Son birkaç yıldır oyun dünyasında gördüğümüz yapımlar, çevirimiçi oyunları bir kenara koyarsak, daha ağır, daha dramatik, daha konu ağırlıklı olmaya başladı. Bu bir moda haline mi geliyor bilinmez ancak, eskinin safi aksiyona dayalı yapımları gün geçtikçe azalıyor. Yaşı kemale ermiş oyuncular için bu durum sevindirici olsa da, genç ve dinamik oyuncular daha fazla aksiyon ve heyecan istiyor. Bu tip oyunlar düşünüldüğünde ise akla ilk gelen yapımlardan biri Just Cause serisi oluyordu. Oluyordu dememin sebebini incelemenin ilerleyen kısımlarında açıklayacağım.
Just Cause serisi ilk olarak 2004 yılında PC, PlayStation 2, Xbox ve Xbox 360 için piyasa sunulmuştu. O zamanlar için devasa sayılabilecek 1012 KM/2'lik bir haritaya sahip olan yapım, oyuncular tarafından bir kült gibi karşılanmasa da o zaman için sunduğu görseller ve devasa oyun dünyası ile hayli sevilmişti. Daha sonrasında ise Just Cause 2 ile büyük beğeni toplayan yapım, Just Cause 3 ile de bu başarıyı kısmen sürdürdü. Takvimler 2018'in sonunu gösterdiğinde ise Avalanche Studios karşımıza Just Cause 4 ile çıkı verdi. Yine ana kahramanımız Rico Rodriguez ile birlikte bir kez daha diktatör avına çıktığımız yapım, bakalım nasıl olmuş?
Öncelikle Just Cause 4 bizleri yine bir kurgusal ada ülkesi olan Güney Amerika'daki Solis'e götürüyor. Önceki oyunlardan da aşina olduğumuz Black Hand örgütünün ordusunu komuta eden Gabriela Morales'in peşine düşüyoruz. Hikaye tarafında önceki oyunlara kıyasla birazcık daha kişiselleşmiş gibi gözüken Just Cause 4'ün, yine de beklentilerinizi karşılayamayacağını belirtebilirim. Oyun daha en başında seriden alışık olduğumuz klişe bir giriş sekansı, hemen akabinde ise diktatöre karşı bir gerilla hareketi başlatılıp iç savaşa doğru yöneliyor. Oyun içerisindeki görevlerin tamamı ise şunu kurtar, şurayı yoket, şurayı ele geçirmek için şu kadar kaosa neden ol gibi zamanında eyvallah diyeceğimiz ancak artık gına gelen durumlardan oluşuyor.
Just Cause 4 hikaye tarafında yine beklentileri karşılamaktan çok uzak
Ancak yine de hiçbir yenilik yok değil. Örneğin harita üzerinden belli bölgeleri ele geçirmek bunun için yine hazırlık görevleri yapmak, Solis'in yavaş yavaş özgürleşmesini izlemek, bu tür oyunları seven kullanıcılar için olumlu yenilikler olarak göze çarpacaktır. Lakin getirilen ufak tefek yenilikler, Just Cause 4'ün 3 yılı aşkın bir süredir geliştirildiği hesaba katıldığında yeterli seviyede gözükmüyor.
Just Cause 4'ün reklamlarında da sık sık dikkat çekilen en büyük yeniliği ise hava olayları. Oyunun neredeyse her fragmanında gözümüze sokulan ve sürekli olarak devrim olduğundan bahsedilen doğal afetler, oyun içerisinde ilk kez deneyimlendiğinde gerçekten de oyuncuyu etkilemeyi başarıyor. Lakin aynı durumu birkaç kez yaşadığınızda ne yazık ki neredeyse tüm yükü üzerine yüklenen bu yeniliğin o kadar da önemli olmadığını farkediyor, dolayısı ile Just Cause 4'ü beğenmeniz için yeterli tatmini sağlamıyor.
Her ne kadar eklenen bu yenilik, eğlence ve mekaniksel anlamda devrim yaratmasa da, görsel olarak etkileyici gözüküyor. Avalanche'ın da üzerinde sıkça durduğu şekilde oyun motorunun fizik bölümü, gerçekten güzel çalışıyor. Kasırganın etraftaki neredeyse tüm dinamik objeleri etkilemesi, tırların havada uçuşması, Just Cause 4'ün etkileyici yanlarından biri. Fakat gönül isterdi ki yapımın yıkılabilir çevre elementleri Battlefield: Bad Company, yahut Red Faction ayarında olsun. Oyuna eklenen bu tip hava olayları, bahsettiğimiz oyunlardaki yıkılabilir çevre elementleri ile birleşseydi, gerçekten sırf bu yüzden dahi satın alınabilecek bir yapım olabilirdi. Ancak yalnızca belli başlı objelerin etkilenmesi, kasırganın üzerinden geçtiği binanın sapa sağlam ayakta kalması dolayısı ile hayal kırıklığı yaratabiliyor. Aslında Avalanche'ı bu durum dolayısı ile fazla eleştiremiyorum, çünkü şuanki konsol donanımları, böylesine büyük etkilerin altından kalkabilecek kadar güçlü değil. Ancak bir sonraki nesilde göreceğimiz ilk Just Cause oyunu, büyük ihtimalle bu hava olaylarına ek olarak tamamen yıkılabilir bir çevre ile birlikte gelecek, işte o zaman oyundaki eksik bulunan, hikaye, derinlik veya sevebileceğimiz karakterlerin eksiliğini tek başına giderebilecek. Özellikle Red Faction Guerilla'yı dahi bu yüzden uzun süre oynamış ve eğlenebilmiş biri olarak serinin bu yöne gitmesi beni memnun edecektir.