Ah bir ateş versen
Indie oyunlar sevdirmeye ve sevindirmeye devam ediyor. Son günlerde pek çok farklı şirketin elinden çıkan harika bağımsızlar ile günümüzü gün ederken, Miasmata ile hayatı daha çok sevmeyi öğrendik.
Miasmata FPS kamerasını kullanan, içinde savaşın olmadığı bir hayatta kalma oyunu. Joe ve Bob Johnson kardeşlerin elinden çıkma, bol yeşillikli, sulak iklimli ve bir o kadar ilgi çekici bir yapım.
Oyuna hastalıklı bir kazazede olarak başlıyoruz ve kim olduğumuzla ilgili en ufak bir fikrimiz yok, tek bildiğimiz hastayız, ölmek üzereyiz ve bize hemen bir ilaç lazım.
Evet, oldukça basit görünüyor, Miasmata’da amacımız kendimizi iyileştirecek ilacı adanın zengin bitki örtüsünü kullanarak oluşturmak. Ölen cesetlerin üzerinden bulduğumuz notlar ve araştırma kağıtlarıyla kendimizi iyileştirmeye çalışırken, bir yandan ormanın tehlikelerinden kendimizi sakınmaya çalışıyoruz.
Oyunun amacı kendimizi kurtarmak, bunu yapmak için de adanın çeşitli tehlikelerine karşı göğüs germek zorundayız. Ateşimiz hep olduğu için ateş düşürücüler en büyük dostumuz, bunu bile sentezlemek durumundayız, yanımızda taşıdığımız ilaçların ise bir limiti var. Yeni ve daha güvenli bir yer bulana kadar geçirdiğimiz zaman ve gerginlik ise her şeye değiyor.
Tabii Miasmata’nın geçtiği ada, pek çok tehlikesinin yanında, en büyük tehlike olan karanlığa da sahip. Gece geldiği zaman gözlerinize iyice güvenmeniz gerekiyor, yanınızda ışık kaynağı olsa bile çevrenize bakıp sürekli olarak nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi görmeli, tehlikelere kulak kesilmelisiniz.
Bunun yanında, gece gündüz döngüsü içerisinde, koca ada kaybolmak için oldukça ideal, Miasmata sürekli olarak adanın haritasını çıkartmanız gerektiği bir oyun. Bunu tamamen elle yapıyorsunuz yani siz gezdikçe açılan bir harita yok, gittiğiniz yerler, gördüğünüz şekiller, hepsini not almanız lazım ki bir daha geldiğiniz yerleri kaybetmeyin, benim başıma bir kere geldi, oldukça tat kaçıran bir durum.