Artılar35 lisanslı araç, 28 birbirinden meşhur parkur, oyuna heyecan katan efektler.
EksilerAraç içinden oynanış bulunmuyor, sınırlı hasar modellemeleri, Tiger Effect gibi özellikler gerçekliği düşürüyor.
Nitro’suz yarışmam, bariyerler virajlardaki emniyet kemerlerimdir, yanımda
otomobil görürsem, direksiyonu üzerine kırarım ve en nihayetinde yarışı ben
kazanırım! Arcade yarış oyunlarının gerçekçilikten uzaklaşmalarının sebebi,
gerçeğin her zaman keyifli olmadığıdır. Bu yüzden oynanış mümkün olduğu kadar
eğlenceye dayalı hazırlanır ve sonucunda, 250 KM hızla çarptığınız bariyerlerden
çizik bile almadan ayrılırsınız. Tek kaybınız, hız ibrenizin biraz sola yatması
olur. Şüphesiz ki bu tür oyunların kullanıcıya verdiği soluksuz hız keyfi,
durmaksızın heyecan, oyuncuyu bilgisayar başından kalkmaktan alı koyuyor.
Özellikle Need for Speed: Most Wanted gibi türünün başarılı örnekleri, eğlenceyi
oyunculara yaşatmayı çok iyi biliyor... Bir de madalyonun öteki yüzü var.
Gerçekçiliğin ön planda tutulduğu Toca Race Driver serisi gibi yapımların da,
kendi çatısı altında topladığı büyük bir oyuncu kitlesi bulunuyor. Maksimum
gerçekçilik hedeflenerek hazırlanan bu yapımlar, sürüş dinamikleri başta olmak
üzere, her şey gerçeğiyle birebir şekilde tasarlanıp, yaratılıyor. Şimdi bu
yapımlara yeni bir isim katıldı. Uzak Doğu kökenli Milestone firmasının
hazırladığı Evolution GT gösteriyor ki, yarış simülasyonları ailesinden güçlü
bir fert yola çıktı!
Öncelikle yapımcı Milestone’dan bahsetmek gerek. Firma geçtiğimiz yıl konsollar
için hazırladığı Chaos Field ile sesini duyurmuştu. Bu ses Milestone için epeyce
cılız oldu ve yapımcılar derhal yeni oyunlar yapmaya karar verdiler. Chaos Field
gibi shoot em up türünde Radirgy Precious, yarış türünde boy gösterecek olan
Super-Bikes: Riding Challenge ve Evolution GT ile hız tutkunlarını tatmin edecek
projeler, Milestone tarafından geliştirilmeye başlandı. Bunlardan ilk olarak
Evolution GT piyasaya sürüldü. Bakalım parkurlar ne tür yarışlara sahne olacak?
1. Kural: Frenin yerini ezberle.
Oyunu açıp, ilk olarak Options’daki ayarlarımızı tamamladıktan sonra menüye göz
gezidiriyoruz. Quick Race ile mutlaka antrenman yapmanızı tavsiye ederim. Direk
olarak Carrier Mode’ye tıklarsanız, sizi Gabriele Tarquini karşılıyor. Kendisi
1994 BTCC ve 2003 ETCC şampiyonu. “Biz ne şampiyonlar gördük” tavrı ile kariyere
başlarsanız, daha ilk yarışın ilk virajında epey büyük bir hüsran ile
karşılaşacağınız muhtemel(!)
Gabriele Tarquini, bize bir nevi tutorial yaptırıyor. Ne kadar uygun tartışılır
ama TVR T350 ile başlıyoruz tutorial’e. Burada başta Tiger Effect olmak üzere,
araç kullanırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini görüyoruz. Öncelikle Tiger
Effect’ten başlayalım anlatmaya; örneğin yarışı en önde sürdürüyorsunuz ama
diğer araçlar sizin hemen ardınızda. Önünüzde de çok zor bir viraj var. Yeteri
kadar hız kesmeden girerseniz, kısa sürede toparlamanız pek mümkün gözükmüyor.
Maalesef en kötü sonuç başınıza geliyor ve aracınız bariyerlere çarparak
neredeyse duruyor. Normal bir oyuncu için, orta şiddette sinir krizi ile
geçiştirilebilecek bir vaka gibi görünüyor. Moralinizi bozmayın çünkü Tiger
Effect böyle anlar için yaratılmış! “Tab” tuşuna basıyorsunuz ve sol alt
köşedeki bar boşalana kadar, zamanı geriye alıyorsunuz! Böylelikle viraja
girmeden çok önce frene basarak durumu kurtarabilirsiniz!
2. Kural: Kazanmak için fren kullan.
Yarış anındaki arayüzde bulunan ikinci bar olan damage’ye geldi sıra. Quick Race
seçeneğinde göremeyeceğiniz bir ayrıntı olan hasar, kariyer mod’unda karşımıza
çıkıyor. EGT’deki hasar modellemeleri içimizdeki arcade yarış tutkununu memnun
edemeyecek cinsten. Maalesef çok basit hasar görüntüleri mevcut. Kaza sonucunda
sadece tamponun bir bölümü düşüyor, farlar kırılıyor ve camlar çatlıyor. Daha
farklı bir ayrıntı gözünüze çarpmıyor. Yine de bu tür simülasyon oyunlarında ön
planda tutulması gereken, sürüş dinamikleri olduğunu düşünürsek, yine
istediğimiz sonuca ulaşamıyoruz. Zira oynanışa hasarın pek bir zararı olmuyor.
Özellikle Toca Race Driver 3’ü oynayanlar, aradaki farkın çok büyük boyutlarda
olduğunu göreceklerdir. Birinde her bir darbenin sürüşünüze etki edeceği gerçeği
ile yarışırken, bir diğerinde hasar almak sadece yan unsur olarak düşünülmüş.