ArtılarBaşarılı 3 boyutlu motor. Kaliteli hazırlanmış harita ekranı. Binaların içerisinde yapılan çatışmalar...
EksilerYapay zekada bir kaç ufak sorun. Oyun fazlasıyla Total War'a benziyor.
Strateji oyunu sevenler, şu aralar harıl harıl Empire Earth 2 ve Stronghold
2’yi oynayadursunlar, yapımcılığını Pyro Studios’un üstlendiği Imperial Glory,
bu iki kaliteli yapımın arasından sıyrılıp, son döneme damgasını vurdu bile!
Commandos’unda yapımcısı olan Pyro Studios’un sessiz sedasız piyasaya çıkan
oyunu Imperial Glory’e bir göz atalım!
Oyunumuz 18.yy’nin sonuyla 19.yy’nin başında geçiyor. Bu dönem Fransız
ihtilalininde yoğun olarak hissedildiği bir dönemdi. Öyleki Napolyon
Buanoparte’ın İtalya’ya girmesiyle Fransa’nın etkisi tüm yarım adayı sarmıştır.
İşte bu çalkantılı dönemde geçen Imperial Glory’de seçebileceğimiz 5 ırk
bulunuyor. Bunlar; Birleşik Krallık, Fransa, Avusturya, Prusya ve Rusya.
Hangisini seçerseniz, o ırkın aynı döneme ait, coğrafyasında oyuna
başlıyorsunuz.
Oyun genel olarak Total War serisine çok fazla benziyor. Öyle ki Campaign’e
tıkladığınız anda Total War’e oldukça benzeyen bir arayüz karşılıyor sizleri.
Masa üstünde hazırlanmış dev bir Avrupa haritasında, strateji geliştiriyorsunuz.
Burada ordularınız taşlarla belirtilmiş. Şehirleriniz ise ülkenize ait renklerle
sınırlandırılmış. Çok tanıdık değil mi? Tıpkı Total War’deki gibi...
Sıra bende
Imperial Glory 2 aşamalı bir oyun. İlk olarak taktik ekranı diye bahsettiğimiz
masaüstü karşımıza geliyor. Bu taktik ekranı oyunun ilk aşaması. Öyleki burada
herşey sıra tabanlı olarak hareket ediyor. Örneğin bir orduyu bulunduğu şehirden
çok fazla ilerdeki bir şehre taşıyamıyorsunuz. Tek bir seferde sadece
sınırınızda ki şehirlere geçebiliyorsunuz. Sonrasında “turn”ü beklemeniz
gerekiyor. Tabi bu sırada diğer medeniyetler de hareketleniyorlar. Onlarda
haritada ki farklı noktalara ulaşmaya çalışıyorlar. Bu “sıra sisteminin” bir
diğer özelliği de, birim veya bina üretmeniz için gerekiyor olması. Örneğin atlı
suvari birliği üreteceksiniz, bunun için 2 “turn”ün geçmesi gerekiyor ya da
bölgesel bir hastane yaptıracaksınız, bunun içinde bir kaç turun geçmesini
bekliyoruz. Harita ekranı bununla da kalmıyor. Önemli binalar, şehrinizin
üzerinde simgeleriyle gözüküyolar. Tıpkı ordularınız gibi ancak tahmin edileceği
üzere hareket ettirilemiyorlar.
Şehirlerimize bina eklemeden birim çıkartamıyorsunuz. Bu yüzden öncelikle askeri
binalarınızı üretmeniz gerekiyor. Tam bu nokta da teknoloji ağacı devreye
giriyor. 4’e ayrılmış olan teknoloji ağacında bulabileceğiniz alt dallar şöyle:
Kaynak, Askeri, Politik ve Ticari.
Kaynaklarınızın üzerine giderseniz, materyallere daha kolay sahip olursunuz.
Askeri üretim ise bu alandaki kalitenizi arttırıyor. Yani başlangıçta
üniformasız ve ateşli silahları olmayan askerler üretebiliyorken, ilerledikçe
süvariler, topçu birlikleri vb... üretebiliyorsunuz. Politika, diplomatik
temaslarınızı güçlendiriyor. Öyleki diplomasi, bazen ulusunuzun kaderini
belirliyor. Örneğin bir devlet ile müttefik oldunuz. Ancak o devletin müttefik
olduğu bir başka ülkeye savaş açıyorsunuz. Bu durumda eğer zayıf bir politikaya
sahipseniz, muhtemelen sizin müttefikleriniz de size cephe alacaktır. Son
geliştirme dalı da ticaret! Tamamen ülkenizin ekonomisini etkileyen bu bölümün
üzerinde durulduğu halde, diğer uluslarla büyük ticaret antlaşmalarına
girebilirsiniz. Bu konuda en büyük yardımcınız marketler ve ticaret gemileriniz
olacaktır.