Herşeyden önce böyle bir seriyi hayata geri döndürdüğü için Sierra’yı tebrik etmek lazım. Firmalar pek güzel olmayan bazı oyunları, Rocky serisinden bile daha fazla devam ettirirken, bazı güzel oyunları nedense tarihin sayfalarına gömüyorlar. Çok tutulan oyunları devam ettirmek kolay değildir elbette ve zaman ister ammavelakin aradan çok zaman geçince de kullanıcıların beklentileri zamanın karesiyle orantılı olarak artar ve ondan sonra ağzınızla kuş tutsanız beğendiremezsiniz. Belki de bu yüzden firmalar işi tadında bırakmak istiyorlar ama biz de sevdiğimiz oyunları geri istiyoruz. Neyse ki Sierra, en azından bu oyunlardan birini geri döndürüyor ve de eski atmosferi yakalayacak gibi görünüyor.
Oynayanlar bilirler; Lords II sıra tabanlı ve gerçek zamanlı strateji türlerinin bir karışımıydı. Ülkeyi yönetirken işlerimizi hallediyor ve sırayı diğer oyunculara bırakıyorduk. Ordumuz ise her seferinde belli bir yol alabiliyordu. Savaş ise gerçek zamanlı olarak yapılıyordu. Lords III’te sıra tabanlı oyun kaldırılmış ve tüm oyun gerçek zamanlı hale getirilmiş. Ama belki de bu oyunun en önemli özelliklerinden biri olan stratejik yönetim ve savaş yine ayrı tutulmuş. Oyundaki önemli gelişmelerden biri bu. Diğer önemli gelişme ise artık oyun tamamen 3D. Tahmin edersiniz ki oyun motoru ve oyun tamamen baştan yazılıyor ve eskisiyle bir alakası yok. Oyunun RTS olması sebebiyle bazılarının aklına, diğerlerinde olduğu gibi en hızlı olan kazanır düşüncesini getirebilir. Yani ani saldırılara maruz kalabileceğini ve hızla kaynak elde edip asker üretip saldırması gerektiğini düşünebilir ama bu tür yaklaşımlar geçerli değil. Çünkü X-COM 3 vb. bazı oyunlarda olduğu gibi zamanın kontrolü elimizde olacak. Tabi zamanı yavaşlatsak bile biz işlerimize devam edebileceğiz. Bu durumdan sadece zamana bağlı öğeler etkilenecek. Kısacası arabirimi ve kısayol tuşlarını hızlı kullanmak gibi bir derdimiz olmayacak.
Oyun, Ortaçağ Avrupa’sında, daha çok İngiltere, Galler, İskoçya ve İrlanda çevresinde geçiyor. Ama Almanya, Fransa ve İskandinavya da bazı görevlerde bulunuyorlar. Biz de oyunda bir derebeyi veya bir kral durumunda bulunuyoruz. Bazen her ikisi de olabiliyor. Şöyle ki; bir ülkeyi yönetiyorsak kralız. Fakat aynı zamanda başka bir bölgede de toprak sahibi olabiliriz. Bu durumda da derebeyiyiz. Tabi sadece erkekler yönetmiyor ülkeyi ya da toprakları; güç sahipleri, kadınlar da olabiliyorlar. Bu çağda toprak sahibi olmak, güç sahibi olmak anlamına geliyor. Toprağa verilen önem paraya verilenden daha fazla. Sahip olduğunuz toprak sayısı arttıkça, sözünüz daha fazla geçmeye başlıyor ve kritik bazı noktaları kontrol altına almakla da politik alanda da yükselebiliyorsunuz. Paranın topraktan önemli olduğu yerler de var elbette. Buralar tüccarların bulunduğu kasaba ve şehirler. Tüccarlar için paradan daha önemlisi yok. Tüccarlar sayesinde birçok şeyi zaman kaybetmeden elde edebiliriz. Bu durum, bazı zamanlarda tüccarları toprak sahiplerinden daha kuvvetli bir duruma getirebilir.
