Canavar arabalar yarışıyor
Bu yıl Formula 1 ile alakalı bizi ilgilendiren en önemli gelişme, yarış takviminde Türkiye'nin yer almamasıydı. Konu hakkında üzülenler oldu tabii ki, hatta bu sebeple İstanbul Park'ta farklı organizasyonların da düzenlenmesi için harekete geçildi. Neyse ki gerçek takvimde yer almasa da, Codemasters'ın geliştirdiği lisanslı Formula 1 oyunu F1 2011'de İstanbul Park da diğer birçok önemli yarış pistiyle beraber yer alıyor. Hadi şimdi gaza basalım!
Menüye ilk adım attığımızda, kariyer modu, Grand Prix modu ve multiplayer seçenekleri dikkatimizi çekiyor. Hemen kariyeri seçerek başlıyoruz. İsmimizi belirleyip, ülkemizi seçip, bir takıma kaydoluyoruz. Karşımızda bizimle röportaj yapmak isteyen birileri var. Bazı sorular sorarak cevaplar arıyor bu arkadaşlar. Biz de uygun cevapları vererek ilk yarışımıza doğru yol alıyoruz.
Formula 1'in 2011 takvimini baz alan yapımda 12 ekip ve aralarında İstanbul Park'ın da bulunduğu 19 yarış pisti bulunuyor. Yarışa başlamadan önce odamız geliyor ekrana. Odamızda yarış takvimi ve laptop gibi araçlar dikkat çekiyor. Laptopta bize gelen mailleri takip edebiliyor, yarış takvimi aracılığıyla da yarışlarımızı takip edebiliyoruz. Gerekli seçimleri yaptıktan sonra yarış öncesinde, garajda buluyoruz kendimizi.
Abi kaç yapıyor bu?Arabanın içindeyiz ve etraftaki teknik elemanlar da arabamızın son bakımlarını yapıyor. Bu esnada yine seçim yapabileceğimiz menüler var. Arabamızın lastiklerinden, motor hacmine, amortisörlerine kadar birçok detayını görebiliyor, istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. Tabii ki bunların hava koşullarına göre kalıp olarak hazırlanmış versiyonları da var. Yarıştan önce pistte alıştırma turları atmalı, ardından sıralama turlarına katılmalıyız. Bu iki aşamayı tamamladıktan sonra da artık yarış zamanı gelmiş demektir.
Oyunun zorluk seviyesine göre yarışların heyecanı da artıyor haliyle. Eğer easy zorluk modunda oynarsanız, daha arcade tarzı bir oynanış bekliyor sizi. Aracınızı daha rahat kontrol edebiliyor, diğer arabalara veya bariyerlere çarpsanız dahi hasar almıyorsunuz. Bu da sizi zor duruma sokmadığı için sadece yol tutuşuna odaklanabiliyorsunuz. Oysa zorluk seviyesini artırdığınızda işler de değişiyor.