persia isminin bir "Tür" ismi
olduğunu söyleyebiliyorum. Akrobatik hareketler, heyecan, masalsı bir hikaye ve
dahası, Prince’i bugünlere kadar getirdi.