EksilerYapay zeka, grafikler, oynanış mantığı ve monotonluğu, modası geçmiş bir oyun
Ruslar uzun zamandır oyun piyasasına girmek istiyor. Sürekli olarak yeni
projeleri mantar gibi ortaya çıkarıyorlar. Aslında gerçekten de bir şeyler
yapmak istiyorlar. Fakat o kadar vaad ve sözlerine rağmen pek az yapım başarılı
oldu. Bunların çoğu ne yazık ki vasat oyunlardı ve işe yaramazlardı. Hala bir
çok Rus firması yeni oyunları duyuruyor, en son olarak Kreed’in yapımcısı East
Front adında ilginç bir FPS geliştiyor. Eğer dediklerini yaparlarsa ortaya iyi
bir yapım çıkabilir. You Are Empty var, ayrıca Perimeter’in de ek görev paketi
geliyor. İşte yavaş yavaş bir şeyler yapmaya başladılar. Bu taşlar zamanla
yerine oturacak ve ortaya güzel oyunlar çıkacaktır. Ruslardan bu kadar
bahsetmemin sebebi bir Rus firmasının oyunu olan Operation Matriarchy.
Operasyona Başlayalım
Velian gezegenindeki tüm kadınlar başka bir gezegenden bulaşan virüs yüzünden
değişime uğruyor. Bizde orduya çağırılıyor ve Velian'a savaşmaya gidiyoruz. İşte
tüm konu bundan ibaret, ilk bakıldığı zaman ilginç bir senaryo gibi duruyor.
Ancak pek öyle ilgi çekici bir şeyde değil.
Başlangıçta hiç sinematik yok, olayların nasıl oluştuğunu anlamadan pat diye
aksiyona giriyoruz. Savaş gemimizde uyanıyoruz, bir iki tur attıktan sonra bıçak
buluyoruz. Sonrasında ise karşımıza yengeç gibi olan düşmanlarımız geliyor,
bıçakla atraksiyona giriyoruz. Düşmanlarımız hiç de zeki değiller, uzaktan kazık
yutmuş gibi sabit şekilde ateş edenler var, bazıları sizi kovalayabiliyor,
bazıları ise yanınıza gelip beni sevin diyor. Yanınıza gelenler tekme atıyorlar
veya yumruk sallıyorlar sadece, tek marifetleri bu. Zorluk seviyesi artınca,
düşman sayısı ve güçleri de artıyor, bu iki faktör dışında değişen bir şey yok.
Düşmanlar demişken oyunda bez bebek efekti kullanılıyor. Efekt gayet başarılı,
rakiplerimiz güzel bir şekilde ölüyorlar. Bu oyun içinde çok hoş olmuş.
Karşınızdakini öldürdüğünüz zaman, cesedi merdivenlerden aşağı yuvarlanıyor veya
kayıp gidiyor. Bu konularda Matriarchy başarılı olmuş derken parçalanma
efektlerinde ise donup kalıyoruz. Parçalanmaları hiç hoşuma gitmedi. Büyük büyük
molozlar halinde ortaya saçılıyorlar. Etkileşim olarak çevredeki bir kaç eşyayı,
oraya buraya ittirebiliyorsunuz. Eğimli bir yerden patlayıcı kutuları aşağı itip
patlatır ve düşmanlarınızı harcayabilirsiniz. Ancak yapacaklarınız bu ufak
numara ile sınırlı elinizden başka bir şey gelmiyor. Biraz daha geliştirilse
çevre ile etkileşimimiz daha fazla olurdu, bu oyuna daha fazla zevk katardı.
Grafikler eskide kalmış. Modellendirme olsun, çevre olsun bundan bir kaç sene
öncesine aitmiş gibi sanki. Matriarchy günümüz oyunlarına hiç yaklaşamamış,
eskilerde kalmış. Işıklandırma ve gölgelendirme sanki elle çizilmiş gibi berbat
şekilde karşımıza geliyor. Ne kadar grafikleri arttırsanızda yok, fayda etmiyor
hala mazidekiler gibi duruyorlar. Bu kadar kötü grafiklere rağmen oyunun kasması
ayrı bir dert. Yeter diyorsunuz, ancak bununla da sınırlı kalmıyor. Aynı
dediklerim sesler içinde geçerli. Duvara ateş ettiğiniz zaman seken kurşundan
çıkan “cıv” sesi insanı sinir edebiliyor. Işın silahlarının efektleri
diğerlerinden daha farklı, bu yüzden biraz daha öne çıkıyorlar. Seslendirmeler
orta şekerli olmuş, pek öyle dikkat edilmeselerde kötü de sayılmazlar.
Sinematikler oyunda yer alıyor, ancak bunlar özene bezene hazırlanmış değiller.
Sadece arada sırada çıkıp, konuyu biraz açıklamak için koyulmuşlar. Oyun içi
grafik motoru ile hazırlanmışlar.
Mazi
Oynanıştan mazide kalmış, git aşağıdan kırmızı anahtarı al kapıyı aç mantığı
Matriarchy’de devam ediyor. Bu oynanış Half Life 1 ile beraber bence rafa
kaldırılmıştı. Oynanışta böyle olunca haliylen sürekli olarak düşman
öldürüyoruz. Yapay zekaları iyi olmayan düşmanlarımızdan dolayı oyun belli bir
süre sıkmaya başlıyor. Sürekli olarak vur, öldür, patlat, kapıyı kapa, yok açık
kalsın sıcaktan patlıcam gibi atraksyonlarda kendimizi harcıyoruz. Oyunu biraz
renklendiren fonksiyonlardan biri Tribes: Vengeance’de olduğu gibi zırh giyip
arada aksiyona girmemiz. Giyiyoruz sonrada yaratıklara dalıyoruz. Yalnız
Tribes’da uçabildiğimiz, kaçabildiğimiz, gerektiği zaman derdimize derman olan
zırhlarımız burada yok. Bunun yerine daha basit bir çeşit yer alıyor. Yinede
oyunun solgun ve tek düze oynanışını arada dağıtabiliyor.
20 farklı silah var. Makineli, minigun, bıçak vs... klasikler dışında Quake’deki
Railgun benzeri bir silah ve türevleri yer alıyor. Silahlar iyi hoş çok çeşit
var diyebilirsiniz. Hepsini yanınızda taşıyamıyorsunuz. En fazla 5 silah taşıma
hakkınız bulunuyor. Yeni birini bulduğunuz zaman diğerini bırakmak zorunda
kalıyorsunuz.
Operation Matriarchy bana pek çok yönden Quake 2’yi anımsattı. Grafikler olsun
ve özelikle düşmanlarınızın parçalanması, kendimi Q2 oynar gibi hissettim. Belki
bundan bir kaç sene önce çıkmış olsa iyi bir oyun olabilirmiş. Ancak modası
geçmiş, üstünüze gelen hilkat garibelerini ve yengeçleri öldürüyorsunuz. Kötü
grafiklere rağmen sistem kastırması ve Multiplayer’nın olmaması ayrı bir konu.
Benim gibi çamurdan olsun FPS olsun derseniz, alın oynayın. Onun dışında
almasanız daha iyi olur diyorum. Bu konuyu burada bitiriyorum...