"Bu verilen yaşamı biz istemedik ancak onu savunma hakkımız var"
Frankenstein'ın hikayesini bilmeyen kaldı mı? Hepinize ufak bir özet geçeyim; bir tıp mucizesi yaratmayı amaçlayan Victor Frankenstein'ın en büyük hayali, hastalıklara son vermek için yeniden insan yapmaktır. Onun amacı ölümsüzlüğe ulaşmaktır. Deneyleri sonucunda amacına gerçekten ulaşır ancak yarattığı varlık bir ucube gibi davranmaktan daha öteye geçemez. Ondan korkar ve kaçmaya başlar. İsmi olmayan varlık, Frankenstein'ın peşine düşer ve ona hesap sormak ister.
Ucube olarak kalan bu varlık, "I, Frankenstein" filmi ile farklı bir hikayeyi izleyiciye sunuyor. 23 Ocak akşamı LG tarafından düzenlenen ön gösterimde, ilginç bir bilim kurgu filmi izlediğimi itiraf edeyim. Beklentilerimin üzerinde çıkan filmin 3D olması ve tabii ki IMAX keyfiyle yaşanması, daha farklı bir deneyim sunuyor insana. Oldum olası 3D teknolojisinden hoşlanmadım ancak kaçınılmaz bir son olduğunu gördüğümde, tadını çıkartmanın daha doğru olduğunu düşünmeye başladım.
Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı, bizleri 1700'lü yıllardan günümüze kadar getiriyor. Dr. Victor Frankenstein ölümsüzlüğün ve hastalanmadan yaşamanın, çözümünü bulmuştur. Çeşitli organlar ve insan parçalarını bir araya getirerek, bir mucize yaratır ancak yarattığı mucizeden çok korkar ve onu öldürmeye çalışır. Bir şekilde hayatta kalan bu yaratık, intikam almak için Dr. Victor Frankenstein'ın karısını öldürür.
Kışın ortasında kendi yarattığı varlığın peşine düşen Dr. Victor Frankenstein, donarak hayatını kaybeder. İsmi ve yaratılış nedeninden tamamen habersiz olan bu yaratık, kendisini istemeden gargoyle'ların ve iblislerin arasındaki savaşın ortasında bulur. Bu savaşta herhangi bir taraf tutmak istemez ancak bir gargoyle kraliçesi ile karşılaşarak, kimliğini çözümlemeye çalışır. Kraliçe ona Adam ismini verir. Aradan geçen uzun yıllara rağmen bir türlü huzuru bulamayan Adam, içindeki öfkeyi iblislerden çıkartmaya çalışır ancak farkında olmadan dünyadaki dengeyi bozmaya başlar.
