ArtılarKendine has görseller dikkat çekiyor. Kontroller ve oyun sistemi kolay anlaşılır.
EksilerOyun fazlasıyla tekdüze ilerliyor. Hikaye anlatımı zayıf kalmış.
Küçüklüğüm Sonic, Ruff' in Tumble ve Metal Slug gibi sürükleyici iki boyutlu platform oyunları ile geçti. Bu oyunlardan aldığım zevk gerçekten bir başkaydı. Günümüz oyunlarında olmayan bir zevkten bahsediyorum. Ne yazık ki gelişen teknoloji ile bu oyunların sayılarında ciddi bir azalma oldu. Fakat her ne kadar sayıları azalsa da bazı iki boyutlu platform oyunları, hem eski platform oyunlarının zevkini sunuyor, hem de yeni nesil teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yaralanıyor. Outland de bu oyunlardan biri! Oyunu elime aldığımda epey şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Beklediğimden çok daha güzeldi ve her geçen saniye daha da güzelleşmeye devam ediyordu. Oyuna duyduğum hayranlığı burada noktalayarak, oyunun detaylarını anlatmaya geçmek istiyorum.
Burası karanlık bir dünya
Outland karanlık ve aydınlık güçlerin var olduğu, sihirli bir dünyayı konu alıyor. Bizim karakterimiz ise zamanla iki tarafından gücünü kontrol ederek, kahramansı bir hikayeyi yaşıyor. Oyunda kırmızı güçler karanlığı, mavi güçler aydınlığı simgeliyor. Karakterimiz her iki gücüde kullanarak, karşısına çıkan bulmacaları çözüyor, engelleri geçiyor ve yaratıklarla savaşıyor. Her iki gücün, bulmacalarda ve beceri gerektiren engellerde kullanılması oyuna çok farklı bir hava katmış. Örnek verecek olursam, oyunda kırmızı gücü kullanırken, kırmızı renkteki çevre saldırılarına karşı korunmuş oluyorsunuz (aynı durum mavi güç için de geçerli). Fakat tam o sırada kırmızı renkte bir düşman üstünüze geliyor. Bu düşmanı yenmek içinde kırmızı güçten mavi güce geçiş yapmanız gerekiyor. Çünkü, oyundaki en basit yaratıklar bile, sizle aynı renkte güç kullandığı zaman yenilmez oluveriyor. Bence oyunun güzel yanı da burada ortaya çıkıyor. Aksi takdirde Outland’in normal bir platform oyununda çok da bir farkı kalmazdı.
Tuşlar arasında hızlı geçişlerle, hem engellerden kaçmanız, hem yaratıklarla savaşmanız, hem de çevre ile etkileşime girerek oradan oraya atlamanız gerekiyor. Bu yüzden benim tavsiyem, oyunu gamepad ile oynamanız. Oyunun en başında çok fazla kombinasyon kullanmasanız da ilerledikçe karakteriniz bir çok özellik kazanıyor ve bunları karşınıza çıkan engelleri aşmak için kullanıyorsunuz. Bu arada bir parantez açmak istiyorum. İlk kez geçmişe gittiğiniz sahnenin son bölümünde epeyce uzun bir merdivenden tırmanacaksınız. Arkadaki manzara, ışıklandırmalar, yansımalar gerçekten çok hoş görünüyor. Manzarayı gözden kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Konumuza dönecek olursak, güçler arası geçişleri çok seri bir şekilde
yaparken, kaymak, tırmanmak, zıplamak, tutunmak ve hatta düşmanlarla da
savaşmanız gerekiyor. Bu da ciddi bir el çabukluğu gerektiriyor. Ben
klavyeyi gerektiği kadar hızlı kullanamadığımdan dolayı gamepad ile
oynarken oyundan daha çok zevk aldım. Yine de tercih sizin, ben
klavyesiz oynamam, klavye benden sorulur derseniz, kolay gelsin.