Pistlere çıkmanın zamanı geldi
2000'li yıllara girerken pistlerde Mika Hakkinen ve Michael Schumacher
arasındaki muhteşem rekabet bizi televizyonların başına kilitliyor,
içten içe hepimiz birini destekleyip, yarış sonunda onlarla üzülüyor ya
da seviniyorduk. Mika Hakkinen'in F1'i bırakmasının ardından rakipsiz
kalan Schumacher yarış üstüne yarış kazanıyor, pistlerde kırılmamış
rekor, patlamadık şampanya bırakmıyordu. Onun sayesinde sanırım hepimiz
Almanya ve İtalya Milli Marşlarını ezbere biliyor ve diğer takımların
çaresizliğini şaşkın gözlerle izliyorduk.
Tabii ki TV'deki
yarışların ardından hepimiz bilgisayarlarımızın başına geçiyor, belki o
günkü yarışı klavyelerimizde tekrarlıyor, o gün kazanamayan sevdiğimiz
sürücüyü sanal dünyada üst sıralara taşıyorduk. Ama bu dediklerimin
üzerinden uzun zaman geçti. 2006 yılında F1'i bırakan Schumacher'in
ardından pistler de yeni şampiyonlar çıkarmaya başlamıştı. Ancak
herkesin aklında o eski günler ve eski heyecanlı yarışlar vardı.
M.
Schumacher'in Mercedes ile 2010 yılında tekrar pistlere döneceğinin
açıklanmasının verdiği heyecandandır mıdır bilinmez; aynı yıl içerisinde
de son zamanlardaki başarılı yarış oyunlarıyla tanıdığımız
Codemasters, F1'in resmi oyunu F1 2010'u duyurdu. Yurt dışından gelen
ilk inceleme puanları ve videolarıyla merak uyandıran F1 2010'u sizler
için mercek altına aldık.
Padok alanından son haberlerCodemasters'ın
daha önce bizlere sunduğu başarılı yarış oyunlarını referans alırsak
F1 2010'un da kaliteli bir yapım olarak karşımıza gelme olasılığı
artıyordu. Yapımcılar Formula 1'de yer alan tüm unsurları oyuna
taşıyacaklarının, oyun severlere daha önce yaşamadıkları bir yarış
deneyiminin sözünü vermişlerdi. Oyunda dinamik bir hava sistemi yer
alacak, araç kontrolleri F1 araçları baz alınarak simülasyon tabanlı
olacak, F1'in resmi oyunu olması sebebiyle bütün pistler , takımlar ve
sürücüler birebir olarak yer alacaktı. Tüm bu vaatler ve umutlarla
oyunumuzu açtık bizler de. F1 2010'a ilk girdiğinizde kendinizi bir
basın toplantısının ortasında buluyorsunuz. Meraklı bir muhabir bizden
adımızı, nasıl bir yarış beklediğimizi, hangi takım için ve ne kadar
süre bir kariyer planladığımızı öğrendikten sonra kendimizi "Padok"
alanında buluyoruz. Aslında tüm bu sorular, yarışlarda hangi adla,
takımla ve zorluk derecesiyle oynayacağımızı belirlemek için
hazırlanmış. Codemasters, daha oyunun başında “başarı ayrıntılarda gizli
deyip” böyle bir yolla bu bilgileri bizlerden temin ediyor ve hanesine
artı bir puan ekliyor.
Padok alanında da yapımcı firmanın daha
önceki oyunlarından aşina olduğumuz 3 boyutlu ve yaşayan menü bizleri
karşılıyor. Bu menüler de Career, Grand Prix, Time Trial, Multiplayer ve
My F1 olarak oluşturulmuş. Hemen Career sekmesine, yani karavanımıza
doğru yola çıkıyoruz. İçeride bizi laptopunun başında menajerimiz
karşılıyor ve hemen işleyiş hakkında bizleri bilgilendiriyor.