Kaleler, önceki gibi bu oyunda da önemli bir yer tutuyor. Artık çok daha fazla kale çeşidimiz var. Üstelik hazır kale tipleri dışında kendi kalelerimizi de dizayn edebileceğiz. Tipine göre kaleler, kaynak ve zaman gerektiren yapılar. Ancak güvenlik ve güç için bir ülkenin sahip olabileceği en önemli silahlar. Kalesi bulunan bölgelerde düşmanlarınızın sizi alt etmesi çok daha zor. Eski oyunda çok büyük bir orduyu, kaleler sayesinde neredeyse sıfır zayiatla yok edebiliyorduk. Bu konuda eksiklikler de mevcuttu. Yeni sistemin tam olarak nasıl olacağı belli değil ancak işlerin eskisi kadar kolay olmayacağı açık. Diğer yapılar gibi kaleleri de sahip olduğumuz bölgelere kuruyoruz. Bu bölgeler ya da parseller harita üzerinde parça parça gösteriliyor. Bu oyunda bunlar üzerindeki ayrıntılar artırılmış. Köylüler yine mevcut ve yine işlerimizi görüyorlar. Daha doğrusu biz, hangi bölgeyi ne için atamışsak orada o işi yapıyorlar; silah üretmek, atları beslemek gibi. Normal şartlar altında, köylüler bütün işlerini kendileri hallediyorlar. Ancak hastalık gibi durumlarda size başvuruyorlar. Köylülerden başka bir de köleler var. Köleler sizin topraklarınızda bulunduğu sürece size hizmet etmek zorunda. Ancak bunların kaçma durumları da var. Eğer başka bir bölgeye kaçar ve bir yıl bir gün burada kalmayı başarabilirlerse özgürlüklerine kavuşuyorlar.
Görünen o ki; oyun eski sevilen çekirdeğine sadık kalmakla birlikte, eski öğelerin geliştirilmesi ve yenilerinin de eklenmesiyle oldukça hoş bir hal alacak. Bu gelişmelerden biri de savaş alanında. Savaşan birimlerin sınıfları her ne kadar normal stratejilerden farklı değilse de daha önce olmayan bir özellik bu oyuna eklenmiş. O da çeşitli zırh, silah vb kombinasyonlarla birbirinden farklı yüzden fazla birimin savaşta bulunması ve düşman askerleriyle birebir mücadelede bulunması. Aslında bu özelliklerle oyunun bir miktar RPG öğeleri taşıdığını da söyleyebiliriz. Yani askeri birimlerin çeşitli malzemeler taşıyabilmesi, geliştirilebilmeleri, farklı askerî sınıfların bulunması gibi özellikler oyunu bir miktar RTS’nin dışına taşırıyor. Birimlerin gelişmesi ise bazı şartları yerine getirmeye bağlı olmayacak. Bunun yerine, zamanla, daha gelişmiş savaş teknikleri, araç-gereç, silah gibi birimleri geliştirmek için seçenekler ortaya çıkacak. Tüm bunların yanında, biraz tarihsel hatta belki biraz fantastik öğeler de bulunabilir. Bazı senaryolarda Kral Arthur,
Merlin, Robin Hood gibi efsanevi veya fantastik kahramanlar bulunacak ve az bir ihtimal de olsa büyü,sihir gibi araçlar da oyunda bulunabilecek.
Bir diğer gelişme ise politika. Artık rakiplerimizle diplomatik anlaşmalar yapabileceğiz. Bu anlaşmalar çok geniş içeriğe sahip olabileceği gibi çok dar da olabilecek. Bu anlaşmaların içeriği ve özellikleri ise oldukça geniş olacak. Fakat ne olursa olsun tamamen diplomatik bir başarı gibi bir şey söz konusu değil. Yani en etkin güç ve düşmanı saf dışı etmek için en etkin araç yine askeri güç. Oyunda bulunacak ana kaynaklar; yiyecek, para ve silah. Bunların da alt çeşitleri var ve hepsi her yerde bulunmuyor. Dolayısıyla bunların üretildiği veya depolandığı yerler stratejik olarak önemli noktalar. Stratejik olan başka bir şey ise mevsimler. Artık sadece hayvancılık veya çiftçilik için değil, aynı zamanda ordunuz içinde mevsimleri gözetmek durumunda kalacaksınız.
Multiplayer seçeneği de eksik olmayacak. Bilgisayar kontrolünde 200’e kadar oyuncu bulunacak. Multiplayer seçeneğinde kaç oyuncuya izin verileceği ve ne tür oyunlar olacağı henüz belli değil ancak insan ve bilgisayar kontrollü rakipler birbiriyle mücadele edebilecekler. Belli olmayan diğer bir şey ise harita editörünün eklenip eklenmeyeceği. Ama eklenme olasılığı oldukça yüksek.
Oyunun çıkış tarihi henüz belli değil. Daha epey zaman var gibi görünüyor. İnşallah yaz geçmeden çıkar. Fakat şunu içtenlikle söyleyebilirim ki; şu ana kadarki özellikleri bile bu oyunun oldukça iyi olacağını gösteriyor. Eğer müzikler de öncekindeki kadar başarılı olursa bu oyun, mutlaka alınacaklar listesinde başa oynuyor diyebilirim.