F.I.S.T.: Forged In Shadow Torch, Dieselpunk evrende geçen ve hayvanların mekanik varlıklardan oluşan Lejyon’a karşı mücadelesine katılma fırsatı sunan Metroidvania türünde bir oyun. Çinli geliştirici TiGames tarafından, öncelikli olarak Playstation konsollarına çıkan F.I.S.T. ne kadar iyi olmuş, diğer Metroidvania oyunlarına göre ne gibi yenilikler sunuyor gelin birlikte bakalım.
Hikaye Torch City’de yaşayan Rayton adındaki tavşanı konu alıyor. Rayton yıllar önce makinelerden oluşan Lejyon’a karşı Torch City’yi savunmak için savaşmış ve bir şekilde hayatta kalmış savaşçılardan birisi. Savaş kaybedilmiş ve şehir Lejyon’un eline geçmiş durumda, Rayton ise savaş sonrasında her şeyi bırakmış, makinelere karşı oluşturulan direnişe katılmayı reddetmiştir.
Şehrin kürklü vatandaşları Iron Dogs yönetimi altında ezilirken, Rayton’ın yakın arkadaşı Urso isimli ayı da direnişe yardım etmekten dolayı tutuklanıyor. Urso’nun götürüldüğü hapishaneden kimsenin sağ çıkmadığı bilinen bir gerçek olduğundan, ayı arkadaşını kurtarma görevi Rayton’a kalıyor. Urso tarafından dövüşe uygun hale getirilmiş olan eski savaş zırhının kolunu kuşanan Rayton’ın macerası bu şekilde başlıyor.
Hikayeyi genel olarak beğendim. Rayton’ın eski takım arkadaşları ile karşılaşıyor ve her birinin savaştan sonra seçtikleri yollara şahit oluyoruz. Yan karakterleri genel olarak beğendim. Sıçan mafyasının üyelerinden yardım alıyor, özel bir ustanın yaptığı erişteleri yiyor, bir rakun tarafından dövüş konusunda eğitiliyor, Lady Q isimli kedinin dost mu düşman mı olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Oyunun dünyası Dieselpunk teması ile Zootopia filminin dünyasının başarılı bir birleşimi olmuş. Hikaye bazı yerlerde donuklaşıyor, diyaloglar sıkıcı bir hal alıyor ama bunun hikayenin kendisinden mi yoksa çeviri sırasında oluşmuş bir sorun mu olduğunu tam anlayamadım.
Oyuna Rayton’ın eski savaş zırhından geliştirilmiş olan bir yumruk ile başlıyoruz. Hafif ve güçlü saldırılara sahip, düşmanı alıp fırlatabilme özelliğine de sahip olan güçlü bir silah. Başlangıçta çok fazla kombo sahibi değiliz, sahip olduğumuz hareketler ise akıcı dövüşler yerine vur-kaç saldırıları yapmamıza yarıyor. Daha sonra silahımıza gelecek güncellemeler ile bir matkap ve kırbaç sahibi oluyoruz.
Başlangıçta elimizdeki yetenekler ve tek yumruk ile dövüşler nispeten sıkıcı vur-kaç saldırılar yaparak ilerliyoruz fakat üç silaha da sahip olduğumuzda dövüş bambaşka bir hal alıyor. Saldırılar arasında silah türünü değiştirip rakibi kombolara boğmak, geliştirmeler ile açtığımız özel hareketler ile kalabalık düşmanlar arasına dalmak mümkün oluyor. Silah değişimleri ile akıcı ve eğlenceli bir hale gelmesi için azıcık sabretmek gerekiyor. Düşmanlar yapacağımız kombolar sonrası zayıflayıp “execution” saldırılarına açık hale geliyorlar, bu sayede hızlı bir şekilde işlerini bitirebiliyoruz.
