1/2

Günün birinde Half-Life 3'ün çıkacağına artık inanmak istiyorum

Emin Çıtak 4.03.2015 - 16:40
Tüm bu duyurulardan sonra bize bir oyun borçlusun Gaben
2015 yılının 3. ayının, 3. gününde saat 3’te yapılacak bir toplantı tek bir şeye delalettir. Half-Life 3! Her kültürde, her insanda geçerli olan açıklama budur. Zamanın durduğu, çıkacak diğer ‘büyük’ oyunların tamamen unutulduğu tarihi bir an.

Benim hayatım boyunca en çok güldüğüm şey Half-Life abartılmış bir seridir denmesidir. İnanın buna öyle çok denk geldim ki bir yerden sonra Valve’ın ne kadar berbat bir iş yaptığını kabul etmek zorunda kaldım.

Unutulan çok fazla şey var. İnsanlar bugün FPS oyunlarında hikaye arıyorlarsa bunun sebebiydi Half-Life. FPS’leri atlamalı zıplamalı çerezlik oyunlardan çıkartıp, aslında birinci şahıstan oyun oynamanın ne kadar derin bir deneyim sunacağının çözüldüğü oyundu.

Günün birinde Half-Life 3'ün çıkacağına artık inanmak istiyorum
Kaç yıl geçti? Boş verin gerçi, artık ben bile unuttum. Oyun dünyasının en büyük mihenk taşlarından biri olan Half-Life hakkında yıllardır tek bir resmi açıklama bile yok. Yer yarıldı ve Gordon içine girdi. Çıkamıyor, daha doğrusu çıkmasına izin vermiyorlar.

Peki, neden Half-Life çıkmıyor? İşte sorulması gereken asıl soru bu!

Episode’ları saymazsak, Half-Life 2’nin ardından 11 yıl gibi korkunç bir (gene saydım) süre geçti. Şu an ilk Half-Life’ı oynayan insanlar 30’lara, 35’lere yaklaştı. Half-Life ismiyle çok geç tanışan okurlarımız için bir şeyi çok net söylemek istiyorum: Half-Life sadece bir oyun olarak çıkamaz!

Assassin’s Creed, Battlefield, Call of Duty’leri filan geçin. Half-Life dünya üzerindeki herhangi bir oyundan çok daha fazla sorumluluğa sahip. Çıktığı zaman eğer oyun dünyasındaki dengeleri bir kez daha değiştirmeyecekse, isterse dünyanın en güzel hikayesini anlatsın, kimsenin umurunda olmaz.

Half-Life çıkan iki oyunuyla da beri gelen yılların oyun anlayışını ve tekniğini belirlemiş bir yapım. Bir FPS oyununda hikaye anlatımını oyunla bütünleştiren ilk oyundur. Şu an aksini düşünemiyorsunuz bile. Yüz mimiklerinin gerçekçi bir şekilde kullanıldığı ilk oyundur, artık dudak senkronları uyuşmayınca bile kızıyoruz. Oyunlarda fizik ve çevre etkileşimini baştan tanımlayan ilk oyundur, öyle ki en küçük kıymık parçasından, dev konteynırlara kadar, her şeyin bir ağırlığı vardır.

Günün birinde Half-Life 3'ün çıkacağına artık inanmak istiyorum
Half-Life öyle basitçe, sadece bir oyun olarak piyasaya çıkamaz. Bunun ne Half-Life sevgisiyle ne de mükemmeliyetçilikle alakası var. Herkes için söylemiyorum ama dediğimi gerçekten anlayabilmeniz için, 2004 yılına yeniden dönmeli ve Half-Life 2’yi ilk kez görmüş bir insan olmanız gerekiyor.
“BU İNSANLAR CANLI!” diye haykırarak monitöre takiben bir 15 dakika kilitlenmeniz lazım. Başka türlü, ne hissettiğimizi gerçekten anlamanız güç.