Horizon Forbidden West ilk oyunun temelleri üzerine kurulan ama aynı zamanda bu temeli sağlamlaştıran bir oyun. İlk oyunda kıyamet sonrası bir senaryoya tanık olmuş ve aynı zamanda oyunun kendine has bir dünya oluşturduğunu görmüştük. Tamamen merak unsurları üzerine kurulu olan hikayesi ile önemli eksiklerine rağmen kendini oynatmayı başaran bir oyun olmuştu Horizon: Zero Dawn. Devam oyunu ise işte bu durumu bir adım daha ileri götürmeyi başarmış. Baştan söylemem gerekiyor ki bu sefer eksiklerini kapatan ve ayakları daha sağlam yere basan bir oyun var karşımızda.
Hikaye adına çok detay vermesem de devam oyununda iyileştirilen unsurların başında oyunun sunum ve kurgusunun geldiğini söyleyebilirim. İlk oyunun en büyük eksiklerinden birisi özellikle sunumlarda, yerleşim bölgelerinde ve diyalog kısmında yaşanan ruhsuz yapısıydı. işte Forbidden West bu olayı tamamen çözüme kavuşturmuş. Kullanılan ara sahneler, olay kurgusu oyunun en sevdiğim yönlerinden birisi oldu diyebilirim. Dahası oyunda karşılaştığınız her karakter üzerinde özenle durulmuş. Yani belki de 60-70 saat oynayacağınız oyunda sadece bir kez göreceğiniz karakterin surat ifadesi bile buradaki diyalogları çok daha doğal bir hale sokmuş diyebilirim.
Gelelim oyunun muazzam dünyasına. Zaten ilk oyunda da çok güzel bir dünya bizlere sunulmuştu. Forbidden West'te ise bu olay birkaç basamak daha yukarı taşınmış. Grafiklerin de getirisi ile birlikte o kadar güzel bir dünya ortaya çıkmış ki çoğu zaman kendinizi bu güzelliği izlerken bulabiliyorsunuz. Oyunun devasa bir dünyası var ve her köşesinde ayrı bir detay sizleri bekliyor. Yerleşim bölgeleri, haritanın her köşesine yayılan medeniyet kırıntıları, gizli tapınaklar, ekolojik düzen ya da oyuna eklenen su altı bölümleri ile daha da güzelleşen bir dünya oyunculara sunulmuş. Üstelik bu dünyada çöller, ormanlık alanlar, karlı dağlar gibi çok farklı bölgelere de yer verilmesi oyunun dünyasını daha da zengin bir hale sokmuş.
Tabi bu dünyanın güzel olduğu kadar içinin de dolu olması lazım. Yapım ekibi bu sefer haritayı mümkün olduğunca doldurmuş. Gittiğiniz her yerde ayrı bir görevle ya da haritaya serpiştirilen farklı dinamiklerle karşılaşıyorsunuz. Ana görevler dışında irili ufaklı bir çok göreve oyun içerisinde yer verilmiş. Ve bu görev yapısı eşya topladığınız klasik görevler dışında oldukça ince düşünülmüş. Oyunun harita yapısı ilk oyunda olduğu gibi farklı bölgelere ayrılıyor. Her bölgede o kısmı ilgilendiren önemli ve dallanan yan görevlerle karşılaşabiliyorsunuz. örneğin ilk bölümde madende yaşanan patlamayla başlayan bir yan hikaye dallanıp budaklanıyor ve o bölgede yaşayan insanların kaderini etkileyen bir olaya kadar gidebiliyor. Yine aynı şekilde ufak bir görevle başladığınız bir hikaye, iki kabile arasında yaşanan savaşa ve sonunda liderini seçmenize kadar gidebiliyor.
Tabi bu görevlerin yanı sıra klasik eşya toplama ya da haritanın belli noktalarına dağıtılan kara kutu, drone toplama görevleriyle de karşılaşıyorsunuz. Fakat oyuna yedirilen bu farklı hikayeler ve irili ufaklı yan görevler klasik görevlerin göze batmasını engellemiş. Yani keyifle oynadığınız bir yan göreve giderken "aaa şurda da bi soru işareti var, ya da hemen drone görevinin dibinden gidiyorum şunu da yapayım" demeye başlıyorsunuz. Oyunun görev yapısı ve dünyanın doluluk oranı Forbidden West'te şaşırdığım detaylardan birisi oldu.
Oyunda kontrol ettiğimiz Aloy, o acemi yapısından iyice sıyrılmış. Kendinden emin, omuzlarındaki sorumluluğun farkında olan ve anlık kararlarda tereddüt etmeyen bir karakter portresi çizilmiş. Yeri gelince nabza göre şerbet veren ama gerektiğinde de elini taşın altına sokmaktan çekinmeyen bir Aloy var karşımızda. Olan bitenin farkında olduğu için soyunduğu bu liderlik durumuna çok çabuk adapte oluş ve batının tehlikeli topraklarında da üstüne düşen görevi yerine getirmekten çekinmiyor. Yan karakterlerin de hikayeye etkisi oldukça büyük. Aynı zamanda başta da söylediğim gibi gizemli karakterleri geçtim, alalade karşılaştığınız bir karakter bile bu dünyanın bütünlüğünü bir şekilde korumaya katkı sağlıyor.
