Sabah uyandığında yatağının kanlar içinde olduğunu düşün. Sapasağlam olduğunu 
zannediyorsun fakat daha sonra kollarındaki yara izlerinin farkına varıyorsun. 
Banyoya gidiyorsun ve ellerini bandajlıyorsun. Gözünün önüne anlam veremediğin 
bir takım görüntüler geliyor. Vakit ilerledikçe bunların bir rüya olmadığını 
anlıyorsun. ”Dün birini mi öldürdüm?”. Kapı çalıyor... Polis! Artık her şey 
vereceğin karara bağlı. Kapıyı açıp polisi içeri alabilirsin, ama kapı 
kilitlemediğin halde kilitli ve anahtar kayıp. Ya anahtarı bulup kapıyı 
açacaksın ya da kapının kırılmasına ve yakalanmaya göz yumacaksın... 2005’in ilk 
çeyreğinde Quantic Dream imzalı Fahrenheit ile bunları yaşayacağız, buna emin 
olabilirsiniz.
Sen artık eski sen değilsin?
İlk olarak yapım aşamasına yeni başlandığı zamanlarda ufak bir videosuyla 
tanıştık, E3 2004’te ki yoğun programı ile de iyice kaynaştık. Öncelikle şunu 
öğrendik ki Fahrenheit, bildiğimiz Action-adventure’lar dan daha farklı bir oyun 
olacak. Bir kere oyun interaktif, yani oyuncunun etkisiyle sürekli değişen bir 
hikayeye sahip. Anlayacağınız diğer oyunlardaki gibi ilerleyebileceğiniz tek bir 
yol değil, seçebileceğiniz onlarca yol bulunacak. Bunların çoğunda, varolan 
seçeneklerden bir tanesi oyuna devam etmenizi sağlayacak. Bazıları ise oyunun 
sonu için belirleyici olacak ve seçtiğiniz karara göre oyunun akışı değişecek. 
Bu olayın birde aksiyon şekli bulunacak, yani karşınıza çıkan düşmanlardan 
kurtulmak için ekranda çıkan tuş kombinasyonlarını doğru bir şekilde yapmanız 
gerekecek. Bu tarz bir ilerleyişi daha önce Broken Sword 3 ve Shenmue gibi 
oyunlarda görmüştük fakat bu sistemin işleyişine Fahrenheit’de çok daha başarılı 
bir şekline tanık olacağız. Tabii yine elimizde onlarca silah olacak, fakat 
türevi oyunlarda ki gibi, etraftaki insanlarla veya yaratıklarla kapışıp 36 
kurşun değil, ölümcül noktaya gelen bir tek kurşun ölmemiz için yeterli olacak, 
ayrıca oyunda can ibresi de bulunmayacak. Etraftan cephane de toplayamayacağız, 
onları sadece belirli yerlerden alabileceğiz.