ArtılarMinimalist grafikler. Müziklerin uyumluluğu. Sağlam altyapı
EksilerOynanış sırasında gecikmeler olabiliyor
Şu sıralar eski oyunların Remaster'ı ile uğraşan Sony, Parappa ve Crash hayranlarını geçtiğimiz aylarda remastered versiyonları ile bir hayli sevindirdi. Şimdi ise Sony'nin yeni remaster sekmesine soktuğu Patapon, her ne kadar az oyuncu sayısına sahip olsa da, sevilen ritm serisini Playstation 4 platformuna getirildi. Tabii Patapon, bahsettiğim Crash ve Parappa'dan nesil farkına sahip. 2008 senesinde Playstation Portable'a (PSP) çıkarılan Patapon, en iyi interaktif ritm oyunlarından biri sayılır. 2000'li yılların sonunda doğru PSP piyasası ile buluşan Patapon, el konsoluna ait özel oyunlardan biri olarak kaldı. Bunların içinde Exit!, Loco Roco ve Ape Academy gibi yapımlar da bulunuyordu. Ta ki Sony, Patapon'u yeni jenerasyonla buluşturana dek. Peki Patapon: Remastered, paranıza veya zamanına değer mi?
Soruya cevap vermeden önce Patapon'un geçmişinden bahsedelim. Patapon, ilk olarak 2007 senesinin Aralık ayında sadece Japonya için satışa sunuldu. Birkaç ay sonra Amerika ve Avrupa sekmelerini bulan yapım, Sony ve yapımcılar tarafından herhangi bir şekilde üne sahip olmayacağı endişesi içindeydi. Beklenmedik bir şekilde Japonya'da kazandığı şöhret, daha sonra diğer ülkelere yayıldı ve Patapon, PSP'nin en iyi ve unutulmaz yapımlarından biri seçildi. Parappa'nın PSP portu ile aynı zaman diliminde çıkan Patapon, Parappa the Rapper'ın iyi alternatiflerinden birisi olarak seçilmişti.
"Patapon, verdiğiniz paraya değer mi?" sorunun cevabı ise, benim gibi ritm oyunlarını seven birisi iseniz, cevap şüpheli düşüncelerle beraber "Evet." olacaktır. Şirin ve iki boyutlu yapımın minimalist tasarımı, çoğu zaman göz yormuyor veya kafa karıştırmıyor. Tek yapmanız gereken sahip olduğunuz orduya, ekranda girdiğiniz ritm ve ezgilerle komut vererek düşmanlarını alt etmesini sağlıyorsunuz. Ordulardan bahasetmiş iken, hikayeye değinmeden olmaz. Patapon adlı küçük tek gözlü kabileye ritmimize yardım ettiğimiz ilk oyunda konu, Pataponların düşmanı olan Zigotonlar'a karşı veridiği savaşın hikayesi ve "O"nun arayışıdır. Pataponların tanrı olarak kabul ettiği "The Almighty"nin davulları ile amaçlarına daha kolaylaşıyor (tabii burada The Almighty, siz, oyuncularsınız).
Amacımız belli olduktan sonra, gelelim oynanışa. Bahsettiğim gibi Patapon, hem RTS (gerçek zamanlı strateji), hem de ritm elementlerini birleştiren özel bir yapım. Yönettiğiniz ordu birlikleri ile ava çıkabilir, sorun yaratan Zigotonlar'ı silip süpürebilir ve halka sorun çıkaran canavarları geri püskürtebiliriz. Ordu, farklı birliklerden oluşabiliyor. Bayrak taşıyan özel Patapon (Hatapon), okçular (Yumipon), mızrakçılar (Yaripon), atçılar (Kibapon) ve balta ile savaşan birliklerimizi (Tatepon), maceramıza çıkmadan önce seçebiliyor ve stratejik olarak belirli bir sıraya koyabiliyoruz ve bu mekanik ile kolayca stratejilerimizi geliştirebilme imkanına sahip oluyoruz. Ayriyetten savaş sırasında düşürdüğümüz kılıç, kalkan ve miğfer gibi eşyalar ile Pataponlar'ın gücünüz ve defansını geliştirebiliyoruz. Savaşta topladığımız et, taş ve odun gibi eşyalar ise yeni üniteler ve farklı savaşçılar yaratmamıza yardım ediyor.
Sıra oyunun en önemli mekaniklerinde: ritmler. Pataponlar, bizim yardımımız ile, verilen komuta göre, belirli hareketler yapabiliyorlar. Bunların arasında hücum, atak, defans ve ilerleme gibi komutlar bulunuyor, stratejik olarak kullanıldığında ise hayli etkili oluyor. Anlayacağınız gibi, bu komutları verdiğimiz ritmlerle Pataponlar gerçekleştiriyor. İleri gitmek için PATA-PATA-PATA-PON (sırasıyla KARE, KARE, KARE, YUVARLAK) ve savunma için CHAKA-CHAKA-PATA-PON (sırasıyla ÜÇGEN, ÜÇGEN, KARE, YUVARLAK) gibi tuş kombinasyonlarını gerçek zamanlı olarak girmek, savaş alanındaki Pataponlar'ın yaşama ve ölüm arasındaki çizgiyi belirliyor. Ayriyetten, 10'dan fazla hatasız kombinasyon girmek, Pataponlar'a "FEVER" modunu veriyor. Fever modu aktifken üç katı fazla hasar ve defansa sahip oluyorsunuz.