Yapımcı - YayıncıMonolith - Warner Bros. Entertainment
Çoklu Oyuncu: Var
Oyun Türü: Aksiyon,Aksiyon
Merlin Puanı80
ArtılarAtmosfer oldukça güzel, oynanabilirlik zevkli, sesler fena değil
EksilerEski oyunun üstüne hiç bir şey koyamamış, genel olarak ek paket havasına sahip, yapay zeka kötü, oyun çok kolaylaşmış, aşırı çizgisellik
2005 yılının ilginç sentezlerinden biriydi F.E.A.R. (FEAR). Biraz Japon
kültürü, biraz Amerikan derken ortaya oldukça yoğun, vahşi ve korku dolu bir
oyun çıkmıştı. Beklenmedik derecede de beğenilen yapım, herkesin gönlünde ayrı
bir yere sahip olmayı da başarabilmişti. Aradan geçen zamandan sonra, Monolith
biraz alışılmışın dışında giriş yaparak yeni FEAR’ı duyurdu. Alışılmışın dışında
diyorum, çünkü yapımcı firma FEAR’ın isim haklarını kaybetmişti. Bu yüzden yeni
oyun için isim bulma işlemine girişti ve bunu da oyun severlerden istedi. Uzun
önerilerden sonra Project Origin adı altında karşımıza çıkan yapım, bir süre bu
isim altında sunulsa da, geçtiğimiz aylarda tekrardan FEAR’ın isim hakkına
kavuşan Monolith, oyunun ismini F.E.A.R. 2: Project Origin (FEAR 2) olarak
tekrardan duyurdu. Uzun bir 4 yılın ardından geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan
oyun, biraz beklentilerin altında, ilkinin gölgesinde kaldı. “Neden?” derseniz,
gelin bunu yazımızın devamında paylaşalım.
Kız çocukları her zaman sevimli olur…
Evet, kızlar erkeklere oranla genelde daha sevimli olurlar. Ama bu konuda her
zaman kesin konuşmamak lazım. FEAR bunu bize açık ve net bir şekilde zamanında
gösterdi. O siyah saçlı, korkunç bakışları olan güzel kızımızın, bu sevimli kız
çocukları kategorisine girmediği kesin. Çünkü ilk oyunda isimsiz kahramanımıza
yapmadığı kalmamıştı, tam kurtuldu demiştik ki, yine o yine o! Hatırlarsınız,
ilk oyunun sonunda büyük bir patlamayla yüz yüze kalıyorduk, ama sağ olsun bir
helikopter kahramanımızı o cehennemden çıkartıp alıyordu. Fakat bizi çok seven
Alma, nereye gidiyorsunuz diyerekten helikopteri bir güzel yere düşürüyor ve
bizde kararan ekranla beraber Credits kısmını görüyorduk. Şahsen yeni oyunda bir
devam hikayesi bekliyorken, sadece beklediğimle kaldım. Çünkü bambaşka bir
karakter bambaşka bir hikaye ve bambaşka düşmanlarla karşılaştım.
"Ağaç, salıncak ve Alma üçlüsü favori halüsinasyonlarımızdan."
Sonuçta helikopterden düşüp de, kesin ölürsünüz diye bir kaide yok. Nice
filmlerden hatta nice gerçek olaylardan şahit olduğumuz gibi helikopterden düşen
biri, sağ kurtulabiliyor. Açıkçası bunu düşünerekten eski karakterimizle devam
edeceğimizi sanıyordum. Hatta geçtiğimiz haftalarda yayınlanan demosu, tam da
düşen bir helikopterin yanında başlıyordu. Bunu görünce bu düşüncem iyice
kuvvetlendi ve kesin bir devam hikayesi olacak diye aklımdan geçirdim. Ancak
işlerin göründüğü gibi olmadığını oyuna başladıktan sonra fark ettim. Öncelikle
FEAR 2’de yönettiğimiz karakterin artık bir ismi var. Eskisi gibi isimsiz değil,
Monolith çok şükür bu karaktere bir nüfus cüzdanı çıkartarak güzel bir isim
vermiş “Michael Becket”.
Yapıma başlarken, yeni bir ekiple yolda ilerlerken buluyoruz kendimizi, bu
kişiler ilk oyunda yaşananları duyaraktan gönderilen ikinci ekip oluyor. İşte
bizde bu takımın bir üyesiyiz. Ancak bu defa karşımızda, ne olup bittiği
hakkında pek bir fikri olmayan bir karakterle beraberiz, hatta üstüne üstlük
hemen o küçük kızımızın şirin yüzünü görmeye başlıyoruz. Korku dolu anlar
başladı derken, gözümüz o etkileyici yapay zekaya sahip klon askerleri arıyor.
“Neredesiniz yahu?” demeye kalmadan nereden geldiği, kim oldukları belli olmayan
esrarengiz düşmanlarla çatışmaya başlıyoruz. Hadi bakalım diyerekten oyuna
dalıyoruz ki, büyük bir patlama ile ortalık toz duman oluyor. O anda ilk yapımın
sonlarından bir müddet öncesinde olduğumuzu fark ediyoruz. Monolith’in o büyük
patlamadan sonrasını bize farklı bir gözle göstermeye çalıştığı FEAR 2, işte bu
dakikadan itibaren gerçekten başlamış oluyor. Tabii bölümleri geçmeye
başladıktan sonra da, akıllar çok zevkli saatlerin geçtiği ilk oyuna gidiyor,
“FEAR nasıl bu hale geldi?” diye sorabilirsiniz.