It Takes Two inceleme içeriğimizde oyun sektörünün ele avuca sığmaz isimlerinden biri olan Josef Fares'in son oyununa daha yakından bakıyoruz. Film sektöründen ani bir kararla oyun sektörüne geçen Josef Fares daha önce imza attığı Brothers: A Tale of Two Sons ve A Way Out oyunlarıyla da övgü toplamıştı. Baştan söylememiz gerekiyor ki ünlü yapımcı kalite çıtasını yeni oyununda da devam ettirmeyi başarmış. Şimdi gelin bu oyunun sıcacık hikayesine ve sürükleyici dinamiklerine birlikte göz atalım.
Oyunda May ve Cody isimli bir çiftin hikayesine tanıklık ediyoruz. Peri masallarında görmeye alıştığımız bir mucize ile çiftimiz kendilerini oyuncak bebeklerin içine hapsolmuş şekilde buluyor. May kukla bir oyuncak içerisine hapsolurken, Cody'i ise kilden yapılmış bir oyuncak olarak görüyoruz. İlk etapta kedi köpek gibi didişen çiftimiz bedenlerine kavuşmanın yollarını ararken, hem yaptıkları hatalar ile hem de evliliklerindeki problemler ile yüzleşmeye başlıyor.
It Takes Two hikaye anlatımı olarak fantastik öğeleri içerisinde barındırıyor. Her bölümü ayrı bir macera sunan oyunda esprili yapı ve eğlenceli oynanış çok dengeli bir şekilde ilerliyor. Kimi zaman kendinizi romantik komedi bir filmde gibi hissediyor kimi zamansa Oyuncak Hikayesi tadı alıyorsunuz. Üstelik oyun başladığı andan itibaren dinamik bir şekilde ilerliyor ve oyuncunun sıkılmasını engelliyor.
Hazelight stüdyosu oyunu oldukça dinamik bir şekilde tutmayı başarmış. Bu dinamizmin en büyük kaynağı ise sürekli değişen oynanış unsurları oluyor. Evin farklı bölümlerinde dolaşıyor, arka bahçedeki ağaç eve doğru yolculuğa çıkıyor ya da kendinizi bir anda uzay boşluğunda buluyorsunuz. Bu süreçte eşşek arılarına karşı mücadele ediyor, emir komuta zincirine bağlı sincaplardan kaçıyor ya da kıyıya köşeye atılmış bir süpürgenin öfkesi ile yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.
Karakterlerimize her bölümde o kadar güzel özellikler bahşediliyor ki, bu özellikler ile ilerlemek ya da karşılaştığınız bulmacaları çözmek sizin oyundan kopmanızı da engellemiş oluyor. Üstelik bu özellikler karakterlerin birlikte hareket etmesi için tasarlanmış durumda. örneğin bir bölümde Cody patlayıcı bir madde saçarken, bu maddenin patlamasını gerektiren fitili ise May ateşliyor. Biriniz duvarda yürürken diğeriniz küçülüp büyüyor, zamanı kontrol edip klon koyabiliyor ya da birinizde çivi, diğerinde ise çekiç oluyor ve karşılaştığınız bulmacaları da ona göre çözmeye çalışıyorsunuz.
Kısacası firma her bölüme güzel bir denge oturtmuş ve farklı özellikler ile bu ilerleyişi eğlenceli bir yapıya sokmuş diyebiliriz. O kadar fantastik olaylarla, oynanış dinamikleri ile karşılaşıyorsunuz ki yapım ekibinin hayal gücüne hayran oluyorsunuz diyebilirim. Zaten yapım ekibi de bu durumu "aklımıza ne geldiyse oyuna ekledik" açıklaması ile özetlemiş.
It Takes Two tüm bu macerayı başarılı görselleri ile süslüyor. Hem karakter tasarımları hem de bölüm tasarımları üzerinde fazlasıyla kafa patlatılmış. Kendizini Pixar animasyonlarının içerisinde kaybolmuş gibi hissediyorsunuz. Değişen bölümler ile birlikte görselliğin de değişmesi oyunun bütünlüğüne katkı sağlıyor. Ayrıca bulmacalar basit ama keyifli bir şekilde tasarlanmış. Yani sizi zorlamıyor ama çözmek için kısa bir süre düşünmenizi gerektiriyorlar.
Müzikler çok ön plana çıkmıyor ama oynanış dinamiğine katkı sağlıyorlar. Seslendirme konusunda ise oyun oldukça başarılı. Ana karakterlerimiz dışında yan karakterler de çok iyi bir şekilde seslendirilmiş. Benim bu konudaki favorim ise kesinlikle Dr.Hakim oldu. Aşk Kitabı da diyebileceğimiz Hakim, bize oyun boyunca yardımcı olduğu gibi kimi zaman da köstek olarak karakterlerimizin arasındaki aşkı yeniden alevlendirmeye çalışıyor. Tabi bunu yaparken dinlediğimiz kendine has anlatım ve tonlamaları oyuna büyük bir renk katmayı başarmış.
Herhangi bir cezalandırma sistemi bulunmayan oyundaki bu yapı sizi biraz rahata alıştırıyor. Tamam ekip bunu tercih etmiş ama ölseniz bile anında geri doğuyor olmanız sizin oyundaki olaylardan sakınmanızı engelliyor. Gözünüz kara her yere atlamaya, tehlikenin göbeğine doğru koşmaya başlıyorsunuz. Oyunda ikilemde kaldığım en büyük nokta ise kamera kullanımı. Firma tıpkı A Way Out oyununda olduğu gibi kesilmiş ekran sistemine başvurmuş. Yani aynı cihaz üzerinden de oynasanız, online olarak da oynasanız bölünmüş bir ekranda ilerliyorsunuz. Bu duruma kısa bir süre içerisinde alışmak mümkün ama zaman zaman A Way Out'un aksine bu oyunda bu sisteme ihtiyaç yokmuş gibi hissettim diyebilirim.
Sonuç olarak It takes Two bir arkadaşınız ile oynayabileceğiniz gibi eşiniz ya da çocuğunuzla da keyifle oynayacağınız, bir şeyler paylaşacağınız bir hikaye anlatısına sahip. It Takes Two bu yılın şimdiden en çok ses getiren yapımlarından biri olmayı başarmış. Oynanış dinamikleri, hikaye anlatımı ve en önemlisi baştan sona kadar dinamik yapısı ile tüm övgüleri hak eden bir oyun var karşımızda.