Dövüş sistemi aslında hoşuma gitti ama bazı yerlerde gereksiz yere zorlaştırılmış şeyler olduğunu düşünüyorum. Örneğin silahların şarj edilerek yapılan saldırı biçimleri bir türlü istediğim gibi çalışmıyor. Matkap ile yapmak istediğim ikincil saldırı için tuşa iki kere basıp ardından basılı tuttuğumda birinci saldırıyı yapmaya devam etmesi ve karakterim ortada dikildiği için sopa yemesi çok can sıkıcı. Zaten kalabalık gruplar arasına iki tane kalkanlı düşman attıkları zaman kalkanı kırmak için kullanabileceğim tek kaynak istemeyen saldırının kafasına göre şarj olmaması ve normal yumruğun kalkandan sekerek toplu dayak yememe sebep olması gibi şeyler var. Matkap ile yapılan alan etkili saldırıların sırf kalkanı havada diye düşmanı arkadan bile vurmaması gibi şeyler de can sıkıcı. Evet, kalkanlı düşmanlardan cidden nefret ettim bu oyunda. Ya değerli SP ve EP yeteneklerinden birini kullanacağım ya da havada uçuşan saldırıların arasında şarj ettiğim yumruğu iki üç kalkanlı düşmandan birine sallayacağım.
Mavi renkli SP barımız, silahımıza özel aldığımız bazı yeteneklerin kullanılması için gerekli. Düşmanı havaya kaldıran güçlü bir yumruk, matkap ile tam hız rakiblerin arasına dalan bir saldırı gibi şeyler mavi SP barından kullanıyor. Bu bar yavaş bir biçimde kendini yeniliyor ama hızlı dolması için yapılabilecek ekstra şeyler de var.
Turuncu renkli EP barı ise en ekipmanları kullanmamızı sağlıyor. Saldırıyı savuşturan elektrikli batonlar, takip eden roketler ve bence en önemlisi olan havuç suyu. Oyundaki herkes ve herşey iyi vuruyor, bazen etrafta bulduğumuz sağlık şişeleri dışındaki tek iyileşme kaynağı ise havuç suyu. Rayton’ın savaşın ortasında bile tadını çıkararak içtiği havuç suyu diğer ekipmanlar ile aynı barı kullanıyor ve bu barı doldurmak çok kolay değil. Etrafta bulunan şişeler çok nadir ve diğer yol olan “execution” yeteneğini kullanarak doldurma kısmını ben beceremedim. Rakibin son vuruşu yemeden önce zayıf düştüğü durumda kullanabileceğimiz “execution” saldırıları benim kalabalık düşmanların arasında alan saldırıları kullanmam yüzünden heba oluyor genelde. Havuç suyunu şehir merkezinde erişte yiyerek daha etkili hale getirmek mümkün. Rayton havuç suyunu tadını çıkararak içtiğinden animasyon uzun ve o sırada sopa yememek için iyi saklanmak gerekiyor.
Oyunda blok ya da parry tarzı bir şey olmadığını belirteyim. Batonlar değerli havuç suyunun da ihtiyaç duyduğu EP’den götürdüğü için çok kullanmadım. Sırtımızdaki kocaman yumruk ise bir tekmeyi durdurmaktan bile aciz. Sahip olduğumuz “Dash” yeteneği tek kaçış şansı, onun da gelişene kadar çok faydalı olduğunu söylemek zor. Zaten düşman ateş falan ettiyse dash yaparak kurtulma şansı yok, yüzümüze patlıyor. “Savunma yok, bam güm giriyoruz” taktiğine sığınmak en etkili yöntem.
Düşmanlar teke tek dövüşlerde çok zorlu değil ama üç beş farklı tip bir arada saldırınca sahip olduğunuz yetenekleri test ediyor. Herkes aynı anda saldırıyor, bir kurşundan kaçarken kafamıza iki balta düşüyor, o sırada son darbeyi vurduğumuzu sandığımız ninja kurbağa gökten belirip kılıcı savuruyor. Dövüşlerde dikkatsizlik affedilmiyor. Boss dövüşleri ise ayrı bir konu. Boss dövüşlerini geçmek için yapmamız gereken işlemler var ve sürekli tekrar etmek zorundayız. Bu sırada heyecan olsun diye ortaya biraz daha düşman atıyorlar ki dövüşe baştan başlayıp aynı ara sahneleri 20 - 30 kere daha izleyin. Oyunda çoğu ara sahne geçilmediği için sabrınızı bir de orada test ediyorsunuz.
F.I.S.T. platform öğeleri ile de dikkat çekiyor. Torch City’de başlayan macera boyunca çeşitli bölgelere gidiyor, etkileyici görselliğe sahip yerlerde toplanabilir eşyalara ulaşmaya çalışıyoruz. Oyunun başlangıç bölgesi bile ileride açılacak özellikler ile ulaşabildiğimiz bölgelere sahip. Bir kez girdikten sonra, ana hikayeye göre daha zorlayıcı engeller ile dolu yerleri geçip can ve yetenek barlarımızı arttıran güçlendirmeler alabiliyoruz. Ayrıca silahların görünümlerini değiştiren posterler ve şehirdeki botanistin istediği bitki tohumlarını bulmak da mümkün. Buralara ulaşmak için matkap ile rüzgar oluşturmak ya da kırbaç ile kendimizi çekmek gibi hareketler yapmamız gerekiyor.
Bölgeler arasında ulaşımı kolaylaştırmak için kısayolların yanı sıra teleport noktaları ve metro gibi araçlar bulunuyor. Teleport noktası denmiş ama ulaşım boru içinde yolculuk eden bir top ile sağlanıyor. Metro ise farklı bölgelere geçiş için kullanılıyor. Teleport noktalarının sayısı beklediğimden az ama yine de işe yarıyor. Ama oyunun ilerleyen noktalarında başa dönmek isteyince biraz fazla yolculuk gerekiyor.
Oyunun canımı sıkan bazı noktalarından dövüş kısmında bahsettim. Dövüşlerin acımasızlığını bir eksi olarak görmüyorum ama tekrar tekrar girmemiz gereken dövüşlerde aynı videoları izlemek gerçekten sinir bozucu. Sırf önce daha kolay olan bölgeye gitmediğim için düşmanın beni zorlamasına lafım yok ama her dövüş öncesi 10 saniye boyunca bağıran düşmanları izlemek zorunda kalıyoruz.
Oyunun checkpoint sistemi de biraz ilginç. Karakterimizi geliştirebildiğimiz konsollar var, aynı zamanda canımızı tazelememize yarayan bir tamir ve yıkama fonksiyonu (animasyonu çok eğlenceli) bulunuyor. Oyun genellikle buralarda kayıt alıyor. Ama platform türü bölümlerde kendi checkpointleri var. Dikenlerle dolu bir bölgeye düştüğünüzde sizi bir önceki bölgeye geri gönderiyor ve seviniyorsunuz “Aaa en başa atmadı en azından” diyerek. Sonra dikenlere düşmekten canınız bitiyor ve ölüyorsunuz, oyun bölümün en başına geri gönderiyor.
Oyunun en canımı sıkan bölümü ise yumruğun geçici bir süre elimizde olmadığı, karakterin tamamen aciz kaldığı yerler. Tekme bile atamayan tavşanımız ile bölümde ilerlemek için, çarptığı zaman osmanlı tokadı etkisi yapan engeller arasında ağır ağır hareket eden platformların keyfini beklememiz gerekiyor. Oyunlarda elimizdeki şeyleri alarak zorlaştırma yapan bölümlerden hoşlanmıyorum. Neyse ki su altı bölümleri diğer oyunlardaki kadar can sıkıcı değil.
Dövüşler sırasında yapabildiğimiz kombo hareketler var, bunları açmak için genellikle zorlu platform bölümleri ya da boss savaşları ardına saklı veri disklerini kullanıyoruz. Konsoldan geliştirmeyi yaptık diyelim, savaş sırasında tuşların ne olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü elimizdeki cihazda hareketlerimizi gösteren bir kısım yok. Yetenekleri görüyoruz, zaten sahip olduğumuz şeylere bakabiliyoruz ama bunların arasında çeşitli tuş kombinasyonları içerek hareketler yok. Uzun bir kombo nasıl yapılıyor unuttuysak bir önceki konsola geri dönüp (genelde uzakta kalıyorlar) geliştirme kısmına giriyor ve zaten geliştirdiğimiz hareketin açıklamalarını okuyoruz.
Ti Games’in ilk oyunu olan F.I.S.T. Unreal 4 Engine ile hazırlanmış ve görsel olarak oldukça iyi bir iş çıkarıyor. Detaylı arka planlar üzerinde iyi tasarlanmış ve detaylarına önem verilmiş karakterler görüyoruz. Neredeyse tüm animasyonlar harika, Dieselpunk teması çok güzel bir şekilde çevreye yedirilmiş. Oyun görsel olarak kesinlikle başarılı.
Oyunu satın aldığınızda Playstation 4 ve Playstation 5 sürümleri bir arada geliyor. Playstation 4 Pro sürümü dinamik 4K çözünürlükte 60 FPS desteklerken, normal sürümde 1080p çözünürlükte 30 FPS alınıyor. İncelemenin yapıldığı Playstation 5 sürümü ise yerel 4K çözünürlükte 60 FPS ile akıcı bir tecrübe sunuyor. Bir karşılaştırma yapma fırsatı bulamadım ama iki konsol arasında neredeyse 12 GB gibi bir boyut farkı bulunduğundan, Playstation 5 sürümünün ciddi anlamda farklı bir görsel tecrübe sunacağını tahmin ediyorum.
Oyunun müzikleri Caisheng Bo tarafından hazırlanmış ve kulağa hoş gelen parçalar. Bir noktada uzun süre takılıp kalırsanız tekrar eden müzikler can sıkıcı hale gelebiliyor ama çok fazla yaşadığım bir sorun olmadı.
Seslendirmelere gelirsek, ana karakterimizin ingilizce seslendirmesini beğendim, karakterin ruhunu yansıtmayı başarıyor. Yan karakterlerin bazıları uygun olmamış ama genel olarak oyunun atmosferini bozmuyor. Zaman zaman çeviriden kaynaklı olduğunu düşündüğüm donukluklar var ama genel olarak başarılı bir iş çıkarılmış. Çince seslendirmeye ise çok fazla dayanamadım, anlamadığım bir dilde oyun oynamayı pek keyifli bulmuyorum. İlerleyen zamanlarda oyuna çeşitli yerelleştirmeler ekleneceği söyleniyor ama bu diller arasında Türkçe olmadığından bizim tarafı ilgilendiren bir bilgi yok.
F.I.S.T.: Forged In Shadow Torch, Sony’nin Asya bölgesindeki indie geliştiricilere destek vererek oyunlarını dünya çapında duyurabilmeleri için hazırlanan China Hero Project isimli hareketin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Metroidvania türünün sunduğu özelliklerin hepsini başarılı bir şekilde sunan oyun, kendine has dünyası ve karakterleri ile dikkat çekmeyi başarıyor. Üstelik kan ve cinsellik içermediğinden küçük yaştaki kullanıcıların bile rahatlıkla oynayabileceği bir oyun. (Küçük yaştaki tanıdıklarınıza Metroidvania oyun oynatmak ne kadar iyi bir fikir tartışılır)
F.I.S.T.: Forged In Shadow Torch, Çin kültürünün yanı sıra klasik video oyunları, animeler ve filmlere de bir sürü gönderme içeren keyifli bir dünyaya sahip, iyi bir Metroidvania oyunu olmayı başarmış. Başlarda tutukluk hissi uyandıran dövüşlere sabredip ekipmanlarınızı aldığınızda keyifli hale gelen, her vurduğunuz yumruğu hissetmenizi sağlayan dövüş sistemi, orjinal dünyası ve hiç de fena olmayan hikayesiyle bu türe ilgi duyan oyunculara önerebileceğim bir oyun. Oyun hakkında saydığım sıkıntıların çoğu oyuncu geri dönüşleri ve ufak güncellemeler ile aşılabilecek şeyler, yapımcı Ti Games bunları dikkate alırsa elimizde çok daha iyi bir oyun olacaktır.
F.I.S.T.: Forged In Shadow Torch şu an için yalnızca Playstation konsollarında çıkış yaptı. PSN Store üzerinden 285 TL’ye satın alabileceğiniz oyunu hem Playstation 4 hem de Playstation 5 konsollarında oynayabiliyorsunuz. Üstelik kısa süreliğine PS PLus sahiplerine %10 indirim ile 256 TL’den satın alma fırsatı da sunulmuş. İlerleyen zamanlarda oyunun PC sürümü Steam üzerinden satışa sunulacak ama şu an için herhangi bir tarih verilmemiş.
Şu haliyle türün hayranları için oldukça iyi ama görselliğine kapılıp oyunu alan normal oyuncular oyuna fazla dayanamayabilir. Yine Metroidvania türündeki Dead Cells ve Hollow Knight gibi oyunları oynamış ve sevmişseniz F.I.S.T.’e bir şans verebilirsiniz. Ben normal şartlarda türü seven ama hayranı olmayan birisi olarak “İncelemek için bitirmem gerek” diye telkinlerle defalarca izlediğim ara sahneler ve sinir bozucu basit eksiklikler yüzünden bu puanı verdim. Türün hayranları verdiğim puana 10 puan daha ekleyebilir.