Çok değil, 1 haftadan bile yakın süre içinde Matrix ReLoaded vizyona girecek. Belki bu yazıyı okuduğunuz sıralarda filmi çoktan seyretmiş olacaksınız.
Beraber yapay gerçekliği sorgulayacağız.Düzgün bir yüzeyde ilerlemeyeceğiz. Daldan dala atlayarak beynimizin dolambaçlı koridorlarını yoklayacağız.
Matrix türünün tek örneği değil benzeri pek çok film yapıldı sanal gerçeklik üzerine. Tabi Matrix işin içine biraz felsefe ve bolca aksiyonla harmanlanmış ışıltılı özel efektler katarak dikkat çekti ve inanılmaz bir popülariteye ulaştı. Ama diğer filmleri de görmezden gelemeyiz. The Thirteeenth Floor, eXistenZ, Avalon bu filmlerin sadece birkaçı . Aslında bir tane daha film var ama bilgisayar masası çok dağınık bulamadım şimdi. Siz okumaya devam edin ben de aramaya devam edeyim...
Bu filmler sayesinde şu an herkes sanal gerçekliği ve bu tür şeylerin mümkün olup olmadığını sorgulamaya başladı. Devamlı gelişen bilgisayar teknolojisi göz önüne alınırsa -çok yakın zamanda değil belki ama- mümkünmüş gibi gözüküyor. Tabi bu imkanın gerçekleştirilebilir olması bile pek çok oyunseverin ağzı sulandırmaya yetiyor. Düşünebiliyor musunuz, capcanlı bir şehirde GTA3 oynadığınızı yada fantastik Morrowind dünyasında dolaştığınızı. Kül fırtınalarında nefes almakta zorlandığınızı, altınızdaki kuru yaprakların dalların ezildiğinde çıkardığı sesi, zırhınıza gelen kılıç darbelerinin tüm vücudunuzu sarsmasını... Sanal gerçeklik size bunu vaat etmiyor mu?
13th Floor’da spot cümlemiz “Question reality” iken, Avalon’da “This is my reality...”, Matrix'tekini hepiniz biliyorsunuz. Sonuçta hepsinde yapaylığın gerçekliğin yerine geçmesi söz konusu. Peki sanalın gerçeğe bu kadar karışması sorun yaratmaz mı? Bu “inanılmaz” sistemleri “gerçekten” istiyor muyuz. Dört gözle bekliyor muyuz?
Yapayın gerçek olmasına çok yakın ve bir o kadar da uzağız. Sonuçta evlerimizde beynimize doğrudan elektrik sinyalleri gönderen aletlerimiz yok. Ama akıl hastaları için geliştirilmiş elektro şok aletleri var. Bu tedavi yönteminin radikal olduğunu kabul ediyorum. Ama hala uygulanıyor bildiğim kadarıyla. Kehanette bulunup “Bağlayın bu makinelere Ati Radeon’u. Oynayalım paşa paşa” demiycem.Tek amacım şu an aslında birilerinin, başkalarının beyinleriyle oynayabildiğini göstermek..
Sisli bulvarda ilerlemeye devam edelim. Bırakalım dumanlar kaplasın her tarafı... Bazen cehalet sıcak bir yuvadır bizim için. Bilmemek görmemek bazen işimize gelir. Bunun için gerçeklerden kaçarız. Ama bazılarımız sisin içerisinde el yordamıyla bile olsa ilerlemeye çalışır. Bahsettiğimiz filmlerde gerçeği bulan hep bu karakterde insanlar değil midir? Kendilerini yıkabilecek “gerçeğin” peşinden koşarlar. Bir nevi kendini tatmin arzusu belki...