Metal Gear serisi benim gönülden bağlı olduğum bir seri, muhteşem hikayesi, katman katman, dahice örülmüş kurgusu, karakterleri, atmosferi ve her oyununun verdiği onlarca mesaj ile gerçekten tam anlamıyla bir şaheser niteliğinde. Eğer Metal Gear serisi ile bir ilginiz alakanız olmadıysa, lütfen olsun, ilk oyundan itibaren açın oynayın, gerçekten çok ama çok şey kaçırıyorsunuz.
"Ben yıldırımım, değişen yağmurum."
Yıllarca Big Boss ve Snake’in hikayesini takip ettik, serinin yakın takipçileri bu karakterleri o kadar benimsedi ki Metal Gear Solid 2: Sons of Liberty’de Raiden’ı ilk gördüğümüzde bir türlü alışamadık. Biz senelerce Snake özlemi çekmişken birden bire bu çaylak nereden çıkmıştı böyle? Sonuç olarak 2.oyunda Raiden pek sevilmedi, pek tutulmadı fakat bu sadece bir başlangıçtı. Metal Gear Solid 3 Raiden ve Snake ile aramıza bir mesafe sokmuştu fakat herkes 2.oyunda başlayan o epik hikayenin bir şekilde sonlanacağını ve Raiden’ın bunda bir payı olacağının farkındaydı. Böylece Metal Gear Solid 4: Guns of The Patriots duyuruldu, uzun süre bekledik ve en sonunda oynadık bitirdik. Guns of The Patriots gerçekten çok duygusal bir sondu seriye. Kojima Snake’in hikayesinin bittiğini söylüyordu, yani artık Snake emekli olup, son görevi olan “hayatı” yaşamaya başlayacaktı. Peki ama Raiden’a ne olmuştu? Metal Gear Solid serisinin ilk oyununda karşımıza çıkan Cyborg Ninja’dan itibaren Ninja geleneğini devam ettiren kişi olmuştu Raiden. Rose’u terk etmiş, dünyanın bütün sorumluluğunu kendi omuzlarına almıştı, o artık bir makineydi, fakat Snake’in meşhur tabiriyle bedeni makine olsa bile kalbi insandı.
Raiden hikayede karakter gelişiminin gerçekten harika bir örneği. 2.oyunda karşımıza çıkan çaylak ve kendine fazla güvenen saf asker gitmiş, 4. oyunda gerçekleri hazmetmiş, çevresine karşı soğuk, hala duyarlı fakat artık umudunu yitirmiş bir erkek gelmişti karşımıza. O inanılmaz kareografili savaş sahnelerini gören tek bir insan bile “Bunun oyununu yapsalar nasıl oynarım” diye düşünmemiş olamaz. Hepimiz 4.oyunda Raiden olmak istedik, onun sevdiklerini korumak için kullandığı güce sahip olmayı istedik, Raiden içi boş, dışı havalı karakterlerden değildi. Gerçek bir keder taşıyan ve diğer bütün insanlardan daha insan olan bu adam, Metal Gear Solid 4’ün ana hikayesinin dışında çok farklı bir dünya ve yere sahipti, Raiden artık Solid serisine sığamıyordu, Snake ile aynı perdeyi paylaşamayacak kadar büyümüştü çünkü herkesin gözünde, Kojima bunu fark etmiş olacak ki Metal Gear Solid Rising’i duyurduğunda çoğumuz şaşırmadık.
"Raiden'ın yeni zırhı Metal Gear evreninin en son teknolojisine sahip"
Rising duyurulduktan sonra aldığımız haberler ve yayınlanan fragmanlar biraz umudumuzu kırmaya başlamıştı, Kojima Productions bu işi kıvıramıyor gibiydi, sürekli olarak takımın değiştirdiği kararlar, mekaniklerin değişimi, en son oyunda kan olmayacağı konusunda söylenenler bütün hayranları oldukça sinirlendirmişti. Bu sebepler yüzünden Kojima geri adım atıp, gururunu hiçe sayarak projeyi oldukça başarılı aksiyon oyunları yapan Platinum Games’e götürdü. Kojima Productions harika bir stüdyoydu fakat “Lightning Bolt Action” gibi iddialı bir söylem ile bu oyunu yeterince hızlı yapamayacaklarının farkındalardı, bu işi kıvıramamışlardı. Neyse ki Platinum projeyi kabul etti ve Metal Gear Solid Rising, hızlı bir şekilde kaldığı yerden devam etti. Tabii çok önemli ve olması gereken bir fark ile, artık hikaye geçmişte değil gelecekte geçiyordu, “Solid” kısmı ise atılmıştı, Raiden artık yepyeni Metal Gear Rising isimli kendi hikayesiyle devam etmeye hazırdı.
Ben sanırım Raiden, Metal Gear Solid ve Hideo Kojima ile ilgili sayfalarca yazabilirim fakat ne yazık ki oyun henüz raflarda değil ve elimizde demosu var, bu sebeple demoyu anlatmaya geçsem iyi olacak. Demoyu nasıl elde edeceğim diye soracak olursanız, Zone of The Enders HD Collection aldığınız vakit yanında veriliyor, eğer beklerim diyorsanız 13 Aralık’ta PlayStation Network’ten indirebilirsiniz.