Aloy ilk oyunun getirdiği deneyimle birlikte savaş alanında da daha yetenekli bir hale gelmiş. Ok ve yay her zaman olduğu gibi savaşlardaki en büyük yardımcımız konumunda. Bunun dışında yine bomba atan silahlarımız, mızrağımız ya da sapan gibi farklı silahlarımız var. Bu silahları geliştirerek daha etkili olmalarını sağladığınız gibi oyunda ilerledikçe farklı ya da daha iyi silahlar da buluyorsunuz. Tabi her silahın farklı etkilere sahip atışları da oluyor. İşte rakibe elektrik, buz ya da zehir hasarı veren atışlar yapabiliyorsunuz.
Tabi tuzak kurmak yine bazı savaşlarda kaçınılmaz oluyor. İsterseniz en ufak mücadelelerde bile bu tuzaklara başvurabiliyorsunuz ama genelde oyun alanına serpiştirilen robotlar yerine boss savaşlarında bu tuzakları kullanmak daha mantıklı oluyor. Ayrıca yine oyun alanındaki bazı noktalara ateş ederek kütüklerin ya da asılı olan bir objenin düşman üzerine devrilmesini sağlayabiliyorsunuz.
Aloy artık belli noktalara tutunabileceğiniz bir kancaya da sahip. Bu savaşlarda olduğu gibi platform dinamiklerinde de sık sık kullandığımız bir araç haline geliyor. Düz vur geç mantığı oyunu sıradanlaştırsa da sahip olduğunuz tüm araç gereçleri savaş alanında kullandıkça daha etkili ve keyifli savaşların ortaya çıkmasını sağlıyorsunuz. Tırmanma demişken Aloy oyun alanında hemen hemen her noktaya tırmanır hale gelmiş. Tarayıcı özelliğiniz ile çevredeki objeleri işaretleyebildiğiniz gibi tırmanıp tırmanamayacağınız bölgeleri de bu sayede görebiliyorsunuz.
İlk oyunda tuzak sistemi üzerine inşa edilen taktiksel savaş sistemi Forbidden West'te biraz daha detaylandırılmış. Artık karşılaştığınız düşmanları taradığınızda onların parçalarına tek tek bakabiliyor ve savaş stratejinizi de ona göre oluşturuyorsunuz. İşte devasa mamut gibi bir robotla karşılaştınız diyelim. Savaşa girmeden önce tarama yaptığınızda onun karın bölgesindeki parçanın patlayabildiğini görüyorsunuz. Normalde uzun süre uğraşsanız yarı cana düşüremeyeceğiniz bu düşman, bu zayıf noktasına çalıştığınızda daha kolay alaşağı edilebiliyor. Ya da kimyasal silahlarla tepkimeye girdiğinde daha fazla hasar aldığı bir parça bulabiliyorsunuz. Hemen hemen her robot türü için böyle taktiksel dokunuşlara yer verilmesi savaş sistemini daha keyifli bir hale getiriyor.
Aloy'un yetenek ağacı sisteminde de önemli bir güncellemeye gidilmiş. Kendi içerisinde dallanan budaklanan, hatta özel atakların kilidini de açabildiğiniz farklı yetenek ağaçları bulunuyor. Yetenek ağaçları savaşçı, tuzakçı, avcı, kurtulan, casus ve makinelerin efendisi olarak altıya ayrılıyor. İsimlerinden de anlaşılabileceği gibi savaşçı kısmında dövüş yeteneklerinizi, tuzakçı kısmında iksir ve tuzak kurma yeteneklerinizi, avcı kısmında uzaktan yapacağınız atış ve özel saldırıları, casus kısmında gizlilikle ilerlediğiniz yeteneklerinizi ve makinelerin efendisi kısmında ise makinelere karşı avantajlarınızı geliştiriyorsunuz. Mesela artık binek olarak hacklediğiniz makineler dışında sizin için savaşmasını sağlayacağınız makineler de bulunuyor. Ayrıca normal saldırıların yanı sıra Aloy'a görünmezlik ya da daha fazla dayanıklılık verme gibi özel yetenekleriniz de bulunuyor. Bu yetenekleri kullandığınızda özel bir animasyon ile yeteneklerin aktifleştirildiğini görüyorsunuz. Yetenek ve dövüş sistemine eklenen bu yeni dokunuşlar oyun dinamiklerine pozitif etki etmeyi başarmış.
Uzak ve yakın aksiyon dinamiklerinin yanı sıra zaman zaman ilk oyunda olduğu gibi gizli bir şekilde ilerlemeniz de gerekiyor. Oyun alanındaki otları, saklanacağınız yerleri kullanmak yine hayati bir önem taşıyor. Gizlenme dinamiklerinin ön planda olmasının sebeplerinden biri de robot çeşitliliği. Oyuna eklenen yeni robotlar ile birlikte bazen dövüşlerden kaçınmanız ya da gizli gittiğinizde çok daha kolay halledebileceğiniz durumlarla karşılaşıyorsunuz.
Oyunda loot sistemi yine önemli bir yere sahip. Düşmanlardan topladığınız eşyaların yanı sıra doğadan toplayacağınız ya da avcılık yaparak alacağınız eşyaların bile önemi fazla Craft sistemi sayesinde anlık olarak sizin yapacağınız ok, bomba ya da iksir gibi eşyaların yanı sıra tüccarların ya da silah geliştirme sisteminin istediği bazı parçalar da bulunuyor. Karşılaştığınız robotlara direkt saldırdığınızda bu ihtiyacınız olan parçaların kırılmasına neden olabiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda robotu önce tarayıp, o parçayı tespit etmek ve o parçayı düşürecek şekilde saldırılar yapmanız gerekiyor.
Oynanış tarafındaki en büyük sıkıntı aslında ilk oyunda da karşımıza çıkan animasyon atlaması ve yapay zeka problemi. Bazı ataklarda, tırmanma kısımlarında ya da özellikle bitirici vuruşlarda animasyon atlamaları ile karşılaşabiliyorsunuz. Aynı şekilde bazen karakterlerin ayakta ölmesi gibi ufak ama garip buglar da bulunuyor. Oyunda hikaye gereği bazı görevlerde yanınızda bir veya birden fazla karakter olabiliyor. Bu görevlerde yanınızdaki karakterlerin yapay zekası felaket seviyesinde. öyle ki oyunun genel bütünlüğünü de bozuyorlar. Siin gizli gizli ilerlediğiniz, kafanızı çalıdan çıkarsanız fark edileceğiniz anlarda bu yanınızdaki karakterler sanki Gülhane parkına gelmiş gibi davranabiliyor. Dahası düşmanın yanından geçmelerine rağmen fark edilmiyorlar.
Tüm bu dinamikler dışında Horizon Forbidden West'te daha anlatılacak tonla detay var. Dövüş sisteminde yapılan düzeltmeler, kalkan ile havada süzülme dinamiği, su altı görevlerinde değişen yapı derken bir devam oyununda olması gereken birçok farklılığa bu oyunda yer verildiğini söylemek mümkün.
Horizon Forbidden West'in dünyasından biraz bahsetmiştim. İlk oyunda olduğu gibi oyunun bu kadar güzel olmasının en büyük sebeplerinden birisi kesinlikle dünyası ve grafikleri diyebiliriz. Karakter ifadelerinin gelişmesi ile birlikte çok daha doğal bir görünüme kavuşan (bakışlar hariç) oyunda Decima Engine grafik motoru kullanılmış. Bölgelere göre değişen atmosfer, gece gündüz döngüsü, değişen hava şartları ve hepsinden önemlisi tablo gibi manzaraları ile yine üzerine düşen görevi üstlenen bir grafik motoru ile karşılaşıyoruz. Ormanlık alanlarda dolaşmak, su altı bölümlerinde etrafı araştırmak ya da çölde kızgın güneşin batışını izlemek gerçekten de çok keyifli.
Unutmadan oyunun Dualsense ve 3D ses desteğinden de bahsetmek gerek. Playstation özel her oyunda olduğu gibi bu oyunda da Dualsense özelliklerinden Haptic Feedback ve Adaptive Trigger özelliği çok başarılı bir şekilde kullanılmış. Kullandığınız her silahta kontrolcüye yansıyan titreşim ve gerginliği hissediyorsunuz. Örneğin ok atmak için yay çektiğinizde ya da bir kapıyı mızrağınızla açmaya çalışırken tetik tuşlarında bu gerginlik net bir şekilde size aktarılıyor. Ya da aksiyon anlarında, bir ipten kayarken titreşim oyuna ufak ama hoş nüanslar katmayı başarmış. Oyunun müzikleri ilk oyunda olduğu gibi çok güzel ve aksiyon anlarında yükselen bir yapıda. Müzikleri bir kenara bırakırsak ortam sesini bile 3D olarak dinlemek atmosferi de sağlamlaştırıyor diyebilirim.
Sonuç olarak Horizon Forbidden West, ayrıntılı, görev çeşitliliği ile şaşırtan ve şahane dünyası ile keyif veren bir oyun olmayı başarmış. İlk oyunun temelleri üzerine atılsa da yapım ekibi, Zero Dawn'da eksik olan birçok şeyi kapatmayı başarmış. İlk oyundan keyif alan oyuncuların Forbidden West'i çok daha fazla seveceğini düşünüyorum. Eğer ilk oyundan sıkıldıysanız ve malum eksiklerinden dolayı yarım bıraktıysanız kesinlikle bir şans vermeniz gereken bir açık dünya oyunu olduğunu söyleyebilirim.