1/3

Immortal Cities: Children of the Nile

Erdem Maşlak 3.06.2010 - 12:31
Nil'in çocukları küllerinden doğuyor.
Platformlar PC
Immortal Cities: Children of the Nile
Merlin Puanı 77
Artılar Güzel grafikler, ilk üç boyutlu şehir yapma oyunu olması; bunu da başarıyla kullanması, detaylı oyun yapısı, aksanı Mısır'ı betimleyen hoş seslendirmeler, Caesar III'ü ve Pharoah'ı özleyenlere birebir.
Eksiler Detaylı oyun yapısını iyi kullanmak için alışma süresi yıldırıcı. Teknik hatalar çok. Suyun görüntüsü daha iyi olabilirdi.

Günümüzde olmayan iki firma ve şimdilerde artık iyice demode olmuş üç oyun. Tam da maziyi anarak “neerde o eski oyunlar” geyiği yaparken lafımın üzerine kelimenin tam anlamıyla “tokat” gibi geldi Immortal Cities: Children of Nile. Ben ki şehir kurmaca oyunlarının SimCity hariç tam bir fanatiğiyimdir. Zamanında bu kıstas üzerinde bilinen en iyi firmaydı Impressions. Yanına da Sierra’yı koyduğunuzda önce Caesar 3, peşinden Pharoah, son olarak da Zeus gelmişti. Ne büyük oyunlardı onlar. Zira Caesar hala bilgisayarımdan silmeye kıyamadığım oyunlarımdandır. Ama şimdi ne bu firmaların ikisi birden ayakta kalabildi, ne de günümüz yeni yetme oyuncuları bu oyunların büyüsünün farkına vardılar. Kesinlikle genç oyuncuları eleştirmiyorum, onların şu anda oynayabilecekleri çok daha iyi yapımlar var. Ama dedim ya, zira üstte saydıklarım çok eski olmasalar da, eskilerin tadı bambaşkaydı be! Şimdi sıkı durun! Onlar geri döndüler!

Nil’in beslediği topraklar…

Immortal Cities: Children of Nile, kapanan Impressions Games’den ayrılan elemanların kurduğu Tilted Mill isimli yepyeni bir firmanın daha ilk oyunu. Adamlar yıllar boyunca öğrendiklerini yeni bir çatı altında bu çalışmalarında gözler önüne seriyorlar ve bu yeni kurulan bir şirket için ne fantastik bir başlangıç oyunudur ki geçmişe olan tüm özlemlerimiz bir anda yok oluyor. Açılış videosu klasik bir Impressions kalitesini yansıtırken, o sona erip de ekranlarda beliren ana mönü ile beraber arka planda çalan müziklerin tınıları, oynanabilir geniş scenario yelpazesi ve bu tarz şehir kurma oyunlarında ilk kez gördüğümüz map editor; yine kendimi adayacağımdan emin olduğum uykusuz gecelerimin bir işareti adeta. Eski dostların bilindik kalitesi günümüz teknikleri ile harmanlanıyor ve gerek görsel, gerek oynanış açısından oldukça derin bir oyun ortaya çıkarıyor. Ayrıca tarihsel açıdan city building oyunlarını hep iki boyutlu ve izometrik kamera açıları ile oynamaya alışan bizler, ilk kez Children of Nile ile üçüncü boyuta geçiyoruz. İlkleri hep tehlikeli olarak nitelendirmişimdir; ama, görünen o ki yapımcılar ortaya çıkması potansiyel görünen bu tehlikeyi ortadan kaldırmışlar ve üstelik bunu kendileri için hayli başarılı bir biçimde kullanmışlar. Üç boyutun oyuna yaptığı katkı inanılır gibi değil. Şehrinizi aklınıza gelebilecek her açıdan görüntüleyebiliyorsunuz, bunun ötesinde de karakterlerin her birinin burunlarının dibine kadar girebiliyorsunuz.

Oyunda eski Mısır uygarlığı konu ediliyor ve şehirlerin kurulum alanlarını da Afrika’nın hayat damarı olarak kabul edilen Nil Nehri’nin çevresinde hayat buluyor. Kategorisinde en bilindik örnek olarak kabaca SimCity ile mukayese edebileceğimden, Children of Nile’in de ona benzer bir şehir kurma simülasyonu şeklinde kullanıcıya sunulduğunu söylemek yerinde olur. Fakat burada belirtmek zorundayım, zira oyun size SimCity ve tarzı aynı olan önceki oyunlardan çok daha fazla ayrıntı sunuyor. Hepsini adamakıllı kullanabilmek için oyuna dalmadan önce tutorial kısmına dikkat etmeniz lazım. Yoksa oyunun geniş yapısı karşısında tabiri caizse apışıp kalmanız hiç de zor değil. Mesela yapabileceğiniz yapılar arasındaki “Palace”, benim çoğunlukla şehrimin ilk tohumlarını attıktan, ve yiyecek üreten tesisler, hastane gibi demirbaş gördüğüm binalardan sonra ürettiğim yapılar arasındadır. Children of Nile’de ise yapmanız gereken ilk bina görünümünde. Şehir ekranında oyunu açtığınızda haritanın boylu boyunca uzanan bir nehir, ve etrafına kurulmuş büyüklü küçüklü kulübeler görülüyor. Şehrinizin popülasyonunu ilk olarak bu evler oluşturuyor. Ardından çiftçi kulübeleri yaptığınızda insanlar çıkıp oraya yerleşiyorlar ve daha sonrasında burada yaşamaya başlıyorlar. Fakat dediğim gibi palace’ın önemi insanlarınızın yönetimini elinize geçirdiğinizde değer kazanıyor. Eğer ortamda bir palace yoksa ve yüce firavun ortalıkta tahtı üzerinde dolaşarak halkını denetlemezse insanlar pek de çalışma taraftarı olmuyorlar. Bunu dikkate almalısınız ve ilk olarak firavun ve ailesinin kalacağı sarayı inşa ettirmelisiniz. Ardından yapmak istediğiniz bütün binaları insanlar büyük bir gayretle yükseltmeye çabalıyorlar.