Ghost of Tsushima: Director's Cut İnceleme

Ghost of Tsushima: Director's Cut İnceleme: Ghost of Tsushima: Directors Cut, 2020 yılında PlayStation 4 ve Playstation 5 konsollarında yayınlanmış, hem grafikleri hem de sahip olduğu içerik ile bolca övgü toplamıştı. Biz de o dönem yaptığımız incelemede oyunun başarılı yönlerinden bolca bahsetmiş ama sahip olduğu problemleri de es geçmemiştik. Bakalım 4 yılın ardından PC platformuna, üstelik genişletilmiş Director’s Cut sürümüyle gelen oyun, beklememize değer bir oyun olmuş mu?

Ghost of Tsushima: Director's Cut İnceleme / PC

1274 yılına, Japonya ile Güney Kore arasında bulunan Tsushima Adası ile başlayan Moğol akınları dönemine gidiyoruz. Ana karakterimiz Jin Sakai, klanının son üyesi ve adanın lideri olan amcasının altında eğitim görmüş bir samuray. Acımasız ve güçlü Moğol kuvvetlerinin adaya gerçekleştirdiği ilk saldırıda mücadele veren samuraylar, beklemedikleri seviyede büyük ve hazırlıklı bir kuvvet ile karşılaşıyor ve ciddi bir yenilgiye uğruyor.

Jin Sakai öncelikle amcasını ardından da tüm adayı kurtararak, Moğol istilasının Japonya’nın anakara bölgesine ulaşmasını durdurmayı amaçlıyor. Karşısındaki rakip ise, Japonya üzerinde iyi çalışmış, samuray adetlerini bilen ve bunları nasıl düşmana karşı kullanacağını öğrenmiş bir general olan Khotun Han. Cengiz Han’ın akrabası olarak tanıtılan Khotun Han gerçekten iyi bir karakter ve kötü adam olmasına rağmen oyunda en sevdiğim tiplemelerden birisi. “Kötü ve akılsız vahşiler” kalıbı içerisindeki Moğol kuvvetleri anlayışını biraz olsun ortadan kaldırıyor.

Jin Sakai kendi taktiklerini samuraylara karşı kullanan Khotun Han karşısında bazı tavizler verip, samuray düsturuna uymayan gerilla taktiklerine başvurma yoluna gitmesi ve Tsushima Adası’nın Hayaleti haline dönüşmesi macerasını yaşıyoruz. Oyun çok orijinal bir hikaye anlatmıyor ama, özellikle bu tarz filmleri seviyorsanız çok keyif alacağınız bir macera sunuyor. Daha önce konsolda bitirdiğim macerayı tekrar oynarken bile sıkılmadım.

Hikaye konusunda en büyük sıkıntım, Türkçe çeviri yapan ekibin TRT’de yayınlanan Osmanlı ve öncesi tarihi dizilerin konuşma şekillerini alıp bu oyuna uyarlaması oldu. Ne Japonca ne de İngilizce’de bulunmayan aşırı ağdalı kelimeler, garip konuşma şekilleri ve kimi zaman sözlüğü alıp “ne dedi bu” diye bakmanızı gerektirecek kelime seçimleri var. Oyun bu tarzı benimsemiş olsa övebilirdim ama yerelleştirirken anlatım tarzını değiştirmelerini önceden de sevmemiştim, şimdi yine sevmedim. Eski Türkçe dışında bolca arapça ve moğol kökenli kelimeler seçilmesi falan sizi bağlamdan koparıp götürebiliyor. 

Samuray’ın Hikayesini PC’de Tecrübe Etmek

Ghost of Tsushima: Directors Cut’ın PC sürümünde hem 2020 yılında çıkan ana oyun, hem de bir yıl sonra Directors Cut ile birlikte gelen Iki Island genişleme paketi bulunuyor. Oyuna ilk defa PC’de başlayacak olan oyuncular, koca bir dünya, yapılacak etkinlikleri, avlanacak işgalcileri ve düello yapacak güçlü rakipleri ile sizi bekliyor. Ghost of Tsushima, herkesin yıllarca istediği ama Ubisoft’un inatla yapmadığı “Japonya’da geçen Assassin’s Creed oyunu” olarak karşımızda. Zaten Infamous serisinden bu tarz açık dünya içeriklere alışkın olan Sucker Punch, bir samurayın yapabileceği ilginç (düello) ya da sıkıcı (haikyu yazmak) gibi tüm etkinlikleri oyun içerisine eklemiş.

Tsushima Adası muhteşem bir bölge, açık kırları, ormanlık bölgeleri, tırmanırken bolca vakit geçireceğiniz alanları mevcut. Dinamik bir şekilde işleyen gün döngüsü, hava olayları, aynı zamanda size yol da gösteren rüzgarın hareketleri gibi ayrıntılar, oyunun seyir zevkini de arttırıyor. Ayrıca belirteceğim ama PS4’te bile oldukça iyi gözüken oyun, PC sürümünde muhteşem gözüküyor. Bu oyun iyice parlamak için PC’yi bekliyormuş.

Oyunun geneli hakkında uzun bir incelememiz var zaten ama yine de oynayıştan biraz bahsetmek istiyorum. Başlangıçta çok sığ kalan bir dövüş sistemimiz var. Hızlı ve ağır saldırılarımız var, düşman saldırılarını karşılıyor ya da kaçınıyoruz. Düşmanların her biri rahatlıkla yenilecek kadar basit, yapay zekaları zaten çok iyi değil. Ama oyun ilerledikçe yeni duruş teknikleri açıyor ve bu teknikleri doğru rakip türüne karşı kullanmazsak zorlanmaya başladığımız dövüşler ile karşılaşıyoruz. Oyunun dövüş sistemi yeni tekniklerin açılması ile kendine geliyor ve keyifli bir hale dönüşüyor. Bu yüzden dövüşün en başta biraz garip gelmesi durumunda kısa bir süre sabretmenizi öneriyorum. Bir de meydan okuma var, düşmanın moralini kırmak ve hızlıca sayılarını azaltmak için üstlerine yürüyüp birebir mücadeleye giriyoruz. Başta bir kişi, sonra iki üç derken bir yerden sonra üssü sırayla kılıca geçiriyoruz. Stealth sevmeyen oyuncular için (benim gibi) başka bir seçenek olmuş ve iyi olmuş.

Oyun ilerledikçe daha güzel hale geliyor ama Ubisoft oyunlarının yaşadığı problem burada da var, kendini tekrar ediyor. Tamam herşey iyi güzel ama bir yerden sonra hep aynı şeyleri yapıyoruz, sürekli bir dejavu hissiyatı içindeyiz. Stealth kısımları yapay zeka yüzünden çok basit ve “ayıp olmasın” diye konmuş gibiler. Dövüşler güzel ama benzer dövüşleri 100 kez yapınca “tamam düello yaptık yeter” dedirtebiliyor. Yani oyundaki çoğu şey iyi ama çok fazla maruz kaldığımız için tekrara düşüyor.

Samurayın İyisi PC’de Olurmuş!

Ghost of Tsushima Directors Cut incelemesini PC’de tekrar yapmamızın en önemli sebebine geldi sıra, grafik ve performans. Ayrıntılı yazmadan önce hızla belirteyim, bu oyun adeta PC için yapılmış! Hem muhteşem görünüyor hem de performansı harika.

Ghost of Tsushima Directors Cut, Sony’nin PC için yayınladığı en sorunsuz PC portu olabilir. Bir sürü farklı grafik seçeneği sayesinde sahip olduğunuz PC elverdiğince en iyi görüntüyü elde edebilirsiniz. Üstelik bunların performansı nasıl etkileyeceğine dair fikir verecek küçük bilgi pencereleri de mevcut. Yüksek fps almak isteyen oyuncular için DLSS ve FSR desteği bulunuyor. DLSS3 destekleyen bir ekran kartınız yoksa FSR desteği sayesinde RTX ile bile yüksek fps değerlerine ulaşabiliyorsunuz. 4K çözünürlükte bile neredeyse sabit 120 fps alabiliyorsunuz.

Oyun bu kadar güzel gözükmesine rağmen hem düşük hem de önerilen sistem gereksinimleri de bir o kadar düşük. Sonuçta PS4 konsolunda bile güzel gözüken bir oyundu ve PS4’ün 2013 yılında çıktığını düşünürsek bu gayet mantıklı. 4K çözünürlükte oynama gibi bir planınız yoksa GTX ekran kartlarıyla bile oldukça iyi görünen ve temiz çalışan bir oyun oynayabilirsiniz. SSD yerine yanlışlıkla HDD üzerinden yüklediğimde “yükleme süreleri beklediğimden uzun” diye düşünmüştüm ama o halde bile kabul edilebilir seviyelerdeydi. SSD’ye geçince bu sorun da ortadan kalktı. 

Oyunu kontrolcü ile oynamak, özellikle DualSense sahibiyseniz önereceğim bir durum olsa da, klavye mouse adaptasyonu da gayet iyi yapılmış. Dövüş sırasında hedef seçmek başlarda biraz zorladı ama onu da hızlı bir şekilde öğrenebildim. Oyunu PC’ye getiren Nixxes gerçekten harika bir iş ortaya koymuş, geçtiğimiz yıl yayınlanan The Last of Us Part 1 port faciasından sonra ikinci oyunun portunu Nixxes’e vermeleri şart.

Sonuç

Ghost of Tsushima Directors Cut, şimdiye kadar PlayStation çatısı altında PC’ye gelen en iyi ve optimize port olmuş. Eski bilgisayarlarda iyi çalışan, yeni bilgisayarda harika gözüken bir oyun. Sahip olduğu hikaye modunun kendi içerisinde bazı eksikleri var ve oyun bir süre sonra kendini tekrar ettiği için sıkıcı olabiliyor, son notu bunları da göz önünde bulundurarak veriyorum tabi ki. Ama hem Iki Adası’nı içeren ek hikaye modu hem de ana oyuna sonradan eklenen The Legends modu ile çok oyunculu şekilde oynanabiliyor olması, oynama sürenizi daha da arttıracak bonuslar. Üstelik çok oyunculu oynamak istemiyorsanız PSN hesabınızı bağlama zorunluluğunuz da bulunmuyor. 

Ghost of Tsushima Directors Cut Steam mağazasında 60 Dolar fiyat etiketiyle satışta. Epic Games Store üzerindeki satış fiyatı ise 1.500 TL olarak belirlenmiş. Bu oyuna ödediğiniz ücret, oyun başında geçirdiğiniz saatlerin hakkını iyi bir şekilde veriyor diyebilirim. Özellikle samuraylara ilgiliyseniz ve yıllardır gelmeyen ama sonunda çıkış tarihi belli olan, Assassin’s Creed Shadows oyununu bekliyorsanız, aradığınız oyun bu! Üstelik sistem gereksinimleri de neredeyse kimseyi üzmeyecek seviyede.