Indiana Jones and the Great Circle PS5 İncelemesi

Indiana Jones and the Great Circle PS5 inceleme: Yaklaşık 4 ay önce Xbox ve PC için piyasaya çıkan gelmiş geçmiş en iyi Indiana Jones oyunu, Indiana Jones and the Great Circle, PlayStation 5 versiyonuyla çıkıyor. 4 ay diye özellikle belirttim çünkü genelde bir konsolun özel oyunları eğer diğer platforma da çıkacaksa arada 1 senelik bir boşluk bırakıyorlar. Bu yüzden ben de herkes gibi bu oyunun 2025 sonlarına doğru PlayStation 5’e geleceğini düşünüyordum, fakat Microsoft bu konuda farklı bir yol izleyeceğini gösterdi. Belki de iyi yaptı, çünkü eminim ki PlayStation 5 sahipleri oyunun incelemelerini okuduktan/izledikten sonra iyice heyecanlanmışlardır.

Indiana Jones and the Great Circle PS5 İncelemesi 

Indiana Jones and the Great Circle’ı iki ana kategoride değerlendirmek istiyorum; diğer oyunlarla karşılaştırması ve Indiana Jones hayranı olarak görüşüm. İlk olarak Indiana Jones hayranı şapkamı takarak bu taraftan görüşlerimi söyleyeyim: eğer Indiana Jones’u seviyorsanız, filmlerini birden fazla defa izlediyseniz bu oyun sizin son dönemde yaşayabileceğiniz en iyi Indiana Jones deneyimi. Daha ötesi yok. Indiana Jones hayranları için incelemenin burada sonuna geldik, okuduğunuz için teşekkür ederim. Ciddiyim, tek bir kelime daha anlatmaya gerek yok, bu oyunu mutlaka ama mutlaka oynamalısınız. Nokta.

Şimdi Indiana Jones hayranı şapkamı çıkarıp, eleştirmen kimliğimle diğer oyunlarla karşılaştırarak genel görüşümü söyleyeyim: bu oyunu mutlaka oynamalısınız, tartışmasız yılın en iyi oyunlarından biri! Pardon, Indy şapkam kafamda kalmış. Çıkardıktan sonra da görüşüm değişmedi. Tamam şöyle düzelteyim, tabii ki bu oyun herkese hitap etmiyor. Çünkü gerek hikayesi, gerek de oyun mekanikleriyle herkesin aynı zevki alarak oynayabileceği bir oyun değil. O yüzden özellikle Indiana Jones seviyorsanız derken aslında biraz içinde barındırdığı elementlerden de bahsediyorum. Bu oyun bol aksiyonlu, arada da gizlilik temalı bir macera oyunu değil. Tamamen gizlilik temalı, arada da dozunda aksiyon serpiştirilmiş bir bulmaca ve macera oyunu.

Ben oyunun en başından sonuna kadar derin bir inceleme yapmayacağım. Dileyenler sevgili Murat Oktay’ın kaleminden yazılan Xbox ve PC versiyonunun incelemesine göz atabilirler. Ben bu incelemede biraz daha oyunu genel hatlarıyla özetleyip PlayStation 5 özelliklerine değinmek istiyorum.

Indiana Jones and the Great Circle, filmlere son derece bağlı olarak ilerliyor. Yani Indy haricindeki karakterlerin bazılarını, referansları anlamak için filmleri izlemiş olmak büyük bir avantaj. Fakat aklınızda ben hiç Indiana Jones izlemedim, acaba oyun beni içine çeker mi diyorsanız hiç merak etmeyin. Tüm Indiana Jones filmleri de aslında arkada ufak karakter devamlılığı dışında konu olarak direkt bağlantılı filmler değiller. Yani önceki filmin devam hikayeleri olmadıkları için, her birini ayrı sırayla izleseniz bile çok eğlenceli bir macera filmi izlemiş olursunuz. Bu oyun da aynı formülü koruyarak tasarlanmış. Filmleri izlememiş olsanız bile iyi bir macera oyunu oynamak istiyorsanız bu oyuna sıfır bilgiyle başlayabilirsiniz.

PlayStation, Uncharted serisiyle aslında bizi tarihin gizemlerine destansı maceralarla götürmeyi başarmıştı. Uncharted serisi, başlı başına aslında Indiana Jones konseptinden esinlenilen bir format olsa da, tamamen kendine has dinamikleri ve hikayesi vardı. Öyle ki, Indiana Jones filmleri izlemeyip konsepte hayran olan bir kitle oluşturmayı başardı. Eğer Uncharted oyunlarını seviyorsanız, bu lezzette bir şeyler arıyorsanız en baştan söyleyeyim, bu oyun tam size göre. Yine de küçük bir kıyaslamamı yapayım, çünkü bu oyunun Uncharted ile 2 önemli farkı bulunuyor. Birincisi yazının biraz yukarısında da söylediğim gibi bu oyun aksiyon temelli değil, gizlilik temelli bir oyun. Indy filmlerinde de karakterin çıkıp silahıyla herkesi öldürerek ilerlediğini göremezsiniz. Zaten Uncharted’ın oyun çıkış olmasındaki en önemli fark bu, düşman eleminasyonu çok kolay. Yüzlerce insan öldüren bir karakter, gayet normal bir hayat yaşıyor. Bir karakteri filmlerde böyle işleseniz çok yapay kaçardı. Uncharted kötü demiyorum (bence çok güzel), sadece arada düşman öldürme konusunda fark olduğu için bu oyunda gizlilik ön planda. Düşmanları dövüp bayıltmak üzerine bir sistem var. Silah var, fakat kullanırsanız ciddi anlamda başınız belaya giriyor. 

İkinci farkımız ise kamera açısı. Uncharted, üçüncü şahıs kamera ile oynanırken bu oyun tamamen FPS kamerasıyla oynanıyor. Bu kameranın avantajları ve dezavantajları var. En büyük dezavantajı tabii ki karakteri göremiyor olmak. Özellikle de böyle ünlü bir karakteri görememek üzücü. Avantajı ise oyunun dünyasını daha yakın planda görmek. Karakterin gözünden görmemiz sayesinde, oyunun karakteriyle daha fazla bağlantı kurabilmemiz. Bu oyun bize aslında gel ve oyunu bitirene kadar saatlerce Indiana Jones sen ol diyor. Oyun çıkana kadar eleştirdiğim kamera tercihi, oyunu oynadıktan sonra en sevdiğim yanlarından biri oldu diyebilirim.

Uncharted kısmını toparlayacak olursam, eğer Uncharted serisini seviyor ve PlayStation’ınızda bu tarzda bir oyun arıyorsanız, güzel bir haberim var: aradığınızı duldunuz!

Gelelim oyunun PlayStation sürümündeki farklılıklara. Oyun henüz 4 ay önce çıktığı için yeni geliştirmeler almak için öyle pek de zaman geçmedi. Şundan dolayı diyorum, bazen oyunlarda güncellemeler ile çok fazla değişiklik oluyor, 1 sene sonra dönüp baktığınızda çok değişmiş olabiliyor. Fakat Indiana Jones için hem zaten süre kısıtlıydı, hem de zaten oldukça hazır olarak çıkmıştı. Xbox’ta da taş gibi oynanan oyun, aynı şekilde PlayStation 5’te de akıyor. Oyunun kendi içerisinde bir grafik ayarı bulunmuyor. Bir anlamda kendine göre “dengeli” grafik ayarıyla birlikte geliyor. Hem stabil 60 fps hedeflenirken (bunu çok iyi başarıyor) hem de değişken 4K çözünürlükte çok iyi gözüken bir grafik kalitesi sunuyor. Bu hibrid yapı, PS5 versiyonunda da geçerli. Bazen oynarken grafiklere kendinizi kaptırabilirsiniz. PS5 Pro’da deneme şansım olmadı fakat Pro kullanıcıları için dengeli ayarların, grafik anlamında biraz daha yükseltildiği söyleniyor firma tarafından. Yani yine 60 fps hedeflenirken, bu sefer çözünürlük native 4K’ya çıkıyor.  

PlayStation 5’in en önemli silahlarından olan DualSense, burada da kendini gösteriyor. Oyunda haptic feedback özelliği birçok kez kendini hissettiriyor. Suda yüzmekten, aksiyon sahnelerine kadar birçok anda DualSense size bu hissi yaşatıyor. Ayrıca tetik tuşları da özellikle yumruklarda daha da sertleşerek yumruk atmanın zorluğunu oyuncuya hissettiriyor.

Ben oyunu test ettiğimde henüz cross save özelliği bulunmadığı gibi, henüz Bethesda ya da Microsoft’tan bu konuda bir açıklama da bulunmuyordu. Bu sebeple oyunda cross save özelliğinin olmayacağını düşünüyorum. Xbox, PC ve Steam versiyonu sahipleri, kayıtlarını istediği platformdan devam edebilirken, henüz PS5 sahipleri bu ekosisteme dahil olamayacak gibi duruyor. Fakat yine de oyunun ana menüsünde Xbox hesabına giriş yapma seçeneği bulunuyor. Ben buradan giriş yaptığımda Xbox üzerinde kazandığım tüm achievement’lar, kupa olarak hesabıma yansısa da kayıt dosyam geçmedi. Hatta şöyle bir durum da var, Xbox’ta yeni başarı elde edince, PS5 versiyonunda da aynı kupayı kazanmaya devam ettim. Belki bu kupa bağlantısı, yakında kayıt dosyası aktarımına da dönüşebilir. 

Aslında oyunla ilgili duygularımı ve görüşlerimi aktarmayı isterdim, ama zaten oyun hem 4 aylık bir oyun hem de bu sitede incelemesi daha önceden yazıldı. O yüzden ben artık daha da uzatmadan yazıyı toparlayayım. Indiana Jones and the Great Circle, Xbox’a çıktığında ve oynadığımda, bir macera oyunu ve Indiana Jones sever olarak çok rahatlıkla bu oyunun konsol sattırabilecek bir oyun olduğunu söylemiştim. Çok kısa sürede PlayStation 5’e gelmesi de en çok PlayStation sahiplerini sevindirecektir. Çünkü bu oyunu yukarda da belirttiğim gibi macera oyunu sevenler ya da Indiana Jones’u biraz bile olsa sevenlerin mutlaka ama mutlaka oynaması gerekiyor. Filmler bize ortalama 2 saat Indiana Jones deneyimi sunarken, bu oyun sayesinde minimum 20 saat Indiana Jones macerasının içinde bulunuyorsunuz. Hem de filmden daha güzel grafiklerle, Indy’nin gözünden görerek. Daha ne olsun!