Bazen insan düşünmüyor değil. Acaba 2. Dünya Savaşı olmasaydı, Savaşları konu
alan FPS oyunlar konu kıtlığı mı çekecekti? Herhalde adamlarda, bizdeki gibi bir
Çanakkale Destanı ve Kurtuluş Savaşları gibi tarihimize altın harflerle yazılan
savaşlar olsaydı birçok FPS yapacaklardı ve bunun üzerinden epey bir para
kazanacaklardı. 2.Dünya Savaşı denince akla ilk gelen kuşkusuz Mecal of Honor ve
Call of Duty’dir. Bu furyaya taktik içerikli bir savaş FPS’si olan Brother in
Arm’ın katılmasıyla ağzımızın tadı biraz değişti. Sizi bilmem ama ben, Savaş
FPS’lerindeki klişeleşmiş olan önüne geleni vur, bomba at ve tankı patlat gibi
görevlerin yanında yeniliklerin olması taraftarıyım. Evet, bunu taktik FPS olan
Brother in Arms ile yaşamıştık ama fazlası neden olmasın ki? “Sen neler
istiyorsun peki?” dediğinizi duyar gibiyim. Bu yazıda okuyabileceğiniz farklı
yetenekleri olan askerleri kontrol etme, Savaşın zor koşullarıyla uğraşmanın
yanında kontrol ettiğimiz askerin doğa koşulları ile uğraşması (Fırtınada ateş
ederken tüfeğin hedefi sapması gibi), acıkma, susama, siper önünde yaralanan
arkadaşımızı yoğun ateşe rağmen sırtlayıp sipere geri getirmek şeklindeki
hayatın içindeki olgularla zenginleştirmek çok iyi olur diye düşünüyorum. Buna
en iyi katkıyı sağlayacak olanda, kuşkusuz yapay zekânın bekleneni karşılayacak
düzeyde geliştirilmesi.
SAVAŞ VE ZAFER
Biz Medal of Honor Air Borne’u beklerken, nFusion’da Hour of Victory’i aradan
dereden beğenilerimize sunmak üzere. Konu olarak yine 2. Dünya Savaşı teması
işleniyor. Nazilerin gizli fabrikalarındaki nükleer silah üretiminin önüne
geçebilmek ve Afrika’nın yakıcı sıcaklarında düşmanlarla uğraşmak zorunda
kalacağız. Hikâyeyi asıl ilginç haline getiren ise, savaşın tüm yönlerini 3
farklı karakteri kontrol ederek yaşayabilecek olmamız. Bu karakterler kendi
branşlarında uzman olan askerler.
İngiliz SAS Komandosu William Ross güçlü ve dayanıklı bir asker. Savaşın o sıcak
atmosferinde yorulmak nedir bilmeyen, silah kullanma konusunda uzman olan Ross,
zorlu görevler için biçilmiş bir kaftan. 1928 A1 Thompson, G-Walther P-38,
Pistoller, Riflle Silahları ve bombaları kullanıyor.
Amerikalı Major Ambrose Taggert düşman üssüne sessizce sızabilen, gizlilik
konusunda uzman bir asker. 45 kalibrelik Pistol, Thompson, M1A1, Sten Mk-II, M-1
Garand ve M-1 Carbine silahlarını kullanabiliyor.
Diğer Amerikalı Calvin Blackbull ise bir sniper. Keskin nişancı olduğu için
mesafe tanımaksızın attığını vurabiliyor. Her çeşit dürbünlü silahı rahatlıkla
kullanabiliyor. Komandolara yakışan bir ismi var. Kara Boğa isim olarak güçlü
dayanıklı birini çağrıştırsa da kahramanımız kendini nişancılık konusunda
geliştirmiş. Bu adamdan uzak durmak gerekir, hatta o kadar uzak durulmalı ki
atış menzili dışında olmakta yarar var.