Dark Lord ekibi tarafından geliştirilen ve Daedalic Entertainment tarafından yayıncılığı üstlenilen Glitchpunk'a resmi çıkışından önce detaylı bir şekilde göz atıyoruz. 11 Ağustos 2021'de erken erişimle çıkacak olan oyun, klasik top-down aksiyon oyunlarından esinlenen ve içerisinde cyberpunk temasını barındıran bir yapım. Oyun dünyasında bu tarz farklı türde yapımların sayısının oldukça az kaldığı bir dönem geçirirken, Glitchpunk'a detaylı bir şekilde göz atmak oldukça heyecanlı oldu. Peki oyun bizlere neler sunuyor? Gelin hep birlikte inceleyelim.
''Arıza'' adındaki bir özelliğin bahşedildiği kelle avcısı bir robot... Oyunun hikaye tarafında ''arıza'' denilen bu olay sayesinde programlanmamıza karşı gelmiş bir kelle avcısı robotu olarak yer alıyoruz. Yaşanmış olan nükleer savaş sonrası dünyanın zalim hükûmetlerinde istikrarı bozmak için yola koyuluyor ve bu teknoloji manyağı, uyuşturucu bağımlısı çetelerle dolu evrene atılıyoruz. Çeşitli telefon kulübelerinden özel kontratlar alırken, işverenimizin talimatlarını harfiyen uygulamamız gerekiyor.
Detroit: Become Human oynayanların çok iyi bileceği şekilde programlandığı sınırların ötesine geçip, düşünce ve eylemleri üzerinde tam özgürlüğe sahip olan robotlar ''aykırı'' şeklinde tanımlanıyordu. Glitchpunk'ta ise bu sistem ''arıza'' ismiyle adlandırılmış ve bu özelliğe sahip olan robotlar, programlanmalarının ötesine çıkıp, kendi istedikleri şekilde hareket edebiliyorlar. Ayrıca piyasaya sunulmuş olan ilk Grand Theft Auto (1997) ile aynı türde geçen bu yapım, bizlere muhteşem tasarlanmış gelecek temalı atmosferiyle adeta bir nostalji yaşatıyor.
Siberpunk temalı atmosferi ve oldukça şık sanat tasarımı ile sizlere keyifli saatler sunma potansiyeline sahip bu yapımda, robotlarında duygularının olduğunu öğreneceksiniz. ''Öl ya da öldür!'' temasını işleyen bu yapım, teknoloji manyağı olmuş insanların ve dünyayı ele geçirmiş şirketlerin/çetelerin karanlık yüzlerini ortaya çıkarıyor.
Oyunu ilk açtığımızda bizleri oldukça şık tasarlanmış bir ana menü arayüzü ve yapımın karanlık distopik havasını olabildiğince yansıtan bir müzik karşılıyor. Glitchpunk, geleceğin karanlığını ve insanların robotlaştığı, robotun kendisi haline geldikleri bir zamanı konu alıyor ve bu dönemi oldukça iyi yansıtıyor. Diğer dev şirketler kadar bütçesi olmayan, düşük bütçeli bu tarz yapımlarda sanat tasarımının oldukça önemli bir rol oynadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Glitchpunk gibi yapımların kendi içerisinde sunabileceği en iyi imkanlar ile kendi farkını ortaya koyup kullanıcıyı içerisine çekmesi gerekir. E3, Xbox & Bethesda sunumunda gördüğümüz Replaced isimli oyunu hatırlıyor musunuz? Oyun, biz oyunculara piksel piksel grafikleriyle adeta bir görsel şov yapmış ve neredeyse hepimizin ilgisini çekmişti. Bu tarz yapımların kendi tarzını bulup, kendi içerisinde güzel bir atmosfer sunması her ne kadar oldukça zor bir iş olsa da, bence Glitchpunk bu işi başarmış.
Oyunu ilk açarken bu kadar başarılı bir atmosfer sunacağını hiç beklemiyordum. Yayıncısı Daedalic Entertainment'i bilsem de, geliştiricisi Dark Lord ilk defa duyduğum bir stüdyo ismi oldu. Bu distopik dünyanın sokaklarında gezerken etraftaki esrarengizliği en iyi şekilde hissediyor ve başarılı bir şekilde tasarlanmış müzik, ses efektleriyle evrenin içerisine giriyorsunuz.
Oyunu bu kısma kadar her ne kadar biraz fazla övmüş olsam da masal dünyasından çıkmış kusursuz bir yapım değil. Merak etmeyin o kısımlara da geleceğim fakat ilk olarak oynanış tarafından bahsetmek istiyorum. Oyunun oynanış tarafında en çok ilgimi çeken unsurlardan bir tanesi otomat kullanımı oldu. Oyunlarda gördüğümüz klasik market/dükkan gibi sistemler yerine haritanın her tarafına çeşitli otomatlar yerleştirilmiş ve bu otomatlarda ne ararsanız var. Tabanca, bazuka, tüfek ve peşinizdeki polisten kurtulmanızı sağlayan bir modüle kadar, farklı farklı ürünler satan bu otomatlar oyunun oynanış kısmına ayrı bir hava katmış.
Otomat aracılığıyla aldığınız silahlarda şarjör değiştirme gibi bir durum yok. Ne kadar fazla satın al tuşuna basarsanız o kadar çok merminiz oluyor ve mermilerinizi idareli kullanmanız gerekebiliyor. Glitchpunk içerisindeki silah çeşitliliği ve kullanımı hoşuma giden unsurlardan bir tanesi olurken, öldüğünüzde paranız ve kuşanmış olduğunuz modüller hariç üzerimizdeki her şeyi kaybediyor olmamız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Normal şartlarda bu özellik oyuna biraz heyecan katıyor olsa da incelemenin ilerleyen kısımlarda değineceğim nedenlerden dolayı can sıkıcı bir hâl alabiliyor. Oyun içerisindeki araç çeşitliliği oldukça yeterliyken; kamyon, tank, motosiklet ve araba gibi bir çok türden aracı sürebiliyor ve etrafta gezebiliyoruz. Araç mekanikleriyse tamamen ayrı bir konu. Kullanması oldukça zevkli fakat alışması zor diyebilirim.
Oyunun haritası her ne kadar yeterli büyüklükte olsa da yol üstünde aracınızı kontrol etmeye çalışırken bazı küçük kazalar yaşanabiliyor ve birilerini ezebiliyorsunuz. Genelde arabanın önüne birden çıkan bu kişiler ezildiğinde, peşinize çok kolay bir şekilde polis takılabiliyor ve harita içerisinde saklanacak pek bir yer olmadığı için bu kovalamaca can sıkıcı bir hâl alabiliyor. Ayrıca araçların radyo tarafını da hiç beğenmediğimi söylemeden geçemeyeceğim. Radyo tarafının üç-beş tane kanaldan oluşması herhangi bir problem teşkil etmiyor olsa da radyoların çoğunluğunun güzel müzikler yerine, konuşma ve tuhaf ses içeriklerine sahip olması radyoyu hemen kapatmanıza neden olabiliyor.
Az önce bahsettiğim gibi yaşadığım sorunlardan bir tanesiyse oyunun bitmek bilmeyen polis kovalamacaları oldu. Glitchpunk, her ne kadar suç oranının oldukça yüksek olduğu bir gelecek ortamında, robot bir kelle avcısını konu alıyor olsa da, ''Bu kadar poliste fazla be gerçekten'' dedirtebiliyor. Neredeyse 10. seviyeye kadar çıkabilen aranma seviyesiyle yapacağınız en ufak yanlış harekette polisler size bela olabiliyor ve oyun deneyiminizi oldukça kötü bir hâle getirebiliyorlar. Bazen bir görevin ortasında yanlışlıkla bir yere çarpıyor ve peşinize polis takıldığında göreviniz iptal olabiliyor. Bir görev başarısız olduğunda göreve tamamen en baştan başlarken, öldüğünüzde ise paranız ve kuşanmış olduğunuz modüller hariç her şeyinizi kaybediyorsunuz.
Zaten oyun içerisinde polisten gizlenebileceğiniz pek bir alan olmadığı ve yüksek aranma seviyelerinde neredeyse tüm yollara barikat kurulduğu için, bir otomattan 800$'a alabileceğiniz modül ve arabanızın rengini değiştirme gibi yöntemlere başvurmadan kurtulmak neredeyse imkansız bir hâl alıyor. Ayrıca oyun çıktığında erken erişime açılacağı ve bizlere vermiş oldukları erken erişim inceleme kodunun da eski bir versiyonda geçmesinden dolayı sonsuz optimizasyon sıkıntısıyla mücadele ettiğimi ve oyunun isminin hakkını gerçekten verdiğini söylemek isterim.
Oyun içerisinde araba sürerken arabanın hafif hafif ışınlanarak gitmesi en çok göz alan hatalardan bir tanesi. Ayrıca oyunun optimizasyonu gerçekten berbat. Yaşadığım bu optimizasyon sorunlarının ve çeşitli hataların tamamı bizlere yollanmış olan erken erişim inceleme kodu versiyonundan dolayı kaynaklıda olabilir; fakat 11 Ağustos'ta erken erişim versiyonu ile çıkacağı için pek bir fark olacağını düşünmüyorum.
Glitchpunk, genel olarak yaşamış olduğum çeşitli ciddi optimizasyon sıkıntılarına rağmen oldukça sevdiğim ve oynamaktan keyif aldığım bir yapım oldu. Erken erişim versiyonunun benim oynadığım şekilde mi yoksa çok daha iyi bir şekilde mi çıkıp çıkmayacağını tam olarak bilmiyor olsam da, eğer çok oynamak istediğiniz bir yapımsa ilk güncellemeleri bekleyebilir, oyun biraz düzeldikten sonra keyifle oynayabilirsiniz. Yapımcılar, oyunun sayfasında erken erişim sürecinin altı-sekiz ay arası süreceğini ve bu süreçte oyunun çok daha fazla gelişeceğini belirtmiş. Farklı türden oyunlar denemeyi seviyor ve bu türlerin sunduklarından keyif alıyorsanız kesinlikle tavsiye edeceğim bir yapım Glitchpunk. Oyunun erken erişim sürecinin bitmesini ve çeşitli hataların düzeltilmesini beklemekte fayda var.