1/3

Oyun Akademisi #33

Özgür Yıldız 5.08.2013 - 17:26
Cips, kola ve kilit
Mert yine ofiste yok ve Oyun Akademisi’ni yazma görevi yine başıma düştü. Olsun sevgili okurlar, en samimi köşelerimizden birinde yazmak, benim için gerçek bir zevk. Bu yüzden bugün sizlere küçük bir Adventure ve yarış oyunu maceramı anlatmak istiyorum.

İnanın yılı veya tarihi hatırlamıyorum. Ancak 1997’den sonra olduğu bir gerçek. Çünkü Curse of Monkey Island oynamıştım ve aradan geçen 16 yılda bunu unutmuş olmam doğal. O dönem bilgisayar oyunlarının artık doğru düzgün CD’lerle sunulmaya başladığı zamanlardı. Maalesef korsan olarak satılan oyunlar, piyasanın hakimiydi. Atari kasetlerindeki gelenek olan 99999 in 1 mantığıyla çeşitli CD’ler hazırlanıp, Rusya vb. ülkelerden gelip ülkemizde saıtılırdı. Benim de bu mantıkla almış olduğum birçok CD mevcuttu. İşte bunlardan biri de içinde GTA ve Curse of Monkey Island’da dahil olmak üzere 6 adet oyunu barındıran bir CD’ydi.

Oyun Akademisi #33
O dönemler işin tekniğinden pek de anlamazdım. Bu bilgiyi neden verdiğimi yazının ilerleyen kısımlarında anlayacaksınız. Neyse. Malum çocukluk, bakkaldan alınan cips ve kolayla birlikte bilgisayar başında geçen yaz tatili gecelerinden oluşuyordu. Ancak bu sefer aldığım cips ve kola, beni yaklaşık 5 gün boyunca idare edecekti. Her şeye hazırlıklıydım. Doğru düzgün bilmediğim İngilizce’yle, Curse of Monkey Island’ı bitirecektim.

Oyuna başladım. Sadece ses efektleri ve ambiyans sesleri bulunuyordu. Bunun dışında ara sahneler dışında herhangi bir seslendirme duyulmuyordu. Ben bir yandan oynuyor, bir yandan elimi Pringles’ın içine sokmaya çalışıyor, diğer yandan fareyi hareket ettirmeye çalışıyordum. Odam tamamen peynirli/soğanlı Pringles kokusu içerisinde, 14 inç monitör ışığında aydınlanıyordu.