The Longest Journey paralel iki dünya arasında geçen, hayal gücününün
sınırlarını zorlayan epey uzun soluklu benim de büyük beğeniyle oynadığım bir
adventure oyunuydu. April Ryan adlı bir kızı yöneterek bilim ve büyü odaklı
Stark ve Arcadia isimli dünyalar arasındaki bozulan düzeni yeniden kurmaya
çalışıyorduk. Gelişim içerisinde bazı gizil özelliklerimizi de keşfediyorduk.
Beş yıl önce çıkan The Longest Journey’nin, büyük beğenisine rağmen devamı
gelmemişti. Şimdi en uzun yolculuğa kaldığımız yerden sıkı bir şekilde devam
edeceğiz.
2219 yılında Casablanca’da başlayan oyunda Zoë Castillo ile düşler, kabuslar ve
büyüler üzerine yeni bir yolculuğa çıkıyor olacağız. Zaman ve mekan
kavramlarının iç içe geçtiği Dreamfall’da yüzyılları kapsayan dilimlerde
yolumuzu bulmaya çalışacağız. Bu arada Stark ve Arcadia adlı dünyalara bir
yenisi daha katılıyor: Üçüncü dünya The Winter.
Oyunda dünyamız bir güç tarafından rahatsız edilmektedir. Statik müdahele
teknolojisi olarak adlandırılan bu gün sadece üçüncü dünya The Winter’ın
tepelerindeki kara bir evden görülebilir. Kahramanımız Zoë kayıp bir dostunu
ararken kendini bir anda büyülü dünyaların eşiğinde bulur. Aradığı dostuyla
başına gelenlerin bağlantısı olduğunu fark etmesi uzun sürmeyecektir. Ulaşmaya
çalıştığı kişi April Ryan’dır.
Adventure oyunlarındaki tek düze ilerleme çeşitli biçimlerde aşılacak. Örneğin,
Konunun ilerleyen aşamalarında devreye girecek diğer iki karakterin kendilerine
has özelliklerini kullanabileceğiz. Ayrıca konunum ilerlemesi için çeşitli
kırılma noktaları olacak ve burada bizim verdiğimiz kararlardan oluşan bir çizgi
oyunun akışını belirleyecek.
Biraz da Aksiyon Olsun
Dreamfall her ne kadar adventure olarak lanse edilse de içinde önceki oyunun ve
bu tarz yapımların pek barındırmadığı bir özelliğe sahip olacak. Dreamfall’da
bulmacaları çözmekle kalmayıp yeri geldiğinde rakiplerle savaşlara da gireceğiz.
Dolaylı da olsa aksiyon özelliklerinin oyunda yer alması, olumlu bir değişiklik
olarak düşünülebilir. Ancak türün sakinliği seven hayran kitlesi bu durumdan
hoşnut olmayabilir. Savaş sahnelerinin Zelda oyunu tarzında ve Eternal
Darkness’ın kamera açılarına benzeyeceğini söyleyen yapımcılar, ne zaman ne
çıkacağını tahmin edemeyeceğimiz için sürekli tetikte olmamızı öneriyorlar.