Artılar-3 boyutlu görseller seriye yaramış, eskiyle yeniyi gayet başarılı şekilde bir araya getiriyor, Online özellikler, eski oyunlara göre daha kolay ulaşılabilir mekanikleri olması, Friend Safari
Eksiler-Özellikle 3D açıkken 3DS kasılıyor, Pokémon savaşları pek zorlamıyor, PokeBank nerede hani?
Şöyle bir etrafıma bakınıyorum da, son zamanlarda çevremdeki herkes öyle ya da böyle bir 3DS almanın derdine düşmüş durumda. En çok da kendime şaşırıyorum, bunca zaman el konsolu tercihimi PSP/Vita'dan yana kullandığım halde fellik fellik 3DS almanın yolunu aramış olduğum için. Tabii herkesin bir anda böylesine bir 3DS çılgınlığına girmiş olmasının tek bir nedeni var aslında: Pokémon X-Y.
Peki, tamam da, son yıllarda çıkan tek Pokémon oyunu X-Y değilken neden bu ilgi? Black-White ve Black2-White2'nin başı kel olmasa da, X-Y'nin yaptığı sıçrayışı yapabilmekten uzak oyunlardı. Belki de bu yüzden X-Y'ye yeni bir çağın başlangıcını yapan ilk Pokémon oyunu demek yanlış olmayacak. Zira özellikle ilk birkaç jenerasyondan sonra seriden kopup giden ve uzaktan takip edenleri bile geri getirecek çok güçlü bir silahı var X-Y'nin: Eskiyle yeniyi bir araya getirmesi.
ESKİYLE YENİNİN KARŞI KONULMAZ DANSI Çocukluğunuz Gameboy eşliğinde geçsin geçmesin, birçoğumuzun yolu ilk nesil Pokémon oyunlarıyla bir şekilde kesişti. Ya arkadaşların, akrabaların Gameboylarına el koyduk bu heves uğruna, ya da "emülatör nedir ve nasıl kullanılır?" sorusunun cevabıyla keşfettik Kanto'yu, Hoen'i... Benim için daha ortaokul dönemimde bir arkadaşımın okula getirdiği bir disket aracılığıyla gerçekleşmişti bu tanışıklık. Disketin içindeki emülatör yardımıyla çalışan Pokémon Blue, o zamanlar haftaiçi oyun oynamam yasak olduğundan gizli gizli sığındığım, eğlenceli bir kaçamaktı. Belki de bu yüzden, yıllar sonra oyunun yapımcısı Game Freak önüme tekrar üç Pokétopu koyup da "Charmander mı, Bulbasaur mu, yoksa Squirtle mı?" diyecek diye heyecanlandım bu kadar... Hoş, ben kendimi bildim bileli seçimim hep Charmander'dan yana olmuştur ya, neyse. Ama durun da biraz soluklanayım, kendimi biraz fazla kaptırdım ve hızlı gidiyorum, biraz geriye sarmak lazım.