PizzaDude

Oyunların dünyasına bir yerinden bulaştıysanız, çok fazla seçeneğiniz kalmamış demektir. Geri kalan yaşamınızda kuşkusuz oyun oynayacaksınızdır. Tabi oyun oynamalar bununla da kalmayacaktır. Oynadığınız oyunun yenisini büyük bir merakla bekleyeceksinizdir. Tam istediğiniz yapım elinize ulaştığında, bir başka oyun çıkacak ve tüm dikkatleri üzerine çekecektir. Çünkü yeni oyun sizin elinizdekinden daha başarılı ve daha eğlencelidir. Hal böyle olunca denemekten zarar gelmez diyerek, bu yeni oyuna terfi eder ve çok beğenirsiniz. Aslında bu kısır döngü hep böyle devam eder. Hikayeler değişir, grafikler değişir ve oyuncuların önüne yeni oyunlar sunulur. Biz kullanıcılarda bu büyük değişimi bazı zamanlar maksimum talep ile karşılarken, bazen de elimizin tersiyle geri çevirirdik. Çünkü kimi oyunlar içerdikleri materyallerle bizlere geniş ve kaliteli kurgular yaşatırken, kimileri ise başarısız taklitlerden öteye gidemediler... Ancak kim ne derse desin oyunların dünyası, bize hiç tatmadığımız zevkleri tattırdı. Birgün dünyamızı uzaylıların işgalinden kurtardık, öteki gün futbol takımımızın başında, kupaları havaya kaldırdık... Yani işin özü gerçek yaşamımızda yapamayacağımız bir çok şeyi, 4 köşeli monitör ekranında, belki de bir kaç saniyede yapabiliyoruz. Şimdi inceleyeceğimiz oyunun adı Pizza Dude. Hiç pizzacıda çalıştınız mı bilmiyorum ama Pizza Dude isimli yapım, bize bu deneyimi yaşatmayı amaçlıyor! Bakalım ne kadar yaşatabiliyormuş?

Pizzacılık zor iştir!

Oyuna girdiğimizde çok basit bir menü ile karşılaşıyoruz. Options bölümünden kendimize en uygun ayarları seçtikten sonra “yeni oyun”a tıklayıp, karakter seçme ekranına geliyoruz. Pizza Dude’da seçilebilecek 2 karakter var. Bir kız ve bir erkek olan karakterlerin görünüşleri dışında birbirlerinden hiç farklılıkları yok. Bu sebepten dilediğinizi seçip oyuna başlayabilirsiniz. Aslında lafın gelişi oyun diyorum. Çünkü Pizza Dude’un oynanabilir bir tarafı yok! Karakter seçme ekranında hemen sonra oyun içi grafiklerle hazırlanmış kısa bir video izliyorsunuz. Bu videonun amacı bize şehri göstermek. Ancak bu noktada dikkati çeken ilk öğe Pizza Dude’un grafikleri oluyor. Bu grafikleri görür görmez oyunun çıkış tarihine bir göz gezdiriyorum. Aman tanrım Mayıs 2005’te çıkmış! Buna karşın oyunda gördüklerimiz, sanki 2002’in Mayıs’ında çıkmış izlenimi veriyor!

Grafikleri sineye çekip, oyunun konusuna baktığımızda, kendi Pizza dükkanımızı işlettiğimizi görüyoruz. Fakat burası öyle bir Pizzacı ki tek çalışanı biziz! Düşünün siparişleri biz alıyoruz ve mutfakta(zaten dükkan mutfaktan ibaret) biz hazırlıyoruz! Bütün bunlara ek olarak, motorlu aracımızla siparişleri biz yerlerine ulaştırıyoruz!

Şimdi kısaca çalışma prensibimizden bahsedelim. Öncelikle dükkanımızdaki telefon, siparişleri almamıza yarıyor. Yanına gidip “enter”e bastığımızda, ekranın altında açılan barda, bize neyli pizza istendiği resimlerle belirtilmiş. Örneğin peynirli – domatesli bir pizza siparişi aldınız diyelim. Yapmanız gereken mutfağınızda bulunan peynirin yanına gidip, “enter” tuşuna basmak. Böylelikle ekrana peynirin doğrandığını gösteren bir imleç çıkıyor. Biz ise bu esnada domateslerin yanına gidip, yine aynı işlemi uyguluyoruz. Böylelikle karakterimizin elinde birden bire, pizza kutusu beliriyor. Ekranın üst köşesinde geri sayan saatte cabası. Bu noktada verilen süre dolmadan pizzayı yerine ulaştırmamız gerekiyor. Hemen dükkandan çıkıyor ve motorlu aracımıza atlıyoruz!

İşte oynanamayabilirlik bu olsa gerek!

Aracın yanına gelip, tahmin edeceğiniz gibi “enter”e basarak, araca biniyorsunuz. Gaza bastığınız andan itibaren, oyunda(lafın gelişidir ciddiye almayınız) bir oynanamayabilirlik(!) söz konusu oluyor. Çünkü kullandığınız araç tam manasıyla hareket etmemek için tasarlanmış(!) Öyleki sizi, hareket ettirdiğinize pişman ediyor! Birde yapımcılar bu araca “nitro” koymuşlar! Bu grafiklerden herhangi bir efekt bekliyorsanız, derhal bu fikrinizi çöpe atın. Çünkü yok öyle birşey. Tamamen sparişleri daha hızlı yerine ulaştırmanız için hazırlanmış olan nitro ile aracınız, daha da kontrolden çıkıyor. Artık oynanabilirlik diye birşey kalmıyor da diyebiliriz!