Hız mı zırh mı?
22 Haziran 1941 günü ani Alman saldırısı Rusları çok şaşırttı. Bu şaşkınlık o denli büyüktü ki saldırıyı izleyen ilk birkaç saatte Stalin bunun tamamen yanlışlıkla yapılmış bir harekat olduğuna inandı ve kendilerine saldıran Alman birliklerine karşılık veren Rus tümenlerin komutanlarından bazılarını idam ettirdi. Ancak her şey gerçek ve bir o kadar da ciddiydi.
Bu büyük saldırı öncesinde Hitler, bu konuda çekingen davranan bazı genarallere şöyle moral veriyordu;”Karşımızda sadece kapısı sağlam olan çürük bir bina var. Biz sadece kapıyı tekmeleyeceğiz ve ardından bina tamamen çökecek.” Savaşın ilk birkaç ayında bu söz doğrulanır gibi oldu. Alman savaş makinesi, İngiltere Savaşında oldukça yıpranan ancak hala çok büyük bir güç olan Luftwaffe’ nin (Alman Hava Kuvvetleri) koruma şemsiyesi altında hızla ilerledi, birçok Rus tümenini yoketti ve sonbaharda Moskova önlerine kadar geldi. Ancak kış mevsimine hazırlıklı olmayan Alman birliklerinin artık ilerleyecek gücü kalmamıştı. Ayrıca Luftwaffe artık o kadar etkili bir güç olmaktan yavaş yavaş çıkıyordu çünkü uçakların ve mühimmatın mevzilendiği havaalanları çok gerilerde kalmıştı ve yeterli hava desteği kara birliklerine sağlanamıyordu. Ayrıca Almanların ele geçirdiği topraklar o denli ilkel ve fakir bölgelerdi ki bırakın havaalanını piyade ve tankların ilerleyeceği doğru dürüst yollar bile yoktu. Bu nedenle savaş, Moskova önlerinde tekrar şiddetleneceği bahara kadar durdu. Bu arada Ruslar da cepheye yeni Sibirya tümenleri getirmek, savaş üretimlerini arttırmak ve ilk şoku atlatarak toparlanmak imkanı buldular.
Almanların savaş teknolojisi ise Ruslara kıyasla çok daha iyiydi. Ruslar bu savaş için hazırlanmamışlardı. Saldırı başladığında ise silah araştırma-geliştirme çalışmaları neredeyse tamamen durdu. Ancak Almanların ilerleyişi Moskova önlerinde karlara saplandığında Ruslar rahat bir nefes aldılar. Artık fabrikalar üretime geçebilirdi. 1942 yılında Kuzey Buz Denizinden Müttefik konvoylarının (efsanevi PQ, QP ve HX konvoyları) yardımı başladı ve böylelikle Ruslar giderek güçlendiler. Öncelikle halledilmesi gereken sorun Alman Zırhlı birlikleriydi. Alman savaş stratejisi ağırlıklı olarak panzerlere bağlıydı. Eğer bu panzer güçleri zayıflatılırsa zafer piyade bakımından daha güçlü olan Rusların olacaktı. İşte bu nedenle zaten tasarımı 1930 yıllardan başlayan ve asıl kullanım amacı tank yoketmek olan IL-2 Sturmovik üretime konuldu. Bu tank kadar güçlü, düşürülmesi üzerinde taşıdığı inanılmaz zırhı nedeniyle oldukça güç olan hızlı uçak sayesinde panzerleri durdurabilen Ruslar daha ileriki yıllarda en az Alman tankları kadar hızlı, etkili ve güçlü tanklar ürettiler ve böylelikle savaşı kazanan taraf oldular.
Makinelileri yağlayın. Savaş başlıyor
İşte elimizdeki IL-2 Sturmovik: Forgotten Battles’ da tam bu karışık dönemlerde geçen bir oyun. Aslında bu bir devam oyunu. Serinin ilk oyunu olan ve 2002 şubatında çıkan IL-2 Sturmovik, beklenmedik bir ilgi görmüştü. Oyunun, rakiplerine nazaran (Microsoft Combat Flight Simulator serisi, Jane’ s Attack Squadron) çıkana kadar pek öyle sesi soluğu duyulmadı. Ancak çıktıktan sonra piyasada gerçekten sahip olduğu yeri aldı. Aslında yapımcı Maddox Software, bu oyuna bir expansion pack yapıp, asıl olan 2. oyunun yapımını bekleterek ağzımızın suyunu akıtabilirlerdi ama onlar anlaşılan kafalarında henüz tam bir kapitalist düşünce yerleştirememişler. Oturmuşlar ve ilkinden çok daha iyi ve güzel olan koskoca yeni bir oyun yapmışlar. Oyuna Fin ve Macar Hava Kuvvetleri ve bunların savaş haritaları da dahil edilmiş. Ayrıca zaten ilk oyunda oldukça fazla miktarda olan uçak sayısına yenileri eklenmiş ve A.I. daha geliştirilmiş.
Oyun mükemmele yakın hazırlanmış bir yapım. Yapımcılar ilkinin gölgesinde olan bir devam oyunu yerine, her şeyiyle onu geçecek bir oyun hazırlamışlar. Bence 2.Dünya Savaşı konulu hava simülasyonu oyunlarının imparatoru sayılmalı. Oldukça fazla miktarda oynanılabilen uçak oyuna dahil edilmiş. Rusların Yak, IL serisi, Almanların Masserschmidt, Focke Wulf, Blohm und Voss vb., Amerikalıların P serisi gibi uçaklar oyunda mevcut. Aslında bu tür oyunlarda genelde şöyle bir düşünce vardır. “ya Alman tarafı için 2-3 Masserschmidt Bf-109 yaparız, 1-2 tane Focke Wulf FW-190, bunların yanına biRkaç P-47 koyduk mu tamamdır.” Ama IL-2’ de sadece Bf-109 ve FW-190 yok. Almanların müttefiki olan Fin, Macar ve İtalyan’ ların uçakları bile oyunda var. Açık söyleyeyim ben bir İtalyan Macchi ile daha önce herhangi bir oyunda karşılaşmamıştım. Bununla beraber tüm tarafların uçakları kronolojik gelişim sıraları ile bize sunuluyor. Bir uçağın zayıf olan ilk modelleriyle savaşın en sonunda üretilen en güçlü modeli ile uçmak mümkün. Ayrıca oyunda sadece tek kişilik uçaklarla değil, ağır bombardıman ve nakliye uçakları ile uçmak mümkün. Üstelik uçarken sadece pilot değil, gunner veya hedefçi pozisyonunda bile uçabiliyoruz. Tabi ki bu sırada uçağın kontrolünü otomatik pilot eline alıyor.