Midnight Fight Express inceleme yazımız, sizi biraz yorabilir. Eski bir suçlu ve tam antremanlı bir dövüşçü olarak komik şakalar yapan bir drone cihazının dünyayı kötü adamlardan kurtarma projesine katılıp daha önce dahil olduğunu bir suç çetesini çökertmek için önünüze geleni yumrukladığınız ancak daha sonrasında polisin eline düşüp her şeyi unuttuğunuz ve bu anılarınızı oynayarak hatırladığınız bir oyun fikri kulağa nasıl geliyor? Evet, cümlenin tamamen Aşk-ı Memnu'daki Bihter'in meşhur repliğine benzediğini biliyorum. Ancak oyunun temasını en kısa ve öz şekilde size bu şekilde anlatabilirim.
Özellikle zorluğuyla ve kaba diliyle dikkatimi çeken oyuna dair görüşlerimi sizlere aktaracağım. Midnight Fight Express aslında çok güzel düşünülmüş ve tasarlanmış bir beat'em up oyunu. Şahsına münhasır sanat tasarımı, animasyonları, renk paleti ve Cyberpunk-vari müzikleriyle başlı başına bir deneyim. Ancak her oyunda olduğu gibi bu oyunun da bazı zayıf noktaları var. Beni her seferinde zayıf noktalarımdan vuran oyuna şimdi bir tane de ben vuracağım. Evet, incelemenin başında bu yazının sizi biraz yoracağını söylemiştim, oyun da bir o kadar yoruyor.
Oyunda adı Babyface olan bir karakter olarak başlıyoruz. Geçmişte dövüşçü ve azılı bir suç çetesinin bir elemanı olan Babyface'in dağınık bir hikayesi var. Bir gün odasına kapıdan bırakılan bir kutudan çıkan drone ile dünyası değişen karakterimiz, eski iş arkadaşlarıyla savaşmaya başlıyor. Drone dünyayı kurtarmak ve kötü adamlardan temizlemek ideolojisine sahip ve aynı zamanda şaka yapmayı seven bir karakter olarak tasarlanmış. Bizim karakterimizin ise hiç repliği yok. Genelde yumruklarını konuşturmayı seviyor.
Midnight Fight Express türünün de gerekliliklerinden biri olan düşman çeşitliliği konusunda oldukça başarılı bir yapım olmuş. Oyunda karşılaşabileceğiniz ve karşısında farklı taktikler sergilemeniz gereken 113 kadar düşman türü bulunuyor. Bunların arasında çerezlik düşmanlar da var, size zor dakikalar yaşatabilecek azılı çete üyeleri de... Hal böyle olunca oyunun başlı başına zor bir yapım olduğunu söylemek mümkün. Hatta öyle ki, hem klavye & fare hem de kontrolcü ile oynayarak deneyimledim ve oyunun başında "En iyi deneyimci için kontrolcü ile oynayın" ibaresini görünce ardından bir kahkahayı bastım. Belki benim beceriksizliğimdir ancak kontrolcü ile oyun çok daha zor bir hale geliyor.
Oynanış mekanikleri su gibi aksa da size zorluk çıkartmak için elinden geleni yapıyor. Bunu çok eleştirdiğimiz oyunların aksine hatalarıyla değil de, daha ziyade düşmanlarıyla ve insan olmanın getirdiği kısıtlamalar ile yapıyor. Üç farklı zorluk seviyesi var ve bunların arasında kolay bulunmuyor. Normal, zor ve gerçekçi zorluk seviyeleri arasında seçim yaparak oynayabiliyorsunuz. Eğer dijital adamları yumruklayarak ilerlemeyi seviyorsanız ve çok zorlanmak istemiyorsanız benim yaptığım gibi normal seviyesinde oynamalısınız. Zira oyun böyle bile biraz zor.
Tabi kendinizi John Wick+ gibi hissetmenizi sağlayan bu oyunun mekanikleri, çok hızlı bir oynanışa uyum sağlayacak şekilde tasarlanmamış. Buna rağmen oyunda çok hızlı olmanız gerektiği için size bazen yetersizlik hissi verebiliyor. Yani 3 metre uzaktaki bir düşmana takla atarak uçan tekme atabiliyorsunuz ancak bir yumruktan sıyrılmaya çalıştığınızda karakteriniz minik bir adım atarak sağa sola kaçmaya çalışıyor. Saldırırken çok hızlı olabiliyorsunuz ancak savunurken bu hızı yakalayamıyorsunuz.
Midnight Fight Express sanat tasarımı olarak çok güzel bir renk paletine sahip ve low-poly tasarlanmış karakterleriyle özgün bir tasarımı var. İzometrik kamerasıyla gösterdiği bölümlerin ışıklandırmaları ve işleme sonrası efektleri oldukça iyi tasarlanmış. Ayrıca animasyonlar konusunda da oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Gerek tam zamanında yaptığınız korunma hareketlerinde giren animasyonlar, yaklaşan kamera, kombolar, gerekse etrafa saçılan parçacıklar ya da çeşitli efektler oldukça iyi görünüyor. Karakter animasyonlarında bir akıcılık söz konusu ve bu tür oyunlarda görmek isteyeceğimiz şekilde karşımıza çıkıyor.
Herhalde oyunun en çok beğendiğim yanının müzikler olduğunu söyleyebilirim. Çünkü oyunun kendi ritmine çok uygun olarak tasarlanmışlar ve tür olarak da atmosferi çok iyi yansıtıyorlar. Sizde bir fikir oluşturması açısından müziklerin Cyberpunk 2077'nin müziklerine inceden benzediğini söyleyebilirim.
Oyunda ilerlerken, gerçekten ilerleme kaydettiğinizi hissedebiliyorsunuz. Yetenek ağacı sadece arkada işleyen parametreleri değiştirmiyor. Bu konuda başarılı bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Her yetenek yeni hareketler ve yeni özelliklerin kilidini açıyor. İlerledikçe, daha elle tutulur bir yapım deneyimlediğinizin farkına varıyorsunuz.
Kendi oyun tarzınızı oluşturmanıza izin veren yetenek ağacı yine de sizi bazı noktalarda kısıtlayabiliyor. Yeteneklerinizi geliştirip sıradaki bölüme başladığınızda, bu yeteneklerin hiçbirini kullanamadığınız düşman çeşitleri ile yüzleşiyorsunuz. Bölüm bittikten sonra onlara yönelik geliştirmeler yaparsanız, sıradaki bölümde yenileri sizi karşılıyor. Güzel tasarlanmış ancak oyunun akışına yetişemeyen bir yetenek ağacı olduğunu söyleyebilirim.
Ek olarak şunu da eklemekte fayda var, oyunun dili biraz ağır. Türkçe dil desteği olmadığı için İngilizce oynamak durumunda kalacaksınız ve bazı kültürel şakalar ağır bir dil ile yedirilmiş. Yani eğer çok ileri düzey bir İngilizce bilginiz yoksa, hikayenin mizahi tonunu kaçırma ihtimaliniz var.
Velhasıl kelam, eski tarz beat'em up oyunlarıyla aranız iyiyse Midnight Fight Express sizin için uygun bir oyun olabilir. Savaşlar çok hızlandığında çığırdan çıksın, oyun da biraz zor olsun istiyorsanız güzel bir mücadele sunduğunu söyleyebilirim. Ancak daha gelişmiş, daha iyi bir oyun olma potansiyelinin önünde bazı engeller bulunduğunu da belirtmekte fayda var. Tabi bunu söylüyoruz ancak oyun kötü bir oyun değil. Sadece çok iyi olacakmış, olamamamış.
Bizim de incelediğimiz PC platformunda Steam Mağazası üzerindeki fiyatı 166 TL. Tam fiyatıyla öneremeyeceğim ancak eğer indirimlerde görürseniz ve ilginizi çekerse, bir şans verebileceğinizi söyleyebilirim. Oyundan size aktaracaklarım bu kadardı, bir başka incelemede yeniden